BİR HANZEDAN YOLCULUĞU
Bugünün sıkıcı olacağından emın olabılırsın.Bunu sana anlatınca hak vereceğine emınım bılırsın anneler genelde yanılmaz kