- 546 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kıbrıs Gezisi- 4
Gezmeyi bilmek kadar, gezilen yerlerin akılda kalan izlerini yazıya dökmek de tecrübe işi...
Geçen ay idi yanılmıyorsam; Ortahisar, Kânunî Parkı’nda iki arkadaşımla oturmuş kültür sohbeti yapıyorduk. Çevreyi dikkatlice inceleyen orta yaşlı ancak diri yürüyüşlü bir bayan yanımıza yaklaşarak, olağan sorulardan sordu bize... işimiz edebiyat ya hah dedik tamam, Trabzon’u tanımak isteyene, istemediği kadar ve yer târifli bilgi verme yarışına girdik; girdik de iş benim başıma patladı. İki saate yakın vaktimi, bu tek başına ancak, milimetrik bilgi öğrenen yerli turiste harcadım.
Yanımdaki arkadaşlarımdan biri, ilk iki dakikada ilgisini kesti. İkinci arkadaş, turisti öyle bir bilgilendirdi ki; iş, dönüp dolaşıp, bizim Vâlilik İl Kültür Müdürü, İsmail Kansız beye kadar uzandı. Bayan ısrarla; Trabzon Turizm Enformasyon Bürosu’nda kendisine, Trabzon’u gezmesi için verilen büroşüre aklını taktı. Biz de inceledik, evet bayan yerli turist haklı idi. Kendisine hediye edilen büroşür, bir reklâm firmasının dağıttığı ve Trabzon’u detaylı gezecek olanlara yetersiz kalacak harita idi.
Önce, Ortahisar Büyük Fâtih Camisi’ne götürdü bizi arkadaşım. 30-40 Metre mesafede idi. Umûmî tâdilat yapılan bu mekâna kimse kolaylıkla giremezdi... izin aldı, içeriye girdik ki, ey Allah’ım, bayan turist bir daha çıkmak bilmiyor... herşeyi didik- didik soruyor... ayaklarıma kara sular indi… ayakta duracak hâlim kalmadı... kadın hâlâ inceliyor; öyle ki, Câminin kıblesinin tastamam doğru yönde olup- olmadığını irdeliyor ve ciddi- ciddi cevaplar alıyor... kendi- kendime dedim ki; Kadir sana ne bu gelen- gidenden; sana mı, kaldı gönüllü turist rehberliği.
Sinirimden olacak, belimdeki kabından makinemi çıkartıp sağa- sola fotoğraflar çekmeye başladım. Benim arkadaş da yorulmuştu, ancak bırakıp o da gidemiyordu. Neyse, bir saati aşkın vakit sonra restore edilen câmiden kendimizi dışarı atabildik... eeee, şimdi Kültür ve Turizm İl Müdürü’nü makamında ziyâret edeceğiz ve sayın bayan, müdüre şikâyetini anlatacak... neyse, bir 50 Metre daha yürüyüp binaya girdik, turist orada da başladı anlatmaya... yâ sabır... geldik müdürün sekreterliğine kadar düştük... bayan turist konuşmaya başladı, ben daha önce birkaç defa uğradığım için sekreter hanımın tanımasından ve izin alarak, hemen bir koltuğa oturdum.. bayan turisti, bu arada müdür beye rapor vererek teslim ettim tabîi.
Turiste soruyor müdür: “Ne iş yaparsınız ve nereden geldiniz?”... turist kaçamak ve genel cevaplar veriyor... içimden diyorum ki; bu turist tek başına dolaşıyor, kimin nesidir bilmeden iyilik yapmak istiyoruz; hadi bize neyse de müdüre de kim olduğunu niye doğru söylemiyor...
başınızı ağrıttım bağışlayın... bir, 45 dakikanın sonunda bizim müdürü de helâk ediyor bayan turist... neyse ki, müdür bu işin uzmanı, sonunda bir başka tarafa ilgisini çektiği sırada yanına yanaşıyor ve soruyorum: Kim olduğunu öğrenebildiniz mi, müdürüm?... öğrendim diyor ve ekliyor: İki doktora yapmış bir profesör çıkıyor... yanımdaki arkadaşım gideli yarım saati geçti. Ben, ayıp olur diye müdürün ve turist bayanın yanından ayrılamıyor ve içimden de bakalım sonunda yanımdan ayrılırken bana nasıl davranacak diye düşünüyorum...
Bizim dost müdür bayanı memnun etmeyi başarıyor ve o’na, ilgisini çektiği belge ve kitaplardan hediye ediyor. Bu anlattıklarım, Trabzon Vâlilik eski binâsında oluyor... tarihî bina öyle güzel ki... içini ziyaret etmeye değer. Bayana elindeki profesyonel fotoğraf makinesi ile binânın tarihini yazan prinç panoya resim çekmesini istiyorum; bana, flaşım yok diyor, çeksem de güzel çıkmaz diye bilgilendiriyor...
Sonunda asâletli merdivenlerden inerken, bayanın bana duyduğu memnuniyeti, sözlerinden ve benimle vedâ tokalaşmasındaki samimiyetten okuyorum... bitkindim ancak, moralim az da olsa yerine gelmişti.
Bütün bunları niye anlattım biliyor musunuz?... konuyu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhûriyeti Devleti’ne geçen ay yaptığın 3 günlük ziyâretten hâtırâ kalan ve sayısı 10 kadar olan büroşürlerin Kıbrıs’ı hiç bilmeyenlere iyi bir araştırma ve gezi kaynağı olduğunu anlatmaktı. Sözü ne kadar çok uzattım değil mi?... bağışlayınız lûtfen...
Sağlık dileğimle, Efendim...
kadiryeter Kadir Yeter. 20 KASIM 2015 CUMÂ. TRABZON.
YORUMLAR
Enteresandı.
Kendi şehrimiz ama,
bu anlatılan yerlerin hiç birini bilmiyoruz.
Daha çok ekmek yememiz gerek bizim.
kadiryeter
Ziyâret ve değerli yorumunuz için teşekkür ederim; "Bir tutam hayat"
Sağlıkla kal... zeytin ağacı gölgesinde kal...
kadiryeter
21.11.2015 Kavakmeydan.