- 565 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BULGURLU YALNIZI DEMEK DAHİ DOĞRU OLMAZ ONUN İÇİN
.
Zorla sevdirirler. Kediler kucağıma yuva yaparken, ne kurdeşen rüzgârlar atlattı bu sokak. Akbilimin son aktarması, en zor kısmı yolculuğun, yer üstünde olanı. Nihai durak. İndim.
On akşamın 7 si, 100 adımın 90 ında sızlamam ona. Yorgunum, kızgınım da. Kendimdeyim işte.
O doğulu meziyetler eziliyor içimde. Yiğitlik düğümleniyor. Gençlik kaşımı geriyor. Kaçmıyor gözlerden. Kaçıramıyorum. Kısa bir bakış, b*k var sanki her akşam ordasın diyor, geçiyorum.
Dağarcığımı zorluyorum. Alnım ısınıyor damarlar beliriyor. Saçlarımı karıştırıyorum. Teyze mi demeliyim ona? Ona ne diye hitap etsem kendimden bir şeyler katmış olmam? Hani Âdem’indi isim vermek?
Daha dün akşam buradaydım. Adres kaybolmuş. 30 Yıl geçmiş aradan. Tek yön sokak. Bir haftadır bitiremedi Resul usta şu arabayı. Üç cümleye varırım camın önüne. Aslında gelmişim. Hayda.
Kaç araba geçti saymadım. Farları hatırlıyorum. Onlara rağmen önüme bakmaya çalıştığımı. Kapı numaraları tek bu tarafta. Sokak tek yön. Sokakta tek ben varım. Sınavlar bitmiş.
Oturdum bilgisayarın başına. Kırmızı bir araba bana yol veriyor. Ne ağır bot bunlar. Isınmıyor bu ev artık. Başımın klavyesi. Cama bakıyorum. Burada sesim kısıldı işte.
Yılmaz’ın cebindeki sigaralar geliyor aklıma. Elimi atıp parkesinin cebine, bir sigara tutuşturuyorum.
Rüzgâr gözlerimi yaşarttı. Camı kapatayım, içeri geçiyorum.
Ezan mı bekliyor ne? Cami karşıda ya . Gündüzün, dışarda görüyorum onu, iki binanın hiç pencere cephesinin arasında bir metrelik bir boşlukta oturuyor. Beyaz plastik bir tabure, sanki bastonu bütün mimariyi önceliyor sokaktaki. 30 yıldır orda belki. Aşağı bakıyor.
Az önce yere düşen tevazu muydu? Ya da bu dokuzuncu cümle mi olsa?
Ben
Sen
Durakta bekleyen/ o sokağın farkındayız. Saat akşam 9.
Yaşlı teyze
Sende bir alt sokakta benimle evcilik oynuyorsun. Rakkassın. Ol lütfen.
Şaşırmışsınız hepiniz diyorsun. Sana ne güç veriyor bilmiyorum, ama kafana göre sallanıyorsun sen de. Yürüyor muyum yazıyor muyum, her halimden belli mi. okunuyor muyum?
Cümle değil, sözce değil, an değil, olgu değil, olay değil, bakmak değil, ulan hiç olmadı teyze değil! Yazın(edebiyat) sevmiyorum seni. Her cümleye, sözceye, düşünceye duyguya verdiğin önceliği sonralığı, türünü, tipini, gelmişini, geçmişini, zamanlılığını, bağdaşıklılığını, bağlaşıklıklılığını ya da sadece şıklığını. Taşımanı beni sevmiyorum.
Bulgurlu yalnızı. Ben değilim, bu ses değil, yazan da değil, O; Teyze(aslında o da değil). Ölçtüğümüz hiçbir zaman birimi doğrultusunda bakmıyor o sokağa. Bir tek yaşlılığa sadık kalmış, koyduğumuz kurallardan. “ O var sokağa bakmak. “ Yabancı gibi. Zamansız. Delmiş hepsini. Ne sürekli ne tekerrürden. Ne de boş boş bakmak gibisinden.
Ne sen.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.