- 478 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KÂHTA MEZARLIĞI - 1
MAZİYE YOLCULUKLAR – 61
Sevgili canlar, Kâhta’ya yeniden ayakbastım…
İlk gün mezarlığa geldim… Sizleri ziyaret ettim…
Bir önceki gelişimde, Kâhta’dan ayrılmadan yine size gelmiştim…
Bir gün olsun sizleri unutmadım… Sizleri çok özlemiştim… İçimi size döktüm… Küçüklerime sevgilerimi sundum… Büyüklerime sonsuz saygılar diye bağırdım…
Siz beni duydunuz… Hasretimi, Kâhta’ya sevdamı size anlattım…
Vefat ettiğinden haberim olmayan canlar vardı… Mezar taşlarından vefatlarını öğrendim… Hüzünlendim…
Gurbet gözün kör olsun… Maziye yolculuğa çıktım…
Sizlerle birlikte geçirdiğim günleri yeniden yaşadım… Yüreğimin kaptan köşkünde sakladığım ortak anılarımız canlandı… O güzel günlere döndüm…
Gözyaşlarım sizlere saygılar sundu… Yüreğimde küllenmiş yaralar tekrar kanamaya başladı…
Sevdamın ateşi beni alazında kavurdu…
Ayhan Terzi diye bağırdım… Sesimi duymadın Ayhan Ağabey…
Hasan Yücedağ diye bağırdım… Kalk cipinle beni gezdir…
Hasan Yücedağ ben seni çok özledim… İlkokul yıllarımda her gün gördüğüm güzel insan, kalk ben geldim… Hasan Amca ses vermedin…
Hacı Üzeyir Efendi, ben seni çok sevdim, sen de beni severdin… Seni de bulamadım sevgili Hacı ÜzeyirEfendi…
Mezarlık çocukluğumuzun mezarlığı değil ki hemen yerinizi bulayım…
Sayısız geceler mezarlığında sabahladığım Sevgili Ağabeyim Mehmet Cantekin’in mezarını bile zor buldum…
Ramazan Metiner’in, Mustafa’yı Keje’nin, Osi Beke’nin, Sevri Fatçele’nin ve yüzlerce komşumun, hemşerimin mezarını bulamadım…
Hüzün gözlerimi görmez etti… Mezarlık zaten çok kalabalıktı…
Bir başka mezarlık daha varmış…
Bu eski mezarlık çocukluğumun mezarlığıdır…
İkinci adresimdir… Gözyaşlarımla suladığım topraktır…
Dert ortağımdır…
Mazimdir…
Sırdaşımdır…
Acılarımın depreştiği mekândır…
Huzur bulduğum güzel insanların evidir…
Sevgili canlar, önceki gelişimde sizlerle tek tek konuştum…
Mezarlarınızın resimlerini çektim… Şimdi yeniden mezar taşlarınıza bakıyorum…
Çektiğini sandığım çoğu resim yok… Duygu yoğunluğundan, sizlerle sohbet ederken çoğunuzun mezarının resimlerini çekmemişim…
Beni bağışlayın canlar…
Çocukluğumun güzel insanları beni bağışlayın… Hepinizin yüreğimde yeri ayrıdır…
İnsan olan birlikte yaşadığı insanları nasıl unutur?
Ben hiçbirinizi unutmadım… Bu yazıda adını anmadıklarım olacaktır…
Biliyorum… Sakın kasıt aramayın… Sakın bana küsmeyin… Hiç birinizi ve ailenizi üzmek istemem…
Hepiniz şirin Kâhta’mın bir parçasısınız… Kâhta’mın güllerisiniz…
Sevgili Ahmet Bulut arkadaşım… Can, çok genç yaşta gittin…
Ölüm haberini günler sonra aldım… Senin mertliğini anlatan iki yazı ve beş şiir yazdım…
Sen mahallemin yiğit çocuğu, sen firari hayatımda İstanbul’da can arkadaşım…
Sen Adıyaman cezaevinde aynı koğuşu paylaştığım güzel insan…
Bu yüreğimdeki yerini bilirsin…
Yine geldim mezarına can… Mezarını çok güzel yapmışlar… Senin için yazdığım şiirlerden üç kıta alıp mezarının mermerine işlemişler… Mezar taşında şu dörtlük var:
Ahmet Bulut’a
Gönlü zengin boldu aşı,
Eğilmedi zora başı,
Sen de dik dur mezar taşı,
Selam söyle mert insana…
Mezarının yan mermerlerinin üstüne, yazdığım şu iki kıtayı yazmışlar:
Yiğit dosttu gördü âlem,
Geldi haber çöktü elem,
Ahmet bulut unutulmaz,
Ağlar gönlüm yazar kalem…
Sanma ölüm senden ırak,
Mertçe yaşa bir nam bırak,
İnsan fani ölüm gerçek,
Son duraktır kara toprak…
Sevgili Ahmet, senin için yazdığım yazı ve şiirlere Türkiye’nin bütün illerinden, Dünya’nın değişik ülkelerinden olumlu yorumlar aldım…
İnsanlar acımı paylaştı… Senin için dua ettiler…
Kâhta’dan ayrılırken otogarda ağabeyin Sırrı, Ömer, arkadaşın ve enişten Ömer Turan, yeğenin Osman’la görüştük…
Seni andık… Sana sevgilerimizi gönderdik…
YORUMLAR
Gönlü zengin boldu aşı,
Eğilmedi zora başı,
Sen de dik dur mezar taşı,
Selam söyle mert insana…
Mezardaki bir dostun mermerinde bulunabilecek en güzel dörtlükler bunlar. Ne mutlu...Sayın hocam, Paylaşmanız vesilesiyle yazınızı okumak imkanım olduğu için mutluyum...Güzel paylaşımınıza,edebiyata verdiğiniz emeğe ve yaşattığınız okuma keyfine teşekkürler... Tebriklerimle... Saygıyla...