Bu vatan da UYANDIM... Ruh’u , Ataist beyni Marksist, sisteminde dolaşan , züppeler gibi değil!.. Amacını ‘’araç’’gibi gören, AB-ABD özentili emperyalist piçlerine tezat.. İlahi vatan millet aşkıyla; düşkün olana el uzatan, zalimlik edenin de karşısına dikilen, yiğitler olan alperenlerinin düsturun da; ‘’ mazluma Yunus zalime Yavuz ‘’ olarak UYANDIM... Mecnun’un Leyla için gezdiği çöllerde, Ferhat’ın Şirin için deldiği dağlar da , Aslı için Keremin yandığı korlar da , Uyandım.. Fatih’in çağ açıp çağ kapattığı çağlar da, Serdar-ı hakan Abdülhamit Hanın’ın Hicaz yolların UYANDIM.. Mevlana’nın gönül zenginliğinde, Yunus’un kulaç açtığı sevda denizin de UYANDIM..
Her gözlerimi kapadığım da NE MUTLU TÜRKÜM DİYE UYANDIM
Toprağımda başka bayrak dalgalandırmak isteyen alçaklara, Bu alçakların ümüğünü sıkmayıp kudurtanlara, Vatan hainleri ile el ele tokalaşanlara, Hakkımı helal etmem.!
Ve özür diliyorum. Ülküm, Ülkem!Atalarımın kanı ile sulanan vatanım! İlk başta senden ve Türk milletinden, yapılan bütün hatalar adına özür diliyorum!
Osman Onuktav
Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazınızı ve yazınıza yapılan yorumları da ilgiyle okudum yorumcularınızdan (Beren yılmaz) arkadaşımızın yorumun da ‘’üff ne bu ya!’’söyleminin sizin yazınıza dönük tepkisel bir çıkış değil de artık söylemden eyleme geçme zamanı şeklinde bir iç sesin dışa vurumu gibi geldi bana. Tabi bu düşüncemi ifade ederken sizin ve Beren hanımın hoş görüsüne sığınarak söylüyorum umarım hadimi aşmış olmam.
Osman hocam yazınızı keyifle okudum elbette. Her gözlerimizi kapadığımız da NE MUTLU TÜRKÜM DİYE UYANMANIN onurunu ve mutluluğunu yaşayalım. Çünkü bizler büyük HUN imparatorluğundan SELÇUKLU imparatorluğuna ve tabi ki OSMANLI imparatorluğuna kadar. Mazlumlara kanat germiş koruyup kollamış asil bir ırkın mensuplarıyız. Elbette bunun keyfini sürelim ama âcizane dediğim gibi artık içinde olduğumuz 21.yy da söylemi, eyleme dönüştürme zamanıdır. On yıllardır bu ülkenin insanlarına geçmişini yok saydırıp ecdadından utanmayı erdem saydırıp kendi ceddine söv dürüldü. Oysa yüce Türk milleti dünyaya medeniyeti öğretmiş, bilimin ve ilmin öncülüğünü yapmış böyle bir devlet geleneğinden gelen milletimize cahil ve barbar olduğunun iftirasını atılmış ve bu yalana inandırıp beyinlere kazımışlardır.
Düne kadar kabile düzeyinde yaşayan toplumlar bu gün Türk milletinden en az iki buçuk katından başlayıp üç dört katı seviyesinde demokratik, ekonomik ve kültürel gelişmiş düzeyine ulaşmışlarsa oturup uzun ve derin düşünmemiz gerekir. Yani söylemin ötesine geçmemiz gerekir.
Yorumumu yıllar önce gazetenin ekonomi sayfasında okuduğum dünyada ki ülkelerin tatil yapabilme standardının çarpıcı bir mukayeseyle bitirmek istiyorum.
Türkiye'nin oranları net vereceğim isimleriyle sıralanmış diğer ülkelerin ortalamasını vereceğim.
Dünyada ki gelişmiş ülkelerde nüfusun ortalama % 65 ile 75 i yurt dışında ailece tatil yaparken %35 ile 25 i ülke içinde ki tesislerde tatil yapıyorlarmış.
