- 588 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜNÜMÜZDE YARARLI VE ZARARLI DERNEKLER
GÜNÜMÜZDE YARARLI VE ZARARLI DERNEKLER
Yıllardır Türkiye’nin dört bir yanında Yörük Türkmen Şölenlerine/Şenliklerine katılırız.Ağırlıkla eğlenceye dayalı kültürü yaşatmaya ek olarak Yörük Türkmen Kültürü’ne daha fazla katkısı olacak çalışmalar yapılması gerektiğini söyledik durduk.
En son 29 Nisan 2012’de Serik Yörük Türkmen Derneği’nin Şenliğinde bu düşüncemizi daha kararlı bir şekilde dile getirdiğimizde, bana bunun için ne gerekli sorusunu yönelttiler. Ben de toplantılar, kurultaylar yapılıp, kararlar alınmalı ve örgütlenme şeklimiz gözden geçirilmeli. Bunun için de duruşlu dernek başkanlarına ihtiyaç var dedim.Bu düşüncelerime hemen katılıyoruz yapalım demedilerse de , kimse olumsuz cevap vermedi. Devam eden haftalarda katıldığımız her yerde bu söylemlerimizi dile getirdik. Olumu davrananların sayısı daha fazlaydı, fakat uygulayan veya artık uygularız diyen dernek/başkan yoktu. Biz de 2009’dan beri her yıl düzenli yaptığımız boy ( Kızık Boyu) ve oymak ( Mihmadlı / Mahmatlı) kurultaylarını genişletmeye karar verdik.27-28 Ekim 2012’de Gaziantep’te “Milli Kültür Dernekleri” adıyla ilk kurultayımızı yaptık. Türkiye geneli dernek başkanlarının gelmesi ve geniş bir kurultayın yapılması yönleriyle Gaziantep’te bir ilk olduğu gibi Türkiye’de de bir ilk idi. Fakat kurultay boyunca ve kurultay sonrası bozgunculuk yapan ve daha sonra bütün bu çalışmaları kendine mal etmeye çalışan kişinin kişisel hırslarıyla bunu yaptığını sanmıştık. Ondan sonraki gelişmelerde ve elde ettiğimiz bilgilerde anladık ki; bu vatandaş yalnız değilmiş ve talimatlı olarak bu bozgunculuğu yapıyormuş. Biz de onu daha sonraki kurultaylarımızdan uzak tuttuk. Fakat her yıl Türk Milli Kültür Dernekleri’nin kurultaylarını engellemek için elinden geleni yaptı. Elbette engelleyemedi. Duruşlu ve sağ duyulu dernek başkanlarımız da az değildi.13 Eylül 2014 Cumartesi günü akşamı “Ertuğrul Gazi’yi Anma Etkinlikleri” çerçevesinde Söğüt’te yapılan çalıştayda, bu malum şahıs yine ortaya çıktı ve 12 Ekim’de sizi Gaziantep’e bekliyorum dedi. Ben de söz aldım ve divana dedim ki , Sorun ilgili şahsa yıllardır yapılan , bir yıl öncesinden ilan edilen ve buradaki başkanların büyük çoğunluğunun aylardır haberinin olduğu kurultaydan kendisinin haberi yok mu? Aynı güne etkinlik yapmaya kalkıyor. Hem kendisi sadece bir etkinlik yapıyor , oda şölendir. Şöleni ise mayısta yaptı zaten. Bundan önce yapılmadığı yani bizden başka kimse akıl edip yapmadığı gibi, bundan sonrada Gaziantep’te kendi şölenleri dışında kimsenin kurultay şeklinde etkinlik yapmamasını ve hatta Türkiye’de bunun tek kurultay olmasını öneriyorum dedim. Bu teklifimiz ilke olarak kabul edildi. 11-12 Ekim 2014 Ct.Pazar günleri Gaziantep Şehikamil Karayusuflu Köyü Memik Kiya Köy Odasında Milli Kültür Dernekleri Kurultayını yaptık. Orda alınan kararlar gereği çalışmaları hızlandıracaktık. Bu çerçevede Gaziantep’ten sonra, Adana, Mersin, Söğüt , Bursa toplantıları yapıldı. Sonra 7-8 Mart 2015’te Muğla’da geniş bir çalıştay yapıldı.Bu çalıştayda, sonunda Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği’nin kurulmasına karar verildi. Tüzük okundu ve genel olarak kabul edildi. O gün çalıştayda genel merkezin Bursa, Bilecik, Ankara’mı olacağı tartışması öne çıktı. Oylama