- 577 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
(!)KAŞARLI TOST
KAŞARLI TOST
Bu sabah canım fenâ halde kaşarlı tost istedi. Evde tost ekmeği var, kaşar yok. Hevesim kursağımda kaldı doğrusu. Hâlbuki daha bir gün önce sık sık gittiğimiz kır kahvesinde yemiştim o sevbgili, benim yüreğimde değeri paha biçilmez, güzel insanla birlikte. Yine decanım istiyor işte. Engel olamıyorum beynimden mîdeme doğru ılık ılık yayılan, sonra damaklarımı gerim gerim geren, sevimli, iç gıcıklayıcı dürtüye.
Arasına bol kaşar peyniri konmuş tost ekmeği, bol yağa sürülüp, tost makinesine konulacak, kapağı kapatılıp bir güzel sıkıştırılıp, kâğıt gibi incecik yapılacak, üzerinde de makinenin çizgi çizgi izleri. Etrafa yayılan o mis gibi koku. Yanında kocaman bir fincan siyah yada yeşil çay. Nedense ince belli bardakları bir türlü sevemiyorum.Büyük su bardaklarında da olabilirde tercihim fincan.Sonra; tostun kokusunu içime çeke çeke büyükçe bir ısırık. Kaşarın uzadıkça uzaması ve çayımdan bir yudum. O anki keyfimi, aldığım zevkî dünyalara değişmem.
Bu sevdâ hikâyesi çocukluğumda başladı ve geçen yıllar içimdeki ateşi söndürmeye muvaffak olamadılar.
Babamın görevi nedeniyle il il gezmek zorunda olduğumuz ülkemizde 60’lı yıllarda nereden bulacaksınız öyle her yerde, istediğiniz zaman kaşarlı tostu? Yıllık izinleri ya annemin memleketi İzmir’de, yada babamın memleketi Giresun Bulancak’ta geçirirdik. İzmir’de dayım yada rahmetli dedem beni fuara gezmeye götürürlerdi. Girer girmez ilk önümüze çıkan büfedenkaşarlı tost alırlardı. Sucuklu da satılırdı ama ille de kaşarlı isterdim. Henüz kardeşim doğmamış, dayım da evlenmemişti. Hepi topu iki çocuğu olan anneannem ve dedemin ilk ve tek torunuydum. Bunun keyfini doyasıya çıkardığımyıllar. Tostumun tadına vara vara yaptığım fuar gezileri. Lûnaparkta oyuncaklara, fuarı bir baştan öte başagezdiren trene bindirirlerdi. Hayvanat bahçesine götürürlerdi, yine de en çok kaşarlı tostla mutlu olurdum.
Göz rahatsızlığım nedeniyle kontrolü altında bulunduğum, rrahmetli olduğunu öğrenince hayli üzüldüğüm doktorum Halim Şima’ya da çok tostâne duygularla koşardım. O yıllarda telefon yaygın olmadığından randevusuz giderdik muayenehaneye. Mutlaka kalabalık olurdu. Muayene sıramın geç gelmesi demek, kaşarlı tost demekti. Haliyle acıkıldığından karnımızı onunla doyururduk.Her seferinde dua ederdim erkenden muayene olmayayımda tost yiyeyim diye.
Daha sonra babam canım Ankara’ma tâyin oldu. Tam okulumuzun karşısında bir tostçu vardı. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. Yalnız kaşarlı tost yok. Ya boş tost ekmeğini yağlayıp, tost makinesinde ısıtıp veriyorlardı, 25 kuruş, yada sucuklu 30 kuruş. Bu kez de boş tosta dadanmıştım.
Evlere tost makinelerinin girmesi 70’li yılların ortalarına rastlar. Babamın kendi isteğiyle tayin olduğu ve yerleştiğimiz İzmir’deydik artık. Biz de aldık birtane. Bildiğimiz, normâl ekmekle yapmıştı annem ilk kez. Hiç sevmemiştim. Dışarıda yediklerime benzemiyordu çünkü.
Şimdilerde tost ekmeği yiyecek satılan hemen heryerde var. Bu benim için büyük şans elbette. Çocukluğumdan kalma alışkanlık hâlâ devam ediyor. Tostum mutlaka ama mutlaka yalnızca kaşarlı olacak. İçine asla ve asla başka birşey konmayacak. Birde kaşar uzadıkça uzayacak.
İmdaaatttt! Bana âcilen kaşarlı tost gönderecek bir dost yürek yok muuuuu?
:) :) :)
Fatma Işık Kaya (Fadime)
18-Kasım-2015-Çarşamba
YORUMLAR
Gönül dostu; denemenizi şiir gibi güzel buldum. Akıcı ve sürükleyici. Kutlarım.
..................................... Saygı ve Selamlarımla...
FATMA IŞIK KAYA(FADİME)
Tost aşkı böyle olur ablam gibi tek ve sade aşk gibi tek olmalı bencede yakın olsak ben sana yapardım ablacımm benimde meyvelerden çilek aşkım var ablacim güzel bir yazı güncel ve dogal sevgilerimle...