Listenin en altında ki Türkiye’ye gelince bu oran nitelik ve nicelik olarak çok değişiyor. Şöyle ki; bizim ülkemizde yüce Türk milletinin sadece % 7’5 (yüzde yedi buçuğu) yurt dışında tatil yaparken. Kaldı ki bu kesim de (mutlu azınlıktır) %60 ı yurt içinde ve sadece üçte biri bir tatil bölgesinde ailece tatil yapabilirken diğer üçte ikilik bölümde evinde ya da en fazla oda gidebilen için geçerli köyünde tatil yapabiliyormuş. Asıl burası çok dikkat çekici nüfusun %32’5 i hiç tatil yapmadan çalışarak yaşamını idame ettirmeye çalışıyormuş.
Yıllar önce gazetenin ekonomi sayfasında ki bu tablo bu gün ne kadar değişmiştir onu bilmiyorum.
Sonuçta evet Türklüğümüzle mutlu olalım ama bu söylemde kalmamalı yani yüce Türk milleti de medeni ülkelerin milletleri gibi hakkı olan yüksek yaşam standartlarına ulaşmalı.
Maalesef bu çarpıklığı siyasal veya sosyal farklı alanlarda da görmemiz mümkün.
Umarım gelecekte Türk insanı, Türklüğüyle mutlu olduğu kadar yaşam standardıyla da mutlu olabileceği güne uyansın çünkü bunu fazlasıyla hak ediyor.
Saygı ve sevgilerimle
Serhat BİNGÖL tarafından 11/19/2015 7:47:52 PM zamanında düzenlenmiştir.
Fikir ayrılığımızın derinliği ne olursa olsun hakaret içeren hiç söz bizim lügatımız da olmaz yani (Türk İslam ) sentezinden oluşan ülkümüze ve ortak aile değerlerimize terstir.
Kaldı ki sizin (Devrim ve barış ülke yanıyor karış karış) başlıklı yazınıza yaptığım bir yoruma verdiğiniz şu cevapta olduğu gibi ‘’Fikir ayrılığımız olsa da birleştiğimiz nokta Vatanın yücelmesi, milletin refah içerisinde yaşamasıdır.. Ayrıca fikir tartışmaları olmalı ki bilgilerin paylaşılması sağlansın’’
İşte bu cevabı verebilen bir entelektüel ile fikir ayrılığı yaşamak müthiş bir zenginliktir.
Öncelikle naçizane yorumuma emek verilmiş nazik ve açıklayıcı cevabınıza çok teşekkür ederim.
Osman Abim olur da ileride fikir ayrılığı yaşayacağımız yazılarımız olursa da şunu bütün samimiyetimle söylüyorum. İyi ki bu sayfalarda sizi tanımışım, asaletiniz ve içtenliğinizle çok sevdiğim bir ağabeyim siniz ve iyi ki varsınız.
Serhat kardeşim.. Öncelikle samimi olarak şunu belirteyim . Yazı, Şiir, Makale ve ya her hangi bir sözü yazmak kolay , okuyucunun , yorumcunun okuduğu yazıya , şiire vs yorum yazmasıdır , çünkü zordur.. Olumlu veya olumsuz eleştiri yaparken sarf edeceği sözleri kurmak marifet ister. Yazmış olduğunuz bu yorumdan yola çıkarsak sizi her zaman olduğu gibi yürekten kutlar saygı ve sevgilerimi sunar, destekleriniz için de teşekkür ederim.. Konuya gelirsek ‘’ (Beren yılmaz) arkadaşımızın yorumun da ‘’üff ne bu ya!’’söyleminin sizin yazınıza dönük tepkisel bir çıkış değil de artık söylemden eyleme geçme zamanı şeklinde bir iç sesin dışa vurumu gibi geldi bana. Tabi bu düşüncemi ifade ederken sizin ve Beren hanımın hoş görüsüne sığınarak söylüyorum umarım hadimi aşmış olmam’’ Estağfurulah haddinizi aşmadınız bu açıklamanız beni mutlu etti yanlış bir düşünceden kurtardı kafamda az da olsa ???? lerini kaldır, tabi Beren Yılmaz arkadaşımda aynu fikirdeyse… Bir önceki ( Mayıs boğası) nın yorumunu okurken yanlış etki yapmış olabilir ..
