- 1281 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
EN KISA YAZIM- TÜRKLER KILIÇ ZORUYLA MI MÜSLÜMAN OLDU ?
Aslında bu başlık altındaki yazımı 13.11.2015 Tarihinde hazırlamıştım. Kendimce Türklerin kılıç zoruyla mı yoksa kendi rızalarıyla mı Müslüman olduklarını anlatacaktım. Sonra vazgeçtim. Her şey anlamını yitirdi. Neden mi?
Her şeyden önce siz ne yazarsanız yazın, ne anlatırsanız anlatın bakıyorsunuz ki ülkemizde herkes sizden daha fazla biliyor bu konuları (!) Hem ne gerek var ki? Eğer ülkenizdeki insanlara Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk, tek, daha cumhuriyet bile ilan edilmeden başkent ilan edilmiş ve daha sonra anayasamızın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerinden biri olarak kayda geçmiş başkentinin Ankara olduğunu öğretememişseniz Türklerin kılıç zoruyla mı yoksa gönüllü olarak mı İslamiyete geçtiklerini anlatmak için nefes, emek ve ter dökmenin ne anlamı var?
Evet…Bir televizyon programı ( Adı: 1-0, Kanal D de yayınlanıyor ) Bir çeşit yarışma programı…
SORU: Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başkenti hangisidir?
ŞIKLAR: A- İstanbul B-Ankara.
Yarışmacılar iki bayan…Bir erkek ve bir bayan çifte karşı yarışıyorlar. Tiplerine baktığınız zaman ilerici, çağdaş, laik vesaire ve saire hepsi. Büyük ihtimalle Mustafa Kemal’in askerleri(!) yani.
Sorunun muhatapları kara kara düşünüp yorumlar yapıyorlar aralarında. Akıllara zarar yorumlar tabii ki. Diğer iki yarışmacının da kafası karışmış. ‘’ Ulan İstanbul muydu, yoksa Ankara mıydı?’’ diye…Onlar da kendi aralarında akıllara durgunluk veren yorumlar yapıyorlar (!)
‘’Evet Ankara başkent ama daha önce İstanbul da başkentti. Bu durumda İstanbul olması lazım’’ fikri hem ana yarışmacılarda hem de rakiplerinde mantıklı fikir…
Ve nihayet cevap veriliyor: İSTANBUL…
Durun daha bitmedi…
Ben bu durumu face book sayfama taşıyorum. Arkadaşlarımdan biri ( Sitemizin Kemnur’u Kemal Parcıkoğlu ) Soruyor: ‘’ Hocam bu bahsettiğin yarışma programı iki tarih öğretmeninin ‘’ Osman Bey ve Orhan Bey’in mezarı İstanbuldadır.’’ dedikleri yarışma programı mı?’’
Eğer iki tarih öğretmeni ‘’Osman Bey ve Orhan Bey’in mezarı İstanbuldadır’’ diyorsa, iki sade vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk başkentini bilmemeleri gayet normal değil midir?
İşte bu sebeplerden dolayı artık elim varmıyor ‘’ Türkler İslamiyeti kılıç zoruyla mı yoksa kendi rızalarıyla mı kabul ettiler?’’ türünden yazılar yazmaya.
‘’Tekrar mizah yazılarında döneyim’’ diyorum. Ona da elim varmıyor artık. ‘’Oturup da ağlaması gereken bu milletin bu kadar çok gülmeye hakkı yok.’’ diye.
Mizahı ve tarihi çıkınca da benim gibi bir insana yazacak fazla bir konu kalmıyor. Bakalım bundan sonra yine yazar mıyım bir şeyler? Allah bilir.
YORUMLAR
Kıymetli hocam
Bilgi yarışmalarında en basit bir soruyu bile karıştıran insanları küçümsemiyorum ben
Çünkü orada heyecan var
Daha da önemlisi işin ucunda para var
İnsan gayrı ihtiyari panikliyebilirde
Bir de hocam soru çok basit oldu mu insana apayrı bir güvensizlik verebilir de
Düşünsenize oraya daha zorlarına odaklanarak giden bir insan çok basit karşısında şaşalamaz mı
Sözgelimi bilgi yarışmasına katılsanız 2x2 kaç eder denilse -4- demeden önce kısa da olsa bir tereddüt geçirmez misiniz?
Bu sorunun cevabı -4- olamaz, burada başka bir şey mi arıyorlar acep demez misiniz?
Bir an da eliniz joker hakkınıza gider ve ekran başındaki milyonları güldürme noktasına bile gelebilirsiniz maazallah
Hani derim ki; şevkinizi kırmayın ve ister mizahi isterse ilmi düzlemde yazılarınıza devam edin bence
Saygı ve selamlarımla...
