- 745 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk'a Dair
Aşk’a dair çok şeyden bahsederler. Gidenler, gelenler, kalanlar, unutan ve unutulanlar. Herkes farklı olduğundan, farkından bahseder. Binmişiz bir trene ilerliyoruz hiç durmadan, manzaralar değişse de insanlar yaşam değişse de tren hep aynı o köhne tren ve biz halen ilerliyoruz. Herkesin farklı bildiği bir sona doğru, ölüme.
Bende bilmiyorum sizler gibi çaresizliğimi borçlu kılan şeyleri, sayfalarca birilerinden birinden bahsettiren şeyi. Yoğun bir yalnızlığın içinde herkes. Herkes Aşık herkes derbeder.
Çok şey var Aşk’a dair demiştim kelimelerin kendinden emin olmadığı, ütopyanın sokaklarından yazıyorum. Odamdayım, saatlerce sigaramın ışığında oturmuş, sigaramın dumanında boğulmuşum. Aklımda biri ya da birileri, beynimi delercesine kalbimi sökercesine devam ediyorum boğulmaya. Zaman zaman nöbetlerim başlar, ağrır bazı yerlerim, gözlerim, ayaklarım, ellerim. Bazen beynimin bile ağrıdığını bana işkenceler çektirdiğinin farkındayım. Zaman umurumda bile değil aslında, umurumda olduğu zamanlarımın zamanımı boşa harcadığımın farkına vardım. Acı dedikleri şey bir yaraya tuz basmaktan ibaret olmadığını acıyı tadınca anladım, beden değil de ruhmuş acı çeken ruhumda saklanır acı.
Herkesin ütopyasıdır bu şehir, kimi dağları deler, kimi kahrından gider, kimisi de var ki ağıtlar yakar ezgiler söyler. Ben hiç âşık olmadım cümlesinde gizlidir, anlatılmamak istenendir çoğu zaman. Bir kadının günlüğünde görmüştüm, yollarıma para sersen de, kırmızı halılar sersen de hatta dünyada ki bütün gülleri koparıp getirsen de istemem, bir sokak kenarında ki duvara, bana şiir yazmadıkça. Bir kadın olmak gerekir bazen evet bir kadın. Tek cümleyle anlatılıp bir kitaba sığmayacak bir kadın. Hayallerinin tam ortasındayken, seninle bambaşka hayaller kuran kadın. Kimin olduğu mühim değil, adının ne olduğu ne kadar güzel olduğu ya da ne giydiği ne yiyip içtiği zerre kadar mühim değil. Yeter ki ait olduğu kalbi bilsin koskoca dünyasını kalbinde taşıyan erkeği bilsin.
Bir erkek olmalı kadınını bilmeli, baba olmalı hatta anne bazen de abi abla bazen yeri geldiğinde elini masaya vurup sinirlenmeli sonra kadınının dizlerine yatıp seni seviyorum demeli.
Bazen sorunlar yaşıyorum anlattıklarımdan anlamıyorlardır belki de sabahın ilk ışıklarında ben yine saçmalıyorumdur. Her gece dostlarımla buluşur demlenirim. Kahvem, sigaram ve kâğıt kalemim, küçücük odada kalabalık bir aileyiz, birde radyom var kulaklarımda çınlayan şarkılar ve sözler.
Soğuk, soğuk oluyor artık geceleri, geçmek bilmeyen saatler bitmek bilmeyen duygular. Tam ortasına düştüğüm yangın dinmek yerine daha da alevleniyor geceleri. Boğulmaktan korkuyorum, yalnız ölmekten çaresizce arkama bakamadan gitmekten korkuyorum, duygularımın esiri olmuş yapayalnız durgun pis bir psikolojinin içindeyim artık. Bilmiyorum neden böyle niye? Kuyuya düşmüş kurttan farkım ne? Sorular soruyorum kendime anlamsızca, cevap veremedikçe daha da fenalaşıyor tüm benliğim. Çırpınıyorum bir yılan gibi bir fare gibi ya da yanarak ölen masum bir adam gibi. İçimde pis çığlıkların koptuğunu duyabiliyorum görmesem de çığlıklarımın sebebini hissedebiliyorum bazen oturup bir sigara yakıp saatlerce dinliyorum. Faydasız kaldığını yüz ifademin hiçbir zaman gülümseme kılmayacağını hissediyorum ara sıra. Sobam harıl harıl yanarken üşüyorum, kahvemin yetmediği anlar oluyor tütünümün tükendiği anlar. Basit anlatılsa da basit yaşanmıyor bazı şeyler. Aşk gibi belki de en yakınını kaybetmek gibi. Benliğimi öldürüyorum, bazen kaybediyorum aramaya mecalim olmuyor, her zaman da hüzünlü olmaz ki bi insan her zaman yalnız pardon yalnız dedim, yalnız değilim tek başımayım.
Abdullah KARSLI