Serdar kardeşim yorumunuz daki 10 yıllık süreçi genelde bir çok kez yazılan yazılarda değerlendik,sizinlede arada sırada yorumlarımızla karşlıklı paylamıştık.. Evet üzülerek belirteyim ki Türk değince artık Irkçı TÜRK-IRKÇI tanımı yapılıyor bu tanımı her hangi bir devletin vatandaşı değil öz türk yurdunda yaşayan vatandaş yapıyor , neden mi Çünkü bu ülkede yaşayan hiçbir milletin ( Laz, Çerkez,Arnavut, Kürt, Arap) sorunu yok bu ülkede Türk sorunu var, ülkesinin kalkınmasında çalışan işçisi, mühendisi, memuru, hamalı, amelesi, eğitimcisi bu ülkenin gelişimi ile ilgili çalışıp vergisini, elektiriğini, suyunu vs vs öderken diğer taraftan her yönden asilik yapıp isyan çıkararak beleş yaşayan milletler, kişiler vatanın kalkınmaması için elinden geleni yaparak duygu sömürüsüyle ezildiklerini söyleyerek sorun varmış gibi sorun çıkarıyorlar.. Şimdi bu vatanda sorun Türk sorunu mu? Yoksa her yangi bir mileltin botun, toyun, kabilenin sorunu mu? Tabi ki Türk sorunu var ezilen horlanan Türk kimliğini söylerken NE mutlu Türküm derken dışlanan ırkçı damgası yiyen.. …Nokta yeter..
Gelelim TÜRK’ÜN mutlu uyanması ile ilgili değildiğiniz o güzel sözlere. Katkı olması için daha önce belki bu sitede de yayınlamış olabilirim . bazı sözleri yazacağım . Türk’ün Hedefleri olmalıdır.. • Türk; Kelime değil bir yaşam ,duruş, cisim, isim şeklidir. Hedefi ; Allah’ın nizamıolan….Türkçü cümlesi kurmak içinse özneyle yüklem değil, yürek gerekir. • Türk’ün hedefleri yüksek dağlar gibi olmalı.. Yüksek hedefe varabilmek için asla başaramam dememeli! Yüksek dağlara yaklaşıldıkça dahada yüksek olduğu görünür.. Oysa dağların yüksekliği aynıdır… Türk de aynıdır... • Güneşin doğması bir yana, kara bulutların tepemizden çekildiği gün yok gibi…Bu karabulutları kovacak akıl da, çaba da Tür’ün kendisin de olmalıdır. • Türk de; En pahalı öğrenim şekli üniversite değil, Türk’ün tarihini yaşayıp da öğrenmektir.. • Türk; her zaman hedefini yüksek tutmalıdır!.. Her fikir değerlendirilmeli, her zikirle yönlendirilmelidir.. • Türk; dünya da fark edebilmek için Türk gibi bir bakış, insanlık alemi için farklı ve yararlı bir çıkış gereklidir! • Türk; üretmeli , üretim olmayan toplumlarda emeğe saygı olmaz.. Emeğe ve insana saygı olmayan milletlerde huzur da olmaz!. • Türk; Bilim ve ilim sahibi olmalıdır.. ilimden ,bilimden uzak kalmak , bilim ve ilim ipini önde götürenler, geride kalanların efendisidir.. Türk; bilimin ve ilminefendisi olmalıdır.. • Türk’ün yaşamı Vatanısavunmak içindir. Vatanın da ölümü beklemek değil!.. • Türk için ; ilke, ülkü, ülke, millet önemlidir… Milleti olmayanın vatanı, vatanı olmayanın da devleti olmaz…
Bir Türk olarak bunları yaşamak dülemek ırkçılıksa koy versinler adımı ırkçı
Serhat kardeşim başını şişirmeden son noktayı koyayım. Seni seviyorum
Milli bilince vurgu yapan değerli bir yazı. Kimse çıkıp demesin bu yazıda ötekileştirme yapılıyor diye. Yazının başlığı zaten "Bu Vatanda Uyandım" sen istiyorsan kürt olarak, istiyorsan ermeni olarak aç gözünü; yazıda veya milliyetçilik kavramında böyle bir ötekileştirmeye veya "Türk devletinde sadece Türkler yaşar" mantığında bir şey gördünüz mü ?
