- 570 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
"Okumak, Düşünmek, Akletmek, Sorgulamak" Farz İbadettir
Mutlaka duymuşsunuzdur. "İslam akıl değil nakil dini" diyenleri... Oysa Allah yüzlerce ayette okuyan, düşünen ve akledenlerin öğüt alacağını bildirir. Dolayısıyla İslam akıl dinidir. Allah başkaları sizin adınıza okusun, düşünsün, size anlatsın demiyor ayetlerde. Fert olarak bizlerin okumasını, üzerinde düşünmesini ve öğüt almasını söylüyor.
(Bu Kur’an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir Kitap’tır. (Sad Suresi, 29)
Diyanet İşleri, ülke genelinde Kuran okuma oranını tesbit için bir araştırma yapmış. Yapılan araştırmada, yüzde 20’lik bir kesimin Kuran’ı hiç eline almadığı, % 60’ın Kuran’ı eline aldığını, % 40’nın Kuran’ı okuduğu ve % 80’lik kesimin ise okuduğu Kuran’ın manasını bilmediği anlaşılmış. Bu oranlar Çin’de verilmiş olsaydı gayet normal karşılanabilirdi. Ancak çoğunluğun kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir ülkede, neredeyse nüfusun tamamına yakınının, Zuruf 44’e göre sorumlu olduğu tek kaynak olan Kuran’ı okumamış ya da manasını bilmediği için anlamamış olması gerçekten düşündürücü !
Pek çok kişinin dini bilgisi, Cuma hutbelerinde ya da hocalardan dinlediği ile sınırlıdır. Kişi, farz olan okumak, düşünmek ve akletmek sorumluluğunu kendi yerine getirmezse, o zaman kendisine din diye empoze edilen yüzlerce hurafe ve hikaye ile aklı örtülür ve bunun farkına varamaz. Böyle kişilere ayetle deliller sunduğunuzda asla ikna olmazlar. Çünkü ona resulün sözü diye Kuran’la çelişen yüzlerce rivayet yüklenmiş ve "resule itaat Allah’a itaattir" denilerek, eli ayağı bağlanmıştır. Bilim, sanat, güzel olan her şey onlara yasak olarak anlatılmıştır. Ama kimse de çıkıp " Yasakları Allah belirler, resul de beyan eder. O halde bilimi, sanatı yasaklayan ayetler nerede?" diye sormamıştır. "Onlar sağır, dilsiz, kör gibidirler. Çünkü akletmezler" (Bakara Suresi, 171)
İslam alemi Kuran’dan uzaklaşıp, Kuran dışı rivayetleri din zannederek yaşadığı için bilimde, sanatta, teknolojide geri kalmıştır. Bugün insanlara Kuran’dan ayet söylediğinizde, sizi ayetleri haşa eğip bükmekle, manasını değiştirmekle suçluyorlar. "Çoğunluk yanlış biliyor da bir siz mi doğrusunuz" diye de ekliyorlar. Yukarıda bildirdiğim gibi, Kuran okuma yüzdesi ortada. Çoğunluğun Kuran okumadığı bir ülkede, dini konularda çoğunluğun doğru söylemesi mümkün olabilir mi?. Çoğunluk dinini, hocalardan, ücret karşılığı din anlatanlardan öğrendi. Çoğunluk zan üzerine bir din yaşıyor yani.
Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah’ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ’zan ve tahminle yalan söylerler.’ (En’am Suresi, 116)
Bir örnekle zan üzerine yaşanan dinin insanları nasıl düşünmekten ve akletmekten alıkoyduğunu anlatmak istiyorum. Kuran’da hiç bir delil olmadığı halde bir kısım insan rivayetlere dayanarak müzik ve enstrüman haram der. Aynı kişi her gün, girdiği her ortamda notalarla muhatap olur. Kapı zilinden, telefonunun ziline kadar her yerde müzik vardır. Bu kişiye "madem müzik haram, neden siz dinliyorsunuz" dediğinizde; "hayat şartları nedeniyle mecbur kalıyoruz. Ama haram olduğunu inkar etmeyelim, bu önemli" diye cevap veriyor. İman ehli haramdan sakınan kişidir malum. Bile bile haramda ısrar edenin imanında sorun var demektir. Müzik haram dediğiniz anda kulağınızı tıkamanız ve hatta evden çıkmamanız gerekir. Bu büyük zorluktur. Oysa "Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez." (Bakara Suresi, 185), "Ve seni kolay olan için başarılı kılacağız." (A’la Suresi, 8) der. Notanın helali haramı olmaz. Müzik nimettir, Allah’ı tesbih vesilesidir. Ama bunu takdir etmek için Kuran’daki dini bilmek ve empoze edilen rivayetleri sorgulamak gerekir.
