- 754 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
Kediler,Kadınlar,Erkekler,Hayatlar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Usulca koynuma sokuldu sokakta bulduğum yavru kedi hayır bu samimiyet nereden geliyorsa sanki. Yarım saat önce sokakta karşılaşmışız üşüme diye eve almışım seni öyle hemen kucağa hoplamalar zıplamalar falan aaa.
Muhtemelen özünde sokak kedisi değil bu küçük şey. Yakın zamanda herhangi bir evden kapı dışarı edilmiş. Şahsi olarak bu minik dilsiz yaratıkları köpeklerden daha az severim. Çünkü özünde insana daha çok benzeyen kedilerdir. Üstelik hayvan sahiplenme sorumluluğunu almayı hiç düşünmesemde. Soğuk havalarda titreyen bir varlık gördüğümde onun ısınmasına hep önem vermişimdir. Gerçi geçen sefer eve getirdiğim mülteci çocuğun bilgisayarımı çalıp kaçmasından sonra insanlarla ilgili yargılarımın tekrar kanıtlanmış olması ayrı konu.
Kediyi iki üç gün içinde sahiplendirmem gerekliği ise apayrı bir sorundu . Sosyal medyada bu tip platformlar olsada ülkemde yaşanan insan terörü nedeniyle buraları kullanma ihtimalini direk eledim. İki ihtimal vardı ya kediyi bir veterinere bırakıp kaçacak yada Buketi arayacaktım.
Sonunda vicdanıma yenilip Buketi aradım
Kediler vasıtasıyla tanıştığım ve yine kediler nedeniyle ayrıldığım kadını beş ay sonra yine bir kedi nedeniyle arıyordum.
Telefondaki ses tanıdığım kadının sesi değildi sanki. Önce afalladım sonra aptallaştım ardından Buketin sesiyle kendime geldim
- Benim Buket merak etme ne oldu anlat hem nasılsın nerelerdesin bu kadar uzun zaman sonra aradığına göre bir sorun mu var. Sağlığın nasıl birine bişey mi oldu...
- yok yok iyiyim ya birşey soracaktım sadece
- ne soracaksın ki bu kadar aradan sonra beni aramana sebep olacak kadar önemli
- şey bir kedi varda sokakta buldum eve aldım ama beni biliyorsun sahiplendirilmesi gerek ve aklıma birtek sen geldin.
Buketin kahkahası kulağımda çınlıyordu böyle bir tepki beklemesemde onun bu ufak sinir krizinin geçmesini bekledim.
- kedi demek bildiğimiz kedi
- evet niye kızdın ki aklıma en iyi sen geldin veterinere bırakmak yada sokağa atmak istemedim.
- konu kedi değilki konu senin kedi yüzünden beni araman yani biz kediler yüzünden ayrılmadık mı. Sen değilmiydin beni şu kedi kadar önemsemiyorsun diyen kediyi resmen sorun eden.
- evet bendim
- eee o zaman bu nasıl bir ironi
İçimden bana Buketi aratan vicdanıma sövmeye başlamıştım. Buket duygusal açıdan haklı mantık çerçevesinde ise haksızdı bunu ikimizde biliyorduk. Tartışmak istemesemde kediler, kadınlar ve erkekler arasındaki bu küresel sorunu çözmesi gereken benmişim gibi hissediyordum.
- şöyle bir ironi Buket. Ben seninle sevişirken bizi izleyen kahvaltı ederken masanın ortasında benimle beraber peynir yiyen veyahut sinirlendiğinde takım elbiseme işeyen bir varlıkdan söz ediyorum. Ben en az senin kadar belki senden daha fazla hayvanları seviyorum ancak sizlerin onları kendi kişiliklerinize göre 50-60-70-100-200 metrekarelik yaşam alanlarınıza hapsederek onların doğaları ile oynamanıza tahammül edemiyorum. Söylesene kedisi olan kaç arkadaşın sende dahil onların tırnaklarını kesiyor.
- Bu mu yani küçücük hayvana tahammül edemiyorsun öylemi
- hayır Buket dediğin gibi bunun kediyle alakası yok ben insanlara tahammül edemiyorum yoksa bir kedi yada köpek yada at yada yılan hepsi biz insanlardan daha çok yaşamayı hakediyor. Misal sen hala fareden korkuyorsun demi
- evet korkuyorum
- ne farkı var o hayvan değil mi
- ama o pis
- nasıl pis oda hayvan oda insanoğlu neredeyse orada
- konuyu saptırma benim söylediğim konu çok başka
- evet bende onu diyorum sen çok önemli gururun için o facebooklarda sükse yaptığın çevre kurduğun mükemmel hayvan severliğini unutuyorsun.