Irkçılık ile milliyetçilik birbirine karıştırılıyorsa hala, şu kavram meselelerinin üzerinde biraz daha durmamız gerekiyor demektir !
Ayrıca vatanın kapısı, bu vatanı seven herkese açıktır. Eğer devlet bu vatanda, sanıldığı gibi başka ırk istemiyor olsaydı, başka ırkların yaşam hakkını elinden almak isteseydi emin olun bunu çok önceden ve çok rahat bir şekilde yapardı !
Bunu, yazılarını paylaştığınız "karşının" yazarları anlamamazlıktan gelir; halbuki en çokta "karşıdakiler" anlar!..
Batuhan kardeşim.. Bazı kişi veya kişiler hep kendi istediği pencereden bakar. Yukarı da ki yazımı farklı ynlere çektiler. Sanki biz bu ülkeyi bu şekilde sevin, sevmiyorsanız da defol yoksa canınızı alırız demişiz gibi bir iki yorum konuyu saptırdı. Ha gerekirse bu ülkeyi sevmeyenlere verilecek her türlü cevabımız da var.. Serzenişime ortak olan yüreğiniz için teşekkür ederim.. Ne demek istediğimizi anlamak için önce bilgiye, belgeye sahip olmak gerekiyor.. Söz konusu VATAN MİLLET, TÜRK Olunca rahatsızlık duyan , nefret edenler artık her platfrum da çoğaldı.. Rant uğruna düşmanlara dost görünmek veya düşmanı dost görmek, Türk’ün fikriyatında olmamalı, Olamaz da.. İdeallerinden yalakalık için taviz veren!... şerefsizlerin, ağzında sakız çiğner gibi '' Türk vatandaşıyım'' demesi bana koyuyor... TÜRKÜM demekten aciz, Türkçe ismini kullanmaktan aciz enternektüel görünmek için takma isimler ile dolaşan kişilerden bu ülkeye değil kimseye faydası olmaz.. Yüreği mangal gibi yanan ülkesi, milleti, vatanı için bir damla suya ferhat gibi dağları yararken yanında olmayıp bir kazmada ben vurayım bir damla su değil okyanus aksın demeyip, aman ha yazarsam , kazarsam gören olur tepki alırım korkusuyla yaşayan kişilerden uzak kalmayı tercih etmek lazım.. Bize yiğit lazım klavye tuşlarıyla dans eden değil!...
Yazacak çok şey var. Size cevap yazdığım pragraflar size cevap amam birilerine de mesajdır..
Ne yazık ki yıllarca süren kültür yozlaşmasının sonuçları bunlar Üstadım... artık uyuyan toplum olduk. Çok insanın ruhunda Vatan, Millet, Bayrak edebiyatı silinmiş veya körelmiş. Bu duyguları çağ dışı bulan nesiller yetiştirdik. Ne Mutlu Türk'üm Diyenler artık eski kafalı ve şovenist olarak tanımlanıyor, Artık Kimlik birliği yerine Ümmet birliği öncelikli olarak ele alınıyor. Maalesef Ülkemi bu zihniyet yönetiyor. Yıllarca kahrolsun Batı diyenler şimdilerde batının sıcak kucağına bir güzel kuruldular da, destek verenler hala uyuyorlar. duyarlı kaleminize sağlık
üff ne bu ya madem aynı toprağın içinde filizlenip boy vermişiz aynı toprakta yetişip fidanlar yetiştirip bu vatana asker yollamışız ' demeyin artık biz Türküz ' biz Kürdüz ' biz ' Çeçeniz biz Lazız yada her neysek nereli doğdu isek ' bırakın Allah' aşkına kanayan yara hepimizin değilmi' acıyan yürekler bizim değilmi aynı mataradan su için er ' asker bizim değilmi. neyin kinin vatanı bu ..özgürlük eşit hak ve adaletle olur ' senin özgürlüğünün başladığı yerde benim ki ' bitiyor ise ' işte orda bir sakatlık var demektir..kimse kimseden daha üstün yada aşağıda değildir sadece daha iyi düşünen daha iyi duruş sağlayan vardır ozaman neden bir birimizin açınığını kapatmak yerine habire oarsını burasını açıp hor görüp acı çekktriyoruz haksızlık bu kendi kendimize yaptığımız bir zulümden başkası değil' çıkıp öteki desin ne mutlu Türküm diyene Öteki çıkıp Ne mutlu Kürdüm diyene ..bu ülke sadece kendini Türk hissedene Türk ve Cumhuriyettir ..hissetmyende gitsin mozanbikte yaşasın bi zahmet.. saygılar günaydınlar ayrıca bende bu yani hepimizin vatanın da uyandım :) sevgiler dua ile.
