- 675 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
İkinci Boyutun Şifresi
İkinci Boyutun Şifresi
Kadim anlayışta boyutlar, 1.2.3. olarak adlandırılmıyor! Boyutsuz, “Hiçlik”; 1. Boyut, “İlah”; 2. Boyut, “Ruh” veya “Levha (korunmuş)”; 3. Boyut, “Dünya” olarak ifade edilmiş! Tüm kadim bilgiler, bu boyut adlandırmaları üzerinden kurgulanmış! Boyutları 1.2.3. olarak sıralamanın, klasik adlandırmadan daha pratik olduğunu söyleyebilirim! Adlandırmanın sıkıntısı şu; “İlah”, “Ruh”, “Levha”, “Dünya” gibi aslen boyut ifade eden kavramlar, gelişigüzel kullanılıyor ve anlayış veya anlatım, hedefine ulaşmıyor! Boyutlardaki yansımaların seyri yerine boyutları ifade eden tanımlar üzerinde kalmak var!
Tüme dair bir bakış elde edilebilecek iken tanımlarda takılıp bu tanımların ifade ettiği boyutta takılı kalmak var! En fazla 3. Boyutta takılmak var; sonra, 2. Boyutta, sonra, 1. Boyutta takılı kalmak var! Hiçlikte takılmak zaten mümkün değil. Yeter ki hiçliğe gel, orada takıl, kabul! 3. Boyutta takılı kalmak, madde ve zaman aralığında sınırlı kalmaktır! 2. Boyutta takılmak, ruhsal ve levha alanında takılı kalmaktır! 1. Boyutta takılı kalmak, tercih edici “Ben”, bilinmediği için tercihin nasıl yapıldığına dair ikilem içerisinde kalakalmaktır! “Tercih eden kim?” sorusunu aşamamaktır! Bu durumda ya “Ben” yani kişi kendini inkar edecek ya da asıl kaynağı hiçliği, inkar edecek! Aslen ne “Ben” ne de asıl kaynak olan hiçlik, inkar edilmeden sorun çözülür! Çünkü “Ben”, hiçlikten tercih edilendir! Kaynaktan ayrı olamaz! Kaynakla bağı kesildiğinde “Ben” zavallı ya da aciz bir “İlah” gibi görünebilir! Bu nedenle boyutların hem sıralaması hem de hangi boyutun neyi ifade ettiğinin bilinmesi önemli! Zaman aslen yok, 3. Boyutta maddeye izafi algılanır! İşleyiş, tüm boyutlarda, zamansız veya eş zamanlıdır; algı, yanıltıcı olabilir!
Benim anlatımlarımda; boyutsuz, hiçlik, asılı kaynağı ifade eder! 1. Boyut, “Ben” yani tercih! 2. Boyut, ruh, levha (korunmuş), data, proje, tasarım, yazılım ifade eder! 3. Boyut, madde ve zamanın işlediği alanı ifade eder! Madde 3. Boyuta çıktığında zaman da o maddeye izafi olarak işliyor! Zaman, 3. Boyutta izafi algılansa da diğer boyutlarda aslen yok!
Her şey, potansiyel olarak hiçlikte var! Algılanmak veya algılatmak istendiğinde 1. Boyutta tercih edilir! Tercih edilen şeyin, tasarlanıp yazılımının yapılması durumuna “Ruh” veya levha denilebilir! Bu da 2. Boyut! Tasarının sahnelenmesi yani varlık sahasında gözlenmesi de 3. Boyut, yani “Dünya” olarak düşünülebilir! Tüm bu aşamalar, aslen zamansızlıkta potansiyel olarak vardır! Zaten zaman ile 3. Boyutta tanışılır, maddeye izafi bir yansıması olduğundan yanılsamaya da neden olur!
3. Boyutta gözlenen her şeyin aslı, potansiyel olarak hiçlikte var ki tercih edildiğinde 1. Boyutta, tasarlandığında 2. Boyutta yansıyor! Olmayan, tercih edilmez; tercih edilmeyen, tasarlanmaz; tasarlanmayan da 3. Boyutta sergilenmez! Demek ki 3. Boyutta sergilenen her şey aslen hiçlikte potansiyel olarak var!
Son tahlilde; 2. Boyut, tercihin tasarısını ifade eder! Başka deyişle “Ruh” veya “Korunmuş levha”! Önemli olan 2. Boyutta nelerin tasarlandığıdır! Evrenin 2. Boyutu, “Korunmuş levha” veya “Evrenin ruhu” gibi düşünülebilir! Evrende gözlemlenen her şey bu alanda tasarlanmış olmalıdır! İnsanın 2. Boyutu, ruhu veya mana levhasıdır! İnsan için de tercih ve tasarladıklarının açığa çıkması vardır! İyi-kötü göreceliliği de 3. boyutun yanılsamalarındandır! Yani “Görünen köy, kılavuz istemez!” 3. Boyut yansımaları 2. Boyuttaki tasarı veya 1. Boyuttaki tercihi de ihbar eder! “Kim yaptı?” sorusunun cevabı da kişinin bizzat kendi tercihinde 1. Boyutunda vardır! Hiçlikte zaten var olan, 1. Boyutta tercih edilip 2. Boyutta tasarlanıp 3. Boyutta yansımıştır! Sorumluluk ise 1. Boyuttaki tercihte saklıdır! Tercih edilen, yansımıştır! Yansımadan memnun olmayanların, tercihlerini başkaları yapmıyor! Kendi tercihinin yansımasından ürken insanların, yakınmaları veya başkalarını suçlamaları gözlemlenir! Sonuç açısından bunun hiçbir faydası da yoktur! Tercih edilen, yaşanır! Aslında sorumluluk, sonucu yaşamanın ta kendisidir! Sorumluluğu başkalarına atmaya çalışmak veya başkalarının sorumluluğunu güya yüklenmek, işin kaçamağı! Evrensel, ilahi sistemde boşluk olmadığı gibi sistemi kandırmaya çalışmak da geçersiz! Boyutlar konusu kişinin kendi 2. Boyutunda, daha iyi anlaşılır ise “Tercih” ve sonuçları da anlaşılır! Sonuçların bizzat tercih edene dair açığa çıkması da anlaşılır! İnsan mertçe, yanlış tercih ettiğinin yansımasının ardında durabilir ise yeni yanlışları tercih etmemesi mümkün! Tercihleri yansıdığında bu yansımayı başkalarına attığında zaten kısır döngü içerisinde debelenecek! Ayrıntısını bilirsiniz!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.