İÇİMİZDEKİ ÇOCUK...

• 25 Temmuz 2008 Cuma 17:05:04

“Herkesin üç kişiliği vardır; Ortaya çıkardığı , sahip olduğu , sahip olduğunu sandığı.” Alphonse Karr


Eric Berne’nin 1960’larda geliştirdiği tezine göre, insanda tek bir kişilik değil, genelde birbiriyle gelişen üç ayrı kişilik vardır. Bu kişilikler şunlardır: Ebebeyn, Yetişkin, Çocuk.
Ebebeyn, iyi ve kötü doğru ve yanlış gibi fikirlerimizin tümünü içerir. Yetişkin , tüm nesnel bilgilerimize ve yeteneklerimize sahiptir. Çocuk , ise duygularımızı içermektedir.
Yaşamımız boyunca daima bu üç ego durumumuzdan birinde bulunuruz ve bazen diğerlerine geçişler yaptığımızda olur. Nasıl mı? Önemli bir iş toplantılara katılımlarda, ailemizin ekonomik gider ve gelirlerinin belirlenmesinde” Ebebeyn” işi ele alır. Faturların ödenmesinde ise “Yetişkin” devreye girecektir. Bir eğlencede ve bir toplantıda kendiliğinden hareket eden, serbest davranan ve duygularını dışa vuran egomuz ise,”Çocuk” olacaktır.
Kısacası arkadaşlarımızla, iş yaşamımızda, toplum içinde ve özellikle eşimizle devam eden ilişkilerimizde bu üç kişilik daima rol oynamaktadır. Ebebeyn kişilik eğer uyumlu olmaz ise, uzun vadede hiç bir beraberlik uyumlu olmaz. Dikkat ederseniz bir çoğumuz toplum içinde birileriyle tartışma yaşadıktan sonra şu cümleyi kullandığımız çok olmuştur. “ Frekansım tutmadı!..Elektrik alamadım!..”
Neden mi? Evet, bu soruyu hep umutsuzca kendimize de sorarız, değil mi? Eğer uzun vadeli bir mutluluk yaşamak istiyorsanız ve diğer yarısını arayanlara hiç şaşmayacak bir formül ise şudur. “Ebebeyn “uyumlu “Çocuk” kişiliğini tutturmanız gerekmektedir. Çocuk egomuzu yap ve yapmalarla şaşırtmamalıyız. Onu sevmeli, hoş görmeli, sevgiyle beslemeli ve kırmadan yönetmeli diğer iki kişiliğimiz.
Ne söz biter yazmakla ne yol tükenir yürümekle...İnsan olarak doğduk işte. Buyrun size bir fıkra.
“Tanrı eşeği yarattı ve ona dedi ki; “Sen bir eşeksin. Sabahtan akşama kadar yorulmadan, yakınmadan çalışacaksın. Ve ağır yükleri sırtında taşıyacaksın. Ot yiyeceksin, az akıllı olacaksın ve 50 yıl yaşayacaksın. “
Eşek cevap verdi: “Tanrım 50 sene böyle bir hayat için çok fazla, lütfen bana 20 yıldan fazla verme! “ ve öyle oldu...
Tanrı köpeği yarattı: “ Sen bir köpeksin. İnsanların mallarını koruyacaksın, onların en yakın dostu olacaksın. Geriye kalan artıkları yiyeceksin ve 25 yıl yaşayacaksın.”
Köpek cevap verdi: “ Tanrım 25 yıl böyle yaşamak fazla. Bana 10 yıl ver yeter.” Ve öyle oldu...
Tanrı maymunu yarattı: “ Sen bir maymunsun. Ağaçtan ağaca salınacak ve aptal gibi davranacaksın. İnsanları eğlendireceksin. 20 yıl yaşayacaksın.”
Maymun cevap verdi:” Tanrım 20 sene dünyanın palyaçosu olarak yaşamak çok fazla. Bana 10 seneden fazla verme.” Ve öyle oldu.
Ve Tanrı erkeği yarattı. “ Sen bir erkeksin. Dünyada yaşayacak tek rasyonel düşünen canlı olacaksın diğer yaratılmışlara zekanı kullanarak hükmedeceksin. Dünyayı yöneteceksin ve 20 yıl yaşayacaksın.”
Erkek cevap verdi: “Tanrım, erkek olmak için 20 yıl yetmez. Lütfen bana eşekten artan 30 yılı, köpekten artan 15 yılı ve maymunun 10 yılını ver.”
Tanrı bunu kabul etti ve erkek 20 yıl olarak yaşadı, sonra evlendi. 30 sene eşek olarak sabahtan akşama kadar çalıştı ve ağır yükler taşıdı. Sonra çocukları oldu. Tam 15 yıl köpek gibi yaşadı, evini korudu ve aileden arta kalanları yedi. Sonra ilerleyen yaşında 10 yıl maymun olarak yaşadı. Aptal gibi davrandı ve torunlarını eğlendirdi. Bugüne kadar böyle geldi...”
Ee, ne demiş düşünür?”Yirmi yaşındaki insan dünyayı değiştirmek ister, yetmiş yaşına gelince, yine dünyayı değiştirmek ister, ama yapamıyacağını bilir.” Clarence Darrow.

Yüzünüzden gülücük, yüreğinizden sevgi, gönlünüzden bahar eksik olmasın. Kalın sağlıkla...

Emine Pişiren/Edremit Olay Gazetesi/19.03.2008