- 1155 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
'Hadi öğrenmeyelim'!?..
’ Suyun sıcak olduğunu algılıyor, sabun kokusu alıyorsun, şampuanın keskin tadını farkediyorsun, suyun sesini duyuyorsun ve bir duş görüyorsun. Neredesin?’
Elbette banyodayız! Bunda ne gibi kriterler aranabilir? Banyoda oluşumuz mu, banyoda olmamamız gerektiği mi, yoksa banyoda yıkanacak olmanın ulu orta söylenmemesi gerektiği mi? Ya da banyoda yapılabilecek fantazilerin dile getirilebilecek olasılığının olmaması gerektiği mi?
Dünyanın başka yerlerinde yoksa insanlar soyunmadan mı giriyorlar banyoya? Duş da neymiş? Yerli malı türk’ün malı herkes hamam kullanmalı mi diyeceğiz? Yoksa ahırlarda koyunlarla beraber teştin( leğen) içinde buram buram tezek kokusunu içimize çekerek yıkanmayı övünülecek bir kültürümüz olarak mı benimsiyeceğiz? Ya da gökyüzünün tüm renklerini görerek bir nehrin içine mi salacağız kendimizi?
Banyo konusunu bir tarafa bırakıp diğer bir konuya bakalım hani şu yağmurdan sonra çıkan bir doğa harikası gökkuşağına ama dikkatli bakalım bir daha göremeyebiliriz sonra...
’Gökkuşağının birçok rengi var ve her bir rengi diğer tüm renklerden farklıdır. İnsanlar da biraz gökkuşağının renkleri gibidirler; çünkü her insan eşsizdir. Gözlerimizin şekli, derilerimizin rengi, hatta tercih ettiğimiz yemekler farklılıklarımızı ortaya koyan özelliklerimizdir. Fakat en temel yönlerimizi düşününce, hepimizin fazlasıyla benzer olduğunu görürüz. Hepimiz duygulanırız, düşünürüz, ümitleniriz ve rüyalar görürüz; mutlu olunca gülümser, çok üzülünce ağlarız. Dünyanın her yerinden insanlar bir araya gelince muhteşem bir görüntü ortaya çıkar. Bu, bir kökkuşağı gibidir. Hepimiz insan olduğumuz için farklılıklarımızı sevmeliyiz. Hadi, bir araya gelelim ve bir gökkuşağı oluşturalım!’
Hayır hayır! Bu hiç olmadı! Ne demek farkındalık, sarı kırmızı yeşil ve diğer renkler, farklı kimlikler, hele hele mutlu insanlar! Bir de düşünmeye başlarsa ve en korkuncu da bir araya gelirlerse! İnsan neler yapar neler! Çok tehlikeli düşünceler bunlar çook!
‘’Minik kelebek,minik kelebek, dur sakince uçmak ne demek, fazla gezinme git bir dalda dur, kanat çırpmadan yerinde otur, yerinde otur sen otur!’’…
Çocuklarımızı eğitirken onlara haksızlık yapmayalım! Sevgimizi verelim! Onları bilimin ışığında eğitelim gerçeklerden ödün vermeden!
Sevgilerimle…
Güldane Dal…
(20151127)
YORUMLAR
İnsanoğlu var olabildiği tarihlerden beri eğitimin gerekliliğini duymuştur. Önceleri başını gözünü yar yara taşı dikeni suyu ve bunların kendi varlığında ki etkilerini görerek büyüyen ve yaşadığı doğanın kendinde bıraktığı izleri yorumlayarak öne çıkmış topluluk liderleri bildiklerini yaşadıklarını anlatarak misaller vererek yetiştirmiştir.O zaman ki bir çok tehlikenin var olduğu dünyada nasıl ne yaparsa varlığını koruyacağını anlatmıştır kendinden doğan varlıklarına yanı çocuklarına. Çok sonraları topluluk içinde bilgeler türemiş ve o ne derse doğru kabullenmiştir. çok daha ileri zamanlara geçildiğinde insanoğlu yazıyı kağıdı bularak daha çok bilgiye ulaşmasını ve daha çok kişiye bilgiyi aktarılmasını sağlamıştır. Yazının ve kağıdın bulunmasıyla insanlık olağan üstü bir gelişme göstermiş önce altın çağı yaşamış dinlerin etkisiyle bu gelişme durmuş ve karanlık bir ortaçağ kaybı olmuştur insan oğlunun. Avrupa ve batı dünyası din ile devlet işini ayırdığında yeniden gelişme devrine girmiş ve hala devam etmektedir. İleri gelişmenin insanın insanlığını yok ettiğini iddia edenler vardır.. Ve Avrupa orta çağı yaşarken doğu ülkeleri yeterli olmasa da mimaride ender sayılan eserler vermiştir. Fakat 17ci asrın sonrasından başlayarak gelişen kapitalizm kendine hizmet edecek toplum fertlerini kendine göre eğiterek emeğin sömürüsünü başarmış ve hala da bu durum sürmektedir. İşte burada sizin değindiğiniz gibi " hadi öğrenmeyelim " durumu devreye sokulmuş toplum ferlerin bir çoğu çağdaş eğitimden yoksun bırakılmıştır. Şimdi çocuklarımıza sevgiyle birlikte yaşamda ki haklarını da öğreterek sömüren ve sömürülen ikilemini yok etmeliyiz. ".HADİ HEPİMİZ HEP BERABER VE CESARETLE " çocuklarımızın yarınlarını kuralım bitip tüketilmeden.. Bu nedenle Devletler ve hükümetler Emeğin hakkını emeğe vererek uzun çağlar sürecek bilgi saygı sevgi ve eşitlik içinde toplumsal bir yapıyı " gökkuşağı misali " var edelim.. Güzel ve çok duyarlı olduğum konuyu yazmanızdan dolayı bu kadar uzun bir eleştiri yazım.. Değerli ve içi dolu yazılarınız bekleyerek .. saygılarımla..
Banyo diyince aklıma birden Ortaçağ Avrupasında yıkanmayı yasaklayan kilise bildirgeleri, ömrü hayatı boyunca bir kez yıkanan İspanya Kraliçesi ve Fransa' ya parfüm anlayışını geliştiren alışkanlıkları geldi. Taaa o dönemlerde hanlar, hamamlar, çeşmeler, hayratlar yapan öz kültürümüz ne kadar ilerici bir yapıya sahipmiş.
Banyo konusunun bende yaptığı çağrışımlarından sonra yazımıza gelirsek, insanları farklılığıyla sevmeyi ve kabullenmeyi, birlikteliği, barışı imlemesi ile çook güzeldi.
Bütün insanlık kökkuşaklarında birleşse ne güzel olurdu. Bütün temennimiz bu yönde. Böylesi en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda bunu duyumsatan ve duyuran soylu yüreğiniz var olsun.
Selam ve sevgilerimle.