- 400 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÂHTA MEZARLIĞI –3
MAZİYE YOLCULUKLAR – 63
Merhaba Mehmet Şahin ağabey, sevgili öğretmenim… Merhaba güzel insan… Nazife Evci’nin taziyesinde, sevgili eşin ve kızın Çiğdem’le görüştük…
Senin için yazdığım yazı ve şiirler için teşekkür ettiler…
Ben sana teşekkür ederim… Davranışlarınla bize insanlığı, güzelliği, komşuluğu, hemşeriliği sen öğrettin…
Senin için yazdığım şiirler kitabımda yayınlandı… Sana karşı vefa burcumu ödemeye çalışıyorum…
Keftire mezrasında ve Kâhta’daki sohbetlerimizde hep güzelliğin anlatıldı…
Ne mutlu vefat ettikten sonra iyilikleri ile anılan insanlara…
Güzel davranışları ile anılmayı hak eden insan, güzel insandır…
Merhaba Sevgili Ziya Tutuş… Sen ne zaman buraya geldin, yattın…
Ziya, ölümünü sonradan duymadıklarımdansın… Acelen neydi, ecele koşmuşsun… Rahat uyu… Görüştüğümüz zamanlar çok hızlıydın… Dinlen hemşerim…
Merhaba Sevgili Bekir Erek, Abuzer Erek… Sizin mahalle çok kalabalık olmuş… Arasam evlerinizi bulamam… Çocukken bilmediğim ev yoktu…
Siz anılarımın unutulmazlarısınız…
Merhaba Sevgili Ramazan Yurdakul, Osman Yurdakul…
Sevgili Ramazan Yurdakul, her zaman tertemiz elbiselerle sokağa çıkardın… Efendi, değerli bir insandın… Çocukluğumun en güzel insanlarından biriydin… Seni unutmadım…
Merhaba Sevgili Mehmet, Osman, Abdullah Koyuncu büyüklerim… Abdullah Amca kalk bir kilo et ver… Annem içli köfte yapacak… Oğlun Mehmet’i çok genç yaşında kaybettin… Acı haberi gurbet ellerinde duydum… Çok üzüldüm…
Sizleri çok sevdiğimi bilirsiniz…
Merhaba Sevgili M. Nesimi Yıldırım… Çocukluğumuzda ilk kaybettiğimiz gençlerdeydin… Bütün Kâhta sana ağlıyordu… Annen çok ağlamıştı… Şimdi annenle yan yanasınız… Hasretlik bitmiş… Sarıl annene o senin için çok ağıt yaktı…
Merhaba Sevgili başkan Ramazan Yıldırım… Sevgili eşin Asiye Abla ve oğlun Sabahattin ile görüştük… Seni andık…
Merhaba Sevgili Bekir Yıldırım, Ramazan Yıldırım, İsmet Yıldırım, Şefik Yıldırım, Nazif Yıldırım…
Nazif ağabey ilk şiirlerini Kâhta’da yayınlanan Hür fikir gazetesinde okumuştum… Çok güzel şiirler yazardın…
Fatom isimli şiirin Kâhtalı Mıçı tarafından okununca, şiir senden daha meşhur oldu… Ben ne seni ne de şiirlerini unuttum…
Merhaba sevgili komşularım Osman Işık ve Leyla Işık… Çocukluğumun sokağının güzel gülleri, sizi çok özledim…
Merhaba Sevgili H. Dedo Selçuk, H. Feride Selçuk... Merhaba Sevgili komşularımız… Kalk H. Feride teyze bir sitil yoğurt ver… Annem balcanı dev yapacak… H. Dedo Amca, nerede sokakta kapımızın önünde yatırdığın büyük baş hayvanların… O sokağı, o sokağın güzel insanlarını hiç unutmadım…
Merhaba Sevgili Bedir Boğa, Abdullah Boğa, Yusuf Boğa…
Sevgili Yusuf Boğa, canım arkadaşım… Benim adıma senin evine gelen serserileri çok araştırdım… Kim olduklarını bulamadım… Ben hiç kimsenin evine adam göndermedim… Sen güzel arkadaşım, mahallemin çocuğuydun…
Ben arkadaşlarıma, komşularıma yanlış yapmadım… Yanlış yapmayı aklımdan geçirmedim… Sevgili Yusuf Boğa, Belediye parkında benim adıma sana yanlış yapıldığını söylemiştin… Şaşırmıştım… Sinirlenmiştim… İsimlerini senden istemiştim… Tanımıyorum, demiştin…
Bu gün bile tespit etsem, o terbiyesizliğin hesabını sorarım…
Hala üzgünüm sevgili arkadaşım… Seni ve aileni saygıyla selamlıyorum…
Merhaba Sevgili Hesgır Bulut, Abuzer Bulut…
Hesgır Amca yeni model kamyonlar çıkmış… Sen iyi anlarsın…
Abuzer Amca, seninle İstanbul’da aynı otel odasında kalırken yaşadıklarımızı hatırlıyor musun?
Hırsızlar turistlerin parasını çalmaya çalışırken görmüştün:
— Cantekin, bu otelden gidelim… Başımız belaya girer, demiştin…
Gece yarısı oteli terk etmiştik… Ne günlerdi Abuzer Amca o günler…
Merhaba Sevgili Mahmut Güllü…
Yıllar sonra trafik kazasında vefat ettiğinizi duydum… Çok üzüldüm… Seni ziyarete geldim… Mezarındayım…
Seni sevenlerin aradan yıllar da geçse seni unutmadılar… Sizi unutmadılar… Sevgili Mahmut Güllü Kâhta’mın gülüydün…
Merhaba Sevgili Bedriye Yıldırım Abla… Oğlun Ahmet Yıldırım ile yine yan yanasın…
Bedriye Abla seni çok severdim… Oğlunu çok severdim… Hala sizi seviyorum…
Ahmet’i uyandır… Fırına gidelim… Müşteriler ekmek bekliyor…
Karanlığın bekçileri Ahmet’i çok üzmüşler…
12 Eylül işkencecileri bana çektirdiler… 12 Eylülün kişiliksiz ihbarcıları kendilerini sattılar… Şerefsizce yaşadılar… Yaşıyorlar…
Ben yine ayaktayım… Onların çocuklarına bıraktıkları ihbarcı, ispiyoncu etiketidir…
Babam, arkadaşlarını, komşularını, hemşerilerini suçsuz yere ihbar etti diye övünecek bir evlat dünyada var mıdır? Kâhta’da var mıdır?
Ben tahmin etmiyorum…
Kâhta’da çok insan zulmün pençesinde inledi… Dayanılmaz acılar çekti… Ama ben Kâhta’da ihbarcı, ispiyoncu hiçbir kişiliksizi unutmadım… Acı çekenler unutmadılar… Unutmazlar…
Kâhta’mın iyi insanları, mezarınızdayım… Sizinleyim… Sizinle dertleşiyorum…
İçimi size döktüm… İsmini anmadığım güzel insanlar, sevgilerimi ve saygılarımı sunarım…
Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.
Sizi seviyorum…
Şimdilik gidiyorum…
Size yine geleceğim…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.