- saçmalıyorsun haddini aşma
- haddimi aşmak evet çol haklısın ben haddimi zaten seni arayarak aştım. Neyse şimdi söyle kediye yardım edeceksen gelip bırakıcam sana etmeyeceksen kapatalım konuyu
- zamanım yok olsada seninle işim olsun istemiyorum
- işin benimle değil üstelik iş değil bu iyilik
- yapmıyorum
- iyi güle güle...
Telefonu sinirle masaya bıraktım nasıl birşey di insan denen bu varlık o büyük laflar afilli sözler hümanistlik yada hayvan severlik ne kadar da yapmacık. Tvlerdeki evlendirme programlarına kızıyorum bazen bu konuda haksız olduğumu biliyorum.
Bu programlardaki kadınların yada adamların cast olduğunu ve oynadıklarını idda etmişimdir genelde.
Yanılgım öyle açık ki cast olan toplumun birebir kendisi. Herkes egoist herkes kavgacı aç gözlü empati kurmayan ve yapmacık. Evet bu progralar birebir gerçek çünkü eldeki malzeme bu.
Zavallı kedi muhtemelen veterinere bırakmam gerekecek belki ordan biri sahiplenir.
Herşeyden habersiz elimi yalıyor usul usul.
Dışarda usulca yağmur sokaktaki insanlar hayvanlar ve hayat...
YORUMLAR
Aslında seviyoruz birilerini.. Ama bana göre sırf kendimiz için.. Kediler:) Benim şurubum var iran kedisi.Doğal ortamı hiç görmedi.. Elimde doğdu zibidi.. Annesi dişi diye ben de çok düşündüm ne yapmam lazım diye.Öünkü her sene en az 3 tane yavruluyordu ve ben işi gücü bırakıp ağlaya ağlaya o yavrulara yuva arıyordum sizin gibi.. Sonunda bir öğretmen istedi sevinerek verdim annesi Patiyi:) Şimdi bir benim şımarık Şurubum kaldı.
Sanırım insanlara güvenemediğimizden hayvanlara yöneliyoruz. Ki onların dili olmasa da sevmesini bizden iyi biliyorlar:)
Sözde modern kadın ve erkeklerin tükettikçe var olabildiği şu zamanlarda en kolay tüketim nesnesi hayvanlar oldu maalesef. Eşya misali al, sat, at ....
Bence yalnızlaştıkça kabalaşan insanoğlu için bu hali bastırmanın yolu hayvanların yaşam haklarını belli bedeller karşılığında satın almak olunca insan ruhuna has bir takım uzuvlar da yitirilmeye başlandı.
Hele ki şu zamanda cüz'i irade sahibi bu hayvanları aşağalayan, eziyet eden kişiler için şuur, akıl, nefis, kalb, vicdan, aşk ..vs. yoksunu demek hiç de yanlış olmaz.
Gerçi şimdilerde hangi duygu çarpık değil ki hayvan sevgisi doğru olsun? Kim kime, kim nereye ait ki hayvanlar olması gerektiği yerde olsun?
Yani, mesele herşeyden habersiz sevk-i kaderî ile yalanan kedi değil mesele kadınlar ve erkekler. Haa bir de içinde var oldukları hayat var tabi.
Yazınızı beğendim. Günün yazısı olması sebebiyle de ayrıca tebrik ederim.
herkes sosyal medyada iyiliksever, herkes sosyal medyada sosyal, herkes sosyal medyada hümanist, herkes sosyal medyada..... bu böyle sürüp gider, çünkü artik maalesef ki birçoğumuzun hayati orasi olmuş. aslinda insan başkalarini kandirmiyor, önce kendini kandiriyor. kimbilir belki de böyle daha rahat bir nefes aliyordur.
hikayedeki kahramanin yaptiği ise iyilikseverlikle biraz pişkinlik bana kalirsa... evet belki de kediler, erkekler ve kadinlar arasindaki fark ya da.
kedi nankör derler. halbuki insandan farkı yoktur. karnını doyurabildiği yerde yaşar, ortam çıkarlarına ters düşerse çeker gider. gururludur. hatta bir ara eski mısırda tanrısal güçleri bile vardı.
buket'i bilmem ama benim hayvan sevdiğini iddia eden arkadaşlarımın sokakta gözü akmış ya da ağzı parçalanmış bir kedi veya köpeği sevdiğini görmedim hiç. öyle ki ben sevdiğimde bana da aynı iğrenç bakışlarla bakarlar.
kim evcilleştirdi ki ilk kediyi. görürsem münir özkul gibi iki çift lafım var. "bak beyim, halin vaktin yerinde, ekmek elden su gölden yaşıyorsun. at evcilleştirdin anladık bineceksin, koyun, inek güdeceksin, köpek evcilleştirdin korunacaksın, ama bu kediyi niye evcilleştirdin be adam. sırf sen elinin altında sevecek bir şey olsun diye niye aldın bu hayvanı vahşi hayattan." :)))