Bu örnekleri insanlar için veririz ve onları bilen kimselerden başkası düşünüp anlamaz. (Ankebut Suresi, 43)
Gelelim bilim konusuna... Allah Kuran’da bilimi emreder. Allah müminler için; "Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler..." (Ali İmran Suresi, 191) der. Gök ve yer bilimlerine teşvik eder. "Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?" (Ğaşiye Suresi , 17) der. Sivrisineğe, arıya, örümceğe dikkat çekerek Zoolojiye teşvik eder. "Dağlara (bakmıyorlar mı); nasıl oturtulup-kuruldu?" (Ğaşiye Suresi, 19) der ve Orojeni’ye teşvik eder. "Yere (bakmıyorlar mı); nasıl yayılıp-döşendi?" (Ğaşiye Suresi, 20) der ve Jeolojiye teşvik eder. "Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler…" (Rûm Suresi, 9) der ve Arkeolojiye teşvik eder. "İnsan bir baksın, hangi şeyden yaratıldı?" (Târık Suresi, 5) der ve Anatomiye teşvik eder. "De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına bir bakın, sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir." (Ankebût Suresi, 20) der ve Paleontolpjiye teşvik eder.
“Doğayı ne kadar çok incelersem, Yaratıcı’nın eserleri karşısında inancım o kadar çok artıyor.” “Bilim, insanı Allah’a götürür.” LUIS PASTEUR
"Bizi Allah yarattı" deyip köşeye çekilmek olmaz. Evet bizi Allah yarattı. Ama Yaratan, nasıl yaratmaya başladığını araştırmamızı, sanatını tefekkür etmemizi istedi bizden. Allah’ın Kuran’daki ayetleri dışında yerde, gökte ve bedenlerimizdeki ayetlerini görmemizi, üzerinden yürüyüp geçenlerden olmamamızı istedi...
Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, üzerinden geçerler de, ona sırtlarını dönüp giderler. (Yusuf Suresi, 105)
“Tabiat hiç şüphesiz Allah’ın hiç vazgeçemeyeceğimiz, okunması gereken diğer bir kitabıdır." GALILEO GALILE
Kuran’ı okurken ayetlere dikkat kesilip " Allah burada bana ne mesaj veriyor. Ve ben bu mesajın ne kadarını yerine getiriyorum" diye tefekkür edip bir iç sorgulama yapmadıkça Kuran’ı layığı ile okumuş sayılmazsınız Allahu alem. Kuran’ın anlaşılmasına en önemli engel, daha önceden edinilen Kuran dışı rivayetlerdir. Kuran okurken, bu rivayetlerin zihinden temizlenmesi ve tertemiz bir akılla anlamaya niyet edilmesi gerekir. "(Allah) Aklını kullanmayanların üzerine pislik bırakır." ( Yunus Suresi, 100) Allah yolunda gayret eden ve Kuran’ı anlamaya niyet edenleri de Kendi dosdoğru yoluna eriştirir. Kuran’ı anlamak için Arapça bilmek elbette önemlidir. Ama mutlak gereklilik değildir. Arapça bilenlerle istişare imkanı mutlaka vardır. Kuran’ı anlamak için kilit bilgi, içten yönelerek, düşünüpp aklederek gayret etmektir.
Bizim uğrumuzda gayret edenleri elbette Kendi yollarımıza eriştireceğiz. (Ankebut Suresi, 69)
Sonuç: İslam aleminin bugün içinde bulunduğu durumun sebebi, Kuran’dan uzaklaşılması, düşünmeden, akletmeden, sorgulamadan yaşanmasıdır. Allah aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdıracağını bildirmiştir. "Zira, bir topluluk kendilerini değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği nimetleri değiştirecek değildir." (Enfal Suresi, 53)
Mehtap Gözükan
/MehtapGozukan
twitter.com/MehtapGozukan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.