- 393 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Henüz Adı Yok
Hep hayal ettiği şeyleri gerçekleştirmek istiyordu. Ama hayal ettiği şeylerde de hep o; ve onun
geriye kalan hatıraları vardı. Nasıl olurdu da ona bütün sevgisini sunmuşken o
böyle vurdumduymaz olabiliyor onu görmezden geliyordu işte bunları bir türlü
anlamıyor ve anlamakta istemiyordu.
Soğuk bir kış
günü onu yeniden görmüştü. Evden ineklerin olduğu ahıra gitmek için çıkmış, üstüne
başına pek özen göstermemişti. Ne yazık ki bu sabah güneşin doğuşunu da
görememişti. Çünkü gökyüzünde hiç olmadığı kadar ağır bir sis tabakası oluşmuş
görüş mesafesini yok edecek kadar aza indirmişti. Aslında bu mevsimde normaldi
, ama o böyle havalardan pek hoşlanmaz hep içi kararırdı.
Ortalıkta ağır bir tezek kokusu vardı. Yeni yeni uyanmaya başlayanların
evlerinin bacalarından çıkan kara dumanlar sanki yeni bir gününde habercisiydi. Kendisi de
üşüdüğünün farkındaydı. Diğer günlere
göre hava bugün daha soğuk ve daha
kapalıydı. Ayaklarında babasının ona bir
yıl önce aldığı sarı uzun boğazlı çizmeleri vardı. Onlarda yavaş yavaş eskimiş
ve sol ayağındakinin altı delinmişti. O bunları düşünürken babası seslendi. Biliyordu
ne yapacağını o yüzden hızlı olmalı ve biran önce ahıra gitmeli işinin başına
dönmeliydi. Son kez ona doğru baktı. Gözlerine şimdiye kadar hiç bakmamış yine olduğu gibi çekinmişti. Aslında
onu küçüklüğünden beri tanıyor bir türlü konuşma fırsatı bulamıyordu. İlkokul ‘a
kardeşi Ayşe ile başlamışlardı. Küçükken kardeşi ile birlikte oynarlar ve
kardeşi gibi oda Ömer ‘e ağabey diye seslenirdi. Bunların hepsi ona doğru
bakarken geçmişti aklından. Oda bugün erken uyanmış evdekilere çeşmeden su götürmeyle meşguldü.
İki elinde birer tane bakraç arkasını
döndükten sonra yavaş yavaş evinin yolunu tutmuştu. Sabah sabah onu böyle
görmesi onu biraz daha heyecanlandırmış ve farklı düşüncelere sürüklemişti.
Farklıydı yada o böyle olmasını istiyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.