- 1060 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DEĞERLENDİRME Mİ YAPIYORUZ YOKSA SALLIYOR MUYUZ
Günlük hayatımızda, arkadaş toplantılarında, kahvede, sosyal medyada, orda-burda, her gün her yerde, her şeyi değerlendiriyor, yorumluyoruz.
Ama bana, daha çok sallıyoruz gibi geliyor!
Zira; yorum ve değerlendirme yapmak bilgiye dayanan bir iş olmalı diye düşünüyorum.
Bilgi başka yerlerden de sağlansa da, en çok da bilimden elde ediliyor.
Önce; kısa bir açıklama yaparak bilim hakkında bir şeyler söyleyeyim.
Kesin çizgileri olmasa da bilimi üçe ayırıyorlar. 1. Matematik
2. Doğa Bilimleri
3. Sosyal Bilimler.
MATEMATİK
Bilim insanları matematiğin tarifinde pek anlaşabilmiş gibi görünmüyorlar. Bilim diyenler var, bilimin açıklanmasında araç diyenler var, somut diyenler var, soyut diyenler
Ama, kim ne derse desin matematik diye bir şey var.
Matematik, bilimde olduğu kadar günlük hayatta da bir insanın sık sık karşısına çıkar. Temeli mantığa dayanan bir sistemdir ve zihni geliştiren bir araç olarak kişiye rasyonel (gerçekçi, akılcı) bakış açısı kazandırır. Kişiye özgür ve önyargısız bir düşünce ortamı yaratır. İnsanın sistemli, mantıklı, tutarlı düşünmesini sağlar.
SOSYAL BİLİMLER
Sosyal bilimler dünyanın ve yaşamın insanî ve toplumsal yönlerini inceleyen bir akademik disiplinler grubuna verilen addır. Türkiye’de zaman zaman sözel bilimler olarak da anılırlar. Sosyal bilimler sanat ve beşeri bilimlerden insanlığı incelerken, nitel ve nicel metotlar dahil olmak üzere daha ziyade bilimsel metotların kullanımını içermesidir. Disiplinler arası dalların çoğalmasıyla ve sosyal bilimler ile sosyal bilimler dışındaki bilimler arasındaki sınırlar büyük oranda belirsizleşmiştir.
Sosyal Bilimler başlığı altında genellikle, şu alt bölümler sıralanıyor: İletişim bilimleri, Ekonomi, Eğitim bilimleri,Coğrafya (beşeri, ekonomik, sosyal, siyasi, kültürel), Tarih bilimleri (Tarih, Arkeoloji, Paleografi, Jeneoloji, Nümizmatik), Uluslararası ilişkiler, Dil bilimi, Siyaset bilimi, Psikoloji, Müzikoloji, Filoloji, Hukuk, İşletme, Suç bilimi, Sanat Tarihi, Felsefe, Sosyoloji, Antropoloji (sosyal ve kültürel), İnsan hakları, Etnoloji, Teoloji.
DOĞA BİLİMLERİ
Doğa ve doğa olayları ile ilgilenen bilimdir. Konusu doğal gerçekliktir (realite). İnsan düşüncesinden bağımsız olarak var olan her şey doğal gerçekliktir.
Doğa bilimleri olgusaldır. Doğada her an varolabilen olaylar zincirlerini, olguları inceler. Olgular arasındaki neden-sonuç ilişkisini inceleyerek doğanın yasalarına ulaşır. Olgusallık, deney ve gözlem yolu ile ulaşılan yasaları yine deney ve gözlem ile doğrulatmaktır.
Doğa bilimleri tüme varım yöntemini kullanır. Tek tek olaylardan ve olgulardan hareket edilerek genel doğa yasalarına ulaşılır.
Doğa bilimleri açıklayıcıdır. Amacı sadece anlamak değil, ayrıca açıklamaktır.