da Bursa sayısal çoğunluğu sağlamakla birlikte, bir sonraki çalıştayda yeniden oylanması hakkı saklı tutuldu. Genel merkezin kesinleşmesi ve tüzük üzerinde son incelemeleri yapıp ve son kez oylamaya sunulması için yakın tarihlerde Söğüt’te çalıştaya devam edilmesine karar verildi. Söğüt’te kurucular kurulu belirlenecek ve son şeklini almış olan tüzük imzaya hazır hale getirilecekti.Genel Kurul tekrar tarih belirlemek ve davet etmek görevi de divan kuruluna verildi. Güzel bir vedalaşmayla ayrıldık ve beklemeye başladık. Bu arada bazı kişilerin başka bir tüzükle Bursa merkezli çalışma yaptıklarını duyduk. Fakat yapmazlar diye düşündük. Çünkü bu kişilerin tamamı Muğla’da da vardı ve son toplantının Söğüt’te yapılacağına dair el kaldırmışlardı. Bu sebeple bunun dışındaki çalışmalar sürece aykırı ve usülsüz olurdu. 16-17 Mayıs 2015’te Karacakurt Köyleri Derneği’nin Kırşehir Mucur’da yaptığı şölen sırasında, bu konu gündeme gelipte durum doğrulanınca tartışma çıkmıştı. Ayrı çalışma yürüttüğü belirlenen ve davranışlarının doğru olmadığı uyarılarına kulak asmayan kişiler;
13-14 Haziran 2015’te Bursa Orhaneli’de Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği’ni kurduklarını ilan etmişlerdir. Bu davranış Muğla’da aldığımız kararın dışına çıkmak olduğu için meşru bir kuruluş olmamıştır. Bunun üzerine Muğla divan kurulu ; ulaşabildiği bütün dernek başkanlarını – Orhaneli yanlışını yapanlar da dahil olmak üzere - acilen toplantıya çağırmıştır. 26 Haziran 2015 Cuma öğleden sonra Söğüt Belediye binasında 8-10 kişilik bir kesim ile tüzük iyice son kez gözden geçirilmiştir. Bu incelemeye göre değiştirilmesi teklif edilecek maddelerin içerikleri şunlardı.
1. Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Merkezi Bursa değil Ankara’dır.
2. Herhangi bir partinin il,ilçe veya belediye başkanları ile milletvekili birliğin başkanı olamaz ve yönetimde yer alamaz. Ancak birliğe üye olabilir.
3. İçişleri , Dışişleri ve Kültür Bakanı genel kurulların doğal üyesi olup, oy kullanır ibaresinin kaldırılması.
4. Yurt içinde her hangi bir konuda anket, istatistik vs. yaparak komşu ülkelere rapor eder ibaresinin kaldırılması. Divan tarafından bu maddeler okunmaya başlayınca 23:30’da gelen Orhaneli gurubu bu maddelerin –özellikle de 2.maddenin- değiştirilmesine şiddetle itiraz ettiler. Ancak itirazlara kabul edilmedi ve bütün maddeler genel kurul tarafından kabul edildi. 100 kadar dernek başkanı ve 100 kadar yönetim kurulu ve 100 kadar bu davaya gönül vermiş, aşık, ozan, şair, araştırmacı yazar vb.diğer katılımcılar olmak üzere yaklaşık 300 kişi kabul için el kaldırmıştı. İçlerinden birisi bu kararı tanımadığını söyleme gafletinde bulundu ne yazık ki…Daha yazık olan şuydu sonradan öğrendiğimiz. Meğer malum şahıslar kendi imzaladıkları tüzükleri dernekler masasına vermişler ve mevcut bakanla görüşerek, gelecek 2.tüzüğü (yani Söğüt’te bu tarihte toplananların kabul ettiği tüzüğü) kabul etmemeleri için ricada bulunmuşlar. Yani Söğüt’teki yaklaşık 300 kişiyle oynamışlar.Bütün bunlara rağmen 11 Temmuz 2015’te Ankara Etimesgut’ta yapılan imza törenine davet edildikleri halde gelmediler. Buna rağmen 15-16 Ağustos 2015’te Isparta Yalvaç’ta Sücüllü Yörük Türkmenleri Derneği Onur Başkanının birleştirmek için aracılık yapma davetine bizler tarafından evet denildi. Fakat onlar bilinçli olarak uzattılar.