Beren Yılmaz yorumunuzu birkaç kez okudum. ‘’ üff ne bu ya’’ sanki yazım serzenişim rahatsızlık vermiş gibi algıladım.
Bir toluma bir devlete,bir millete içinde bulunan bütün boyları soyları ile kimlik verilmişse Adına da Türk denmişse ki denmiş. Kabul eden hizmet eder etmeyen kendine başka bir yerde yurt arasın kimlik bulsun.. Biz birilerini öteleştirmiyoruz. Yazımda Leylada, mecnundan. Yunus dan Mevlanadan mahsederken bu derler ile perçimlenmek gönül bağı kurmak suç mu? Tarih de iz bırakmış ve bu izleri bırakan atalarımızın hâla mirasıyla yaşarken onları anmak suç mu?
Türkiye Cumhuriyetinde ki insanların bazıları Milliyetçilik, Türkçülük, ruhu ile doğar, yedi yaşına kadar da ne amaçla doğduğunun kişiliğini kavrar..Bazıları da doğduğu günden ölünceye kadar ne amaçla doğduğunun kişiliğini kavrayamaz!.. Vatanını, milletini sevenlerin farkı bu… Saygılarmla esen kalın.
Ben karşının ölüsüyüm… Termik santral için talan ettiğiniz Karadeniz yaylasıyım, altın için delik deşik ettiğiniz Kaz Dağları… AVM için yıkmaya çalıştığınız Gezi Parkı… Kuruttuğunuz dereyim, kestiğiniz zeytin ağacı…
Ben karşının ölüsüyüm… Ermenek’te yetim kalan çocuk, Soma'da tekmelenen madenci, Reyhanlıda elini göğe açan anne… Oğlunu mezara koyan babayım. Babasıyla tek fotoğrafı mezar başında olan çocuk… Evladının kemiğini soran Cumartesi annesi…
Ben karşının ölüsüyüm… Buzlukta bekletilen Cemile'nin asılı kalan bakışlarıyım… Panzer ardında sürüklenen Hacı Birlik'in annesinin gözyaşı… İki aydır oğlunun cenazesini almak için çırpınan Aziz’in babasının kederi…
Ben karşının ölüsüyüm… Meryem ananın elindeki beyaz mendil Ata Önder’in dilindeki ısrar Ethem’in inadı, Ahmet’in gülüşü, Hrant’ın delik ayakkabısı… Veysel’in hiç binemediği bisikleti… 35 günlük bebeğin acısıyım…
Ben karşının ölüsüyüm… Döve döve öldürdüğünüz Ali… Başından vurduğunuz Berkin… Çırılçıplak soyduğunuz Kevser… Roboski’de 50 lira için öldürdüğünüz köylü Suruç’ta oyuncak götüren genç…
Ben karşının ölüsüyüm… Hani şu öldüre öldüre bitiremediğiniz Hani itip kalktığınız… Hani yok saydığınız… Hani yok etmek istediğiniz.. Hani yok edemediğiniz… Öldürmeye doymadığınız… Usanmadığınız, utanmadığınız… Hani şu öldürmekle korkutamadığınız… Bitiremediğiniz, ezemediğiniz… Susturamadığınız… Susturamayacağınız… LEYLA ALP / T24
Eğer birilerini ırkınız uğruna ötekileştiriyorsanız öteki de ben varım ben diye çığlık atmaya başlar. Hiç bir şey nedensiz oluşmaz. Nedenleri görmezden gelmek üstünlüğü asla desteklemez...