Doğa bilimleri başlığı altında genellikle, şu alt başlıklar sıralanıyor: Gökbilim, Biyoloji (Ekoloji, Doğa tarihi), Kimya, Materyal bilimi, Yer bilimleri (Jeoloji, Hidroloji, Meteoroloji, Coğrafya, Okyanusbilim, Toprakbilim), Fizik.
Bu kadar çok bilim dalı olduğuna bakmayın. Her biri ayrı ayrı birer bilim dalı olsa da birçoğu temel bilim dallarından ayrılarak bir kimlik kazanmışlardır. Sosyal Bilimlerin temeli Felsefe, Sosyoloji, coğrafya ve Tarihtir. Doğa bilimlerinin temeli, Astronomi, Fizik, Kimya, Biyolojidir.
Günümüzde İlk öğretim; bireye okuma yazma, anlama eğitimi ile bilimle tanıştırmak ve orta öğretimde işlenecek konular hakkında alt yapı oluşturmak için eğitim verir.
Ortaöğretim; hayata dair genel bilgiler ile yüksek öğretimde öğrenilecek konulara temel teşkil edecek akademik bilgiler verir.
Yükseköğretim: branşlaşmış konularda akademik eğitim vererek alınan bu bilgilerle analitik düşünme ve bilgileri kullanma kabiliyeti kazandırır.
Günlük tartışmalarımızda, konuşmalarımızda doğa bilimlerinden söz etmeyiz, zira bu konular verilere dayalıdır. Verilerle konuşmayı hiç sevmeyiz. Yine de astronomi denince burçlardan, biyoloji denince canlıların üremesinden, kimya denince amino asitlerden, fizik denince suyun kaldırma kuvvetinden konuşmadan edemeyiz. Ama, en çok sosyal konulardan konuşuruz. Yukarıda da değinildiği gibi sosyal bilimlerin konusu oldukça geniştir. Bu bölüm içinde de en fazla ilgimizi çeken konu siyaset ve uluslararası ilişkiler bölümüdür. Sohbetlerimizde, konuşmalarımızda bu konularda atıp-tutmak, sallamak pek hoşumuza gider.
Gelelim bolca salladığımız konulara.
Uluslararası ilişkiler siyaset biliminden, siyaset bilimi ise sosyolojiden türemiş bilim dallarıdır.
Bu konularda değerlendirme yapabilmek için akademik bilgilere ihtiyaç vardır. Akademik bilgilere dayanmayan konuşma, yorum ve değerlendirmeler kahve sohbetlerinden öteye bir anlam taşımaz. Ama biz, akademik bilgiye ihtiyaç duymadan sallarız da sağlarız bu konularda. Hepimiz siyaset uzmanıyızdır!
En iyisi; bilmediğimiz konularda derin değerlendirmelere girmemek , konuyu bir bilene bırakmak onun kelâmını dinlemektir.
Şimdi bana: " Ne yani Kardeşim, biz konuşup fikrimizi söylemeyelim mi demek istiyorsun!" dediğinizi duyar gibiyim.
Asla ve kat’a öyle demek istemiyorum.
"İnsan bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olamaz! " diyenler de sallamışlar zaten.
Sen de, salla kardeşim... Salla gitsin !
Ben de öyle yapıyorum… Hatta bu yazı bile sallama.
SALLAMAK GÜZELDİR VE İNSANA MUTLULUK VERİR!
Bekir GÜÇLÜER
YORUMLAR
Hocam, birçoklarını salladıklarına ben çok memnunum. Rastgele sallayanlar genelde kafalarına çarptırırlar sallayınca.
Kırık kafayla da, sallaması zor olduğu gibi, saçma yorumlar getirmeleri de imkansız hale gelir hiç olmazsa.
Tek üzüldüğüm nokta, güzelim sayfaları kirletmeleri.
Makalenizi severek okudum.
Selam ve saygılar
bekir güçlüer
Ziyaretiniz ve kıymetli değerlendirmeniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
bekir güçlüer
İlginiz ve ziyaretiniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
bekir güçlüer
İlginiz ve ziyaretiniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.