Buna rağmen 12-13 Eylül 2015’te Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma Etkinliklerinde 15 kişilik bir uzlaşma heyeti oluşturulmasına karar verildi ve oluşturuldu. Ayrıca 10-11 Ekim 2015 tarihlerinde Osmaniye’de başlayıp Gaziantep’te devam edecek olan Türkiye Milli Kültür Dernekleri 9.Kurultayı’na ayırım yapılmadan herkes davet edildi. Birkaç gün sonra batı grubu (Orhaneli grubu) arandığında,onların genel başkan olarak belirledikleri kişi tatile gittiğini söylemiştir. Toplanma kurban bayramı sonrasına kalmıştır. Bayram sonrası arandığında ise hasta olduğunu söylemiştir. Oysa – Gaziantep’teki kurultaya katılmayan ve de buraya katılanları da davet etmeyen - aynı şahıs ve şahıslar 17-18 Ekim 2015’te Balıkesir’de batı’dakiler tarafından yapılan çalıştaya eksiksiz katılmışlardır.18 Ekim 2015 günü Isparta Yalvaç’ta yapılan son uzlaşma toplantısına da katılma nezaketini bile göstermemişlerdir. Oysa aynı şahıslar geçen yıl da Gaziantep’te yapılan Mihmadlı Yörük Türkmenleri Derneği 7. Kurultayı’na davet edildikleri halde gelmek istememişler, fakat bazı dernek başkanlarının kızması ve ısrarı sonucu gelmişlerdir. Gelince gerekli konukseverlik gösterilmiş ve hemen divanda da yer verilmiştir. Ayrıca 1 Şubat 2015’te Mersin’de yapılan çalıştaya da davet edilmişler ve divanda kendilerine de bir yer verilmiştir. Son günlerde öğrendiğimize göre Batı Çalışma Grubu 14-15 Kasım 2015’te Gaziantep’te bir çalıştay düzenlemeye karar vermişlerdir. Şimdi soruyoruz biz onlara madem Gaziantep’e gelecektiniz, sizi davet ettik, niye gelmediniz.? Madem o zaman gelmediniz şimdi bu yaptığınız bu çalıştay neyin nesi.? Türkiye’de 81 il var , bir ay arayla aynı yerde iki toplanma uygun mu? Bütün bunlara rağmen her şey ortada iken bir çok dernek başkanımızın halen biz tarafsız kalmayı tercih ediyoruz demeleri de ayrıca üzücü bir durumdur. Ben onları bir kez daha düşünmeye davet ediyorum.Şimdi tarihe dönelim biraz da isterseniz. Osmanlı Türk devleti’nin yıkılış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecine... Bir tarafta yararlı cemiyetler, diğer tarafta zararlı cemiyetler... Yararlı cemiyetler; Samsun’dan işe başlamışlar, Havza , Amasya, Erzurum ve Sivas ile sonunda birliği sağlamayı başarmışlar. Zararlı cemiyetler ise Anadolu’nun özellikle Batı tarafında –başta İstanbul’da- çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Biz 2012’de Gaziantep’ten başladık.Yani Samsun gibi. Adana ve Mersin ile devam ettik. Yani Havza, Amasya..Muğla’da tartıştık ve genele yayacak son hazırlığı yaptık. Yani Erzurum Kurultayı..Söğüt’te ise son kararı verdik. Yani Sivas…Hepsi uygun ve meşru süreçte.Zararlı cemiyetler ise Marmara Bölgesinde çalışmalarına devam etmekteydi. Sonuç olarak sayın dernek başkanlarım. 100 yıl önce yararlı ve zararlı cemiyetler vardı. Bu gün ise Yararlı Dernekler ve Zararlı Dernekler var..Guvvacılar Anadolu’nun kuzeyinden başlayıp doğuya doğru gittiler. Biz ise güneyden başlayıp batıya doğru gittik. Guvvacıların karşısında bitmiş bir iktidar (İstanbul hükümeti) vardı, dost ve düşman belliydi.Bizim karşımızda her türlü imkana sahip güçlü bir iktidar (Ankara Hükümeti ) var. Dost düşman belli değil. Guvvacıların yanında yorulmuş, tükenmiş, imkanlardan yoksun, ancak inanmış bir halk vardı.Bizim yanımızda, yorulmamış, tükenmemiş, tam tersine toparlanmış , her imkana sahip, fakat inanmamış ve sanki yapısı değişmiş bir halk