- 505 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SAP (Cuma yazıları)
Gece öncesi, gecenin arifesi. Öğleden sonra, akşamüstü , ikindi, tün.
Çırayla, kandille aydınlanma dönemlerinde, daha eskiye giderek sadece güneşle aydınlanma çağlarında gündüz-gece varmış.
Yaban yemişleri toplamak için dallara uzana uzana arka ayaklarının üstünde durmayı-yürümeyi becerir olan, kazan ve de kopça memeliler, sıkıntıdan ya da işgüzarlıktan olsa gerek; dünyanın ekseni etrafında bir tur atış zamanını bölük-pörçük etmişler.
Fırıldak dünya, ekseni etrafında tur atar.
Güneş doğar-batar.
Canlılar aydınlıkta dirilir-devinir, karanlıkta yatar.
Zaman içinde türeyen/evrimleşemeyen gececi hırtlar, istisna - sap/mış kalırlar.
Sap
sapak
sapan
sapık
sapkın
sapmış.
Bu *sap* iyi bir kök olmalı türkçede. Özellikle üzerinde durulmalı. Değer de.
Sapmışların arta arta çoğunluk olduğu ortamları düşünmeli, öyle ya.
Egemenlik de çoğunlukta(mı acaba).
Ne olacak o zaman, ya bizde de sapkınlar artarsa gereğinden çok.
Sapkınlar-sapıklar iyi de olabilir demek, düşüncede de olsa ferahlatıyor insanı.
Davranışlarda, alışılagelmiş davranışların oluşturduğu kültürün iyi-kötü kavramlarında, ilkelliğin sebebolduğu yanlışlar varsa; herkes mersine giderken, tersine giden bir sapmış neden doğru ya da haklı olmasın .
Dünya da, ortamı da fırıldak.
Dünya etrafında döner, ekseni eğik.
Bir de güneşin etrafında döner, yörüngesi basık.
Güneş samanyolunda niceleriyle güruh halinde salınır.
Ay bile fırıldak. Hepsi, ama hepsi kıpır kıpır.
Bu yüzden olmalı sapmışlığın yükselişi.
Ne yapalım. Uğraşıp-didinip önleyemezsek *kıyamet* diye bir şey var.
*Kıyamet mi kopar yani?*
Evet.
Kıyamet kopar. Şu fırıldaklardan birisi bakarsın sapar, fırıldaklığını gösterir de kıyamet kopar. İşler yoluna girer.
Bir kaç aklı evvelin çırpınıp durmasına gerek yok aslında. Varsın balık tutsunlar, okey, pişpirik oynasınlar, ya da bir araya gelip iğdiş keyfi yapsınlar.
Sal çayıra kıyamet kayıra.
İlimmiş-irfanmış,
ahlakmış-etikmiş,
insafmış-vicdanmış,
gelecekmiş-zürriyetmiş….
İnsan.
İnsan da ne ki:
Evrimleşerek iki ayağı üzerinde durabilen yemiş toplayıcı. Ağaçlar kesilse, yansa- kül olsa; dolar, avro toplar en azından insan.
İlkel insan, avcı - toplayıcı- beleşçi olmuşsa;
Gelişmiş insan, hortumcu-soyguncu-beleşçi olamaz mı.
Elbette olabilir, doğasında var ya. Şu gelişmişlik nasıl bir şey acaba?
Arife (iv) lafına takmıştım kafayı aslında.
Gecenin arifesi akşam değil, ikindiydi bence, dünyanın sadece güneşle aydınlandığı çağlarda. Mesela *edım* ile *iv* yani *Adem* ile *Havva* nın yaşadığı yıllarda.
O zamanlarda günün yarısı olan karanlıkta, ne yapılırdı, nasıl yapılırdı, nasıl geçerdi zaman?
Bu *iv* oldukça manidar bir şekilde hem * gecenin arifesi*, hem de *Havva* anlamını taşıyor. Aslında kutsal miladın falan da arifesi olsa gerek bu *iv*.
Kutsal PAZAR, mukaddes CUMARTESİ, mübarek CUMA arifeleri de var .
Acaba ilkel insan hangi güzel olay öncesi heyecanlanırdı. Önceden başlardı onun heyecanını yaşamaya ki, iv-arife* deyiverdi bu ön heyecana.
İnsan içgüdülerini, içten ve gerçekçi değerlendirerek yanıt bulabilsek kim bilir ne ilginç olurdu, doğmalardan dayatmalardan arınmışlığımız.
Kaynağı ne olursa olsun, inandıklarına ve yaşadıklarına algılama-uygulama şeklini veren gene insanın kendisi.
İlk başlarda insanın şimdikinden az gelişmiş olduğunu kabul eden görüş, bunun sonucu olarak, elimizdeki özellikle soyut insanlık kalıtlarında;
doğallık ve doğruluk,
gereksinimlerin güdüleri, güdülerin eylemleri denetimsizce yönlendirişi,
yalınlık ve
şimdilere uymayacak ilkellik/farklılıkların da varlığını göz ardı etmemeli.
Saplaşmamak-sapkınlaşmamak için soyut insanlık kalıtlarını sorgulamalı-uyarlamalı, aktöre ve yararlılık sezgilerimizle.
Bizimkisi bol limonlu laf salatası.
Doğruyu görmek kolay, kabullenmekse ahlak (aktöre) meselesi.
Saygılar
i.durmuş
YORUMLAR
"Acaba ilkel insan hangi güzel olay öncesi heyecanlanırdı. Önceden başlardı onun heyecanını yaşamaya ki, iv-arife* deyiverdi bu ön heyecana.
İnsan içgüdülerini, içten ve gerçekçi değerlendirerek yanıt bulabilsek kim bilir ne ilginç olurdu, doğmalardan dayatmalardan arınmışlığımız."
Güzeldi..:))
Saygılar..