Geçmişi tarihi bilmek elbet ders almak açısından gerekli ancak biz ders almıyor örnek alıyoruz. Bugüne bakıp dünü görmek mümkün. 100 yıllık Cumhuriyette bile hala inanç kavgası yapılmıyoru mu? Birileri birilerinin kellesini kesmeye kakışmıyor mu? M.Akif ne güzel söylemiş.
Müslümanlık nerde bizden geçmiş insanlık bile
Alem aldatmaksa maksat aldanan yok nafile
Kaç hakiki müslüman gördümse hep makberdedir
Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir.
ve
Güvenme insanlara, menfaatleri olmasa gelmezler vecde.. Vaad etmeseydi ALLAH cenneti, ona bile etmezlerdi secde!...
Mehmet Akif Ersoy
ve Rabianın hikayesi
Bir elinde ateş diğerinde su: Rabia el-Adeviye
Bir elinde meşale diğer elinde bir kova su ile Basra sokaklarında gezinmekteydi.
“Biz zaten seni deli biliriz de, bu yeni deliliğin sebebi nedir?” diye sordular. İşte onun günümüze kadar ulaşan feryadı:
“Bize söylendi ki, eğer dinimizin kurallarını takip edersek, cennete gidip sonsuza kadar keyif içinde yaşayacağız. Eğer kurallara karşı çıkarsak, cehennemin kızgın ateşleri içinde yanacağız. O nedenle, herkes sadece kurallara uyup yeryüzündeki zamanını doldurmak peşinde.
İyi insan olmanın sebebi cennet için verilen söz oldu.
Kötülükten korunmanın sebebi de cehennemden korku.
İşte onun için cenneti ve cehennemi arıyorum. Bir bulursam, elimdeki bu meşalenin ateşiyle cenneti yakıp yok edeceğim. Bu su ile de cehennemin ateşini söndüreceğim.
Böylece, hepimiz, cennet rüşvetinden veya cehennem korkusundan değil, iyiliğin güzelliğinden dolayı iyi insan olacağız.”
BÜTÜN MESELE , İNSAN OLMANIN NE OLDUĞUNU BİLİP , İNSAN OLMAYI BECERBİLMEK. Sevgileimle
Merhaba Sami hocam, tv deki bu yarışma, evlenme adi ne olursa olsun saçma proğramlar sayesinde insanlar bildiklerini de karıştırmaya, unutmaya başladilar.
Bu sorular ilkokul düzeyinde sorular ama şimdiki ünivetsiteliler böyle sorular karşısında bocalıyorlarsa var sen düşün eğitimin ve gençliğimizin ne halde olduğunu.
Tebrik ederim, sen ne yazarsan yaz ben ilgi ile okurum, bilirim ki yanlış bir şey yazmazsın.
Selamlar
Barbar Türk algısının bir versiyonu bu...
Türklere kılıç zoru kendi yurtlarında mı işlemiş?...
Eğer öyle olduysa, Türk Müslümanlığın bayraktarlığını yapar mıydı?...
Haçlılara karşı bütün Müslüman alemini savunur muydu?...
Yani, Müslüman olmayanların hoşlanacağı sözde bir argümandır bu...
Selam ve saygılarımla.
Bilgi külfetli iştir...Kimin ne bilgiye sahip olduğuna karar vermek için görüntüsünden çok aklına hitap etmek gerekir... Kimin nasıl ve ne zaman neyi kabul ettiğinden çok nasıl yaşadıkları ve nasıl yaşattıkları önemli olan..
Evet bilgi külfetli ve ağırdır... Hele ki sahip olduklarınızı göz ardı ederek yaşamaksa hepsinden rezildir. Varsın insanlar sıkı Müslüman ,Hiristiyan ya da Musevi olsunlar temelinde doğruluk yoksa ahlak yoksa insani duygular yoksa ne işe yarar...
Müslümanım diyenler Allah'ın yarattıkları üzerinde hüküm sürüyorlarsa Tanrı'nın yetersizliğine mi hüküm veriyorlar? Tanrı insanı yaratır ve verdiği akılla yaşamasına müsaade eder. Lakin uydurulan dinler tamda tersini emreder. Ya benden olursun ya da ölürsün....
Ölmeye ve öldürmeye devam...''Türkler zorla mı Müslüman oldu yoksa gönülden mi ?'' kEŞKE BÜTÜN IRKLAR MÜSLÜMAN OLMADAN VİCDAN SAHİBİ OLABİLSE ...Belki o zaman insan olabilirler !
saygılar Hocam