şu merete alışamadım gitti
Kamilsarıaydın okulunda çalıştığım sürece parasal sıkıntı çekmedim. Elime geçen parayı çok idareli kullanmak zorundaydım. Çünkü ailemin beni destekleyecek imkânları yoktu. Rapor alan öğretmen okula döndüğü için benimde görevim sona erdi. Bu okulda hem tecrübe kazanmıştım hemde kendime güvenim gelmişti. Millî Eğitime gittim bu kez dayımı rahatsız etmemek için M.beye uğradım. Hoş geldin bende seni bekliyordum dedi. Tabi öğretmenin geldiğini ve benim ayrıldığımı biliyordu. Hamza Bey İlkokulunda bir öğretmen izne ayrılmış öğretmen aranıyor. Burada çalışmak ister misin dedi. Burası biraz uzak istersen biraz bekle daha yakın yerler olursa sana haber veririz dedi. Ben uzaklığı hiç fark etmez giderim dedim. Millî Eğitimin hemen önünden Muradiye taksileri kalkıyor onlardan birine bindin mi on on beş dakika sonra ordasın dedi. İstersen git bir okulu görde ondan sonra karar ver dedi. Ben görmeye gerek yok hemen gidip başlayabilirim dedim. Dur ozaman yazınıda yazalım onuda müdüre verirsin dedi. Birkaç dakika içinde yazı yazılmıştı. Teşekkür ettim yazıyı aldığım gibi taksi durağına indim. Durakta daha çok Chevrolet / Impala damalı taksiler vardı.
Kısa aralıklarla kalkıyorlardı. İlk sırada olana bindim. İçeride iki kişi daha vardı. Deri koltuklar özenle temizlenmiş, nikelajlı yerler parlatılmış amiyane deyimle gıcır, gıcır araba. Şoför oldukça yaşlı birisiydi. Durak görevlisi hadi Muradiye bir, Muradiye bir diye birkaç kez seslendi. Görünürlerde kimse gözükmüyordu. Bense sabırsızlanıyordum. Bir an önce okula gidip göreve başlamak istiyordum. Şoför kısmetimizde varsa yoldan alırız dedi. Hareket etti. Heykeli Ulucami’yi geçtik, bir yol Altıparmak tarafına ayrılıyor bir yolda Devlet hastanesine doğru gidiyordu. Tophane rampasına varıncaya kadar fazla vites değiştirmeyen şoför rampaya yukarı çıkarken sağ elini direksiyonun yanından yukarı doğru sallıyor sonra boynunu büküp vites değiştiriyordu. Bunu aralıklarla tekrarlayıp durdu. Sonra bizim kendinin bu hareketine baktığımızı görünce: vites kolunu göstererek yahu şu mereti yeni değiştirdim bir türlü alışamadım. Bilirmişsiniz bilmem bunların vitesleri direksiyonun kolundaydı. Bizde yeni modaya uyup aşağıya aldık ama benim el hala vitesi kolda arıyor dedi gülerek. Bununla ilgili bir iki daha anısını sola döndüm. Okul anlattı. Hastanenin önünden geçip yokuş aşağı inip bir derenin üzerinden geçtikten sonra büyük bir çınarın yanında durdu. Hamza Bey Okulu nerde acaba diye sorduğumda eliyle biraz ilerdeki sokağı göstererek oradan sola dön okulu hemen göreceksin dedi. Teşekkür edip hızlı adımlarla yürüyüp tarif ettiği yerden sola döndüm okul yolun hemen sağında gözüktü.
Beni okulun ne fiziki durumu nede mali durumu ilgilendirmiyordu. Çalışıp kendi hayatımı devam ettirmem gerekiyordu. Dış kapıdan girince hizmetli sandığım birine müdürle görüşmek istediğim söyledim. Bana müdürü ne yapacaksın dedi. Beni milli eğitimden gönderdiler öğretmen ihtiyacı varmış dedim. Beni şöyle bir süzdükten sonra gel bakalım dedi. Üst kata çıktık. Müdür odasında yoktu. Yan tarafta bulunan bir odaya girdik odanın ortasında soba gürül gürül yanıyordu. Sobanın etrafında ellerinde şişlerle örgü ören iki bayan ve yine onların yanında çay içip sohbet eden bir bay ve birde bayan vardı. Beraber odaya girdiğimiz kişi Müdürüm sizinle görüşmek istiyor dedi. Çay içip sohbet eden erkek biraz dışarda bekleyin geliyorum dedi. Yanımdaki müdür bey yeni öğretmen arkadaş dedi. Müdür hiç bozuntuya vermeden öylemi ya kusura bakmayın hocam okula birçok kişi gelip gidiyor onlardan bir sandım dedi. Elindeki çay bardağını masanın üstüne koyup buyurun odama geçelim dedi. Birlikte hemen yan taraftaki odaya geçtik. Milli Eğitimden bana verilen yazıyı verdim okudu. Tamam, hocam hemen başlatalım dedi.
YORUMLAR
yazı hoştu konu itibariyle ama bazı kelimeleri çizgi ile ayırdığınız için ben sürekli takıldım. düzeltilirse daha bir akıcılık yakalanacaktır. :)
syg,