var. Bizim karşımızdaki en büyük engel budur. İhanetler ise o zaman da bu zaman da aynı…Guvvacılık yapanların karşısında Osmanlıcık adı altında faaliyet gösteren , batı egemenliğini savunan ve bunu da resmi olarak imzalamış ve Guvvacıların Tam Bağısızlığı hedefleyen Yeniden Türk Dirilişi Hareketine karşı zararlı cemiyetler vardı.Bu gün de aynı. Son zamanlarda Osmanlıcılık yapanları araştırdığınızda ; içlerinde gururla Türk’üm diyen bir tane insan bulamazsınız. Bu insanlar Türkler’in insanlığa ve islama yaptıkları hizmetleri inkar eden vefasız insanlardır.Biz elbette islamlık öncesi ve sonrası tarihimize bir bütün olarak sahip çıkan Yörük Türkmen dernek Başknları ve yönetimleriyiz. Buna göre ;
1.Zararlı dernekler nasıl anlaşılır? Öncelikle/hatta tamamen şahsi çıkarlarını düşünen, günlük hayatında tam bir çizgisi olmayan ve başta iktidardaki politikacılar olmak üzere, tüm politikacılara dalkavuklukta sınır tanımayan, yalan söyleyen ve başkasının yaptığı işlere sahip çıkan, iktidar partisinin yan kuruluşu gibi çalışan, makama kolayca tav olan, bsözde resmi kurum olan bazı belediyelerden açıktan / elden para alan, iç ve dış kaynaklardan beslenmesi nedeniyle para sorunu pek olmayan denekler - başkanlar ve yönetim- zararlı derneklerdir. Etrafınızdaki dernekleri gözleyerek bu dernekleri kolaylıkla tespit edebilirsiniz.
Daha somut olarak 14-15 Kasım 2015’te Gaziantep’te - Milli Kültür Dernekleri Kurultaylarına karşı - yapılacak çalıştaya katılacak olan
derneklere baktığınızda bir sürü zararlı dernek görürsünüz. Bir kısmı
da politik taraftarlık mantığıyla, bir kısmı ise hiç neye kime hizmet ettiğini bilmeden yani hiç bir şeyden habersiz olarak gelecektir.
2.Yararlı dernekler denekler nasıl anlaşılır? Şahsi çıkarlarını önde tutmayan,tutanlar olsa bile aşırıya gitmeyen ve sayısı olan, iktidarda olsun olmasın politikacılara eşit yaklaşmaya çalışan, bazılarına yakın davransa da davasına katkıda bulunmasını sağlayabilen,dalkavukluğu yapmayan ve sevmeyen, kolay kolay yalan söylemen, başkasının yaptığı işlere sahip çıkmayan, makama kolay tav olmayan, olsa dahi bir bedel karşılığında kabul etmeyen, davası Türk Milleti,Türk Devletleri ve Türk Toplulukları olan, beslendiği kaynaklar olmadığı için sürekli para sorunu yaşayan dernekler – başkanlar ve yönetim- yararlı derneklerdir. Etrafımıza baktığımızda , bunları da anlamak zor değildir.
Guvvacılar bütün zorlukları aştılar, bir yılda birliği sağlayarak, üç yılda savaşarak toplam dört yılda başarıya ulaştılar. Hem de Yedi Düvele karşı. Biz daha zorlukları bile aşamadık, onda sonra da birliği sağlayıp başarmamız çok zor görünüyor. Yani dört yılda birliği dahi kuramadık.Son söz ; Guvvacılar başardılar, biz henüz başaramadık. Yorum ve karar sizin…Cumhuriyetin kuruluş yıldönümünü kutladığımız ve son bağbuğ/ son kağan Mustafa Kemal’i anmaya hazırlandığımız bu günlerde ; şehit,gazi olan ve mücadele veren, bu vatanı bize bırakan atalarımızın manevi huzuruna nasıl çıkacağımızın kaygısını taşıyan herkese selam olsun. Ben kendim Yemen Şehidi dedeme layık olamadığımı düşünüyor, buna rağmen layık olmak için mücaledeleme devam ediyorum. Tengri Türk’ü Korusun. Allah Müslümanlara Yardım Etsin. Saygılarımla…29 Ekim 2015 / İstanbul
NAFİ ÇAĞLAR BUDUNLU
G.Antep Mihmadlı Yörük Türkmenleri Derneği
ve Türkiye Kızık Boyu Birleşik Dernekleri
Kurucu Genel Başkanı
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.