Evet bir vatan var ve içinde yaşayanların tamamının vatanı olmalı... Hükmeden bir ırk varsa orada huzur ne kadar sürer ki? Kimsenin bölünüp parçalanmak isteyeceğini sanmıyorum. Herkes yaşamak ve eşit şartlarda hayat sürmek istiyor. Bunu çok görmek bize huzursuzluktan başka hiç bir şey katmayacak değerli dostum.
Hepimizin tek bir vatanı var... Hepimizin kanıda bu topraklara feda oldun.
Beren Yılmaz yorumunuzu birkaç kez okudum. ‘’ üff ne bu ya’’ sanki yazım serzenişim rahatsızlık vermiş gibi algıladım.
Bir toluma bir devlete,bir millete içinde bulunan bütün boyları soyları ile kimlik verilmişse Adına da Türk denmişse ki denmiş. Kabul eden hizmet eder etmeyen kendine başka bir yerde yurt arasın kimlik bulsun.. Biz birilerini öteleştirmiyoruz. Yazımda Leylada, mecnundan. Yunus dan Mevlanadan mahsederken bu derler ile perçimlenmek gönül bağı kurmak suç mu? Tarih de iz bırakmış ve bu izleri bırakan atalarımızın hâla mirasıyla yaşarken onları anmak suç mu?
Türkiye Cumhuriyetinde ki insanların bazıları Milliyetçilik, Türkçülük, ruhu ile doğar, yedi yaşına kadar da ne amaçla doğduğunun kişiliğini kavrar..Bazıları da doğduğu günden ölünceye kadar ne amaçla doğduğunun kişiliğini kavrayamaz!.. Vatanını, milletini sevenlerin farkı bu…
Maybull (Mayıs boğası) Kimin ne dediği önemli değil! Sizin ne dediğiniz önemli. Bir toplum acı çekiyorsa o acıyı millet çektirmiyor kirlenmiş siyasiler çektiriyor. Sapla samanı karıştırmayalım. Çıkar ve menfaat uğruna can almak kan dökmek siyasilerin oy hefesleridir!..
Güzel bu ülkenin dağında, bayırında, her il ilçesinde istediği yaşamı özgürce yaşayan fakat hâla isyan eden, olur olmaz kişilerin dış mihrakların oyuna boyun eğen kişilerin yazısını alıp cevap vermeniz trajikomik bir yorum olmuş.. Yazınıza daha doğrusu kopyalayıp paylaşdığınız zata cevap vermeyeceğim, çünkü muhatabım değil… Türk; Kelime değil bir yaşam ,duruş, cisim, isim şeklidir. Hedefi ; Allah’ın nizamı olan….Türkçü cümlesi kurmak içinse özneyle yüklem değil, yürek gerekir… Türk de; En pahalı öğrenim şekli üniversite değil, Türk’ün tarihini yaşayıp da öğrenmektir..
Heyhat zaman içinde bu yolculukta Yok oluşun izlerini görmek Kahrederken seni üzüyor mu hiç? Değerlerimizi giderek yitirirken Hüzünle yad etmek eski günleri Boş bir hatıra gibi gelir sana tarihin!!! Sen bu yok oluşun yolculuğunda Bir mola verirken Şimşekler çaksın beyninde Derin derin bir ahhh nefes alarak DÜŞÜN Ne olur sahip çık bütün değerlerine….
Şu dost cümlenize katılmıyorum nereden DOST oluyoruz? Dost bizim için çok önemlidir sizinle ne gibi bir ortak yanımız oldu. Ortak değerlere sahip çıkmak, düştüğünde yanında olmak, kendisi için değil dostu için nefes almak Dostluktur..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Şiirin sahibi
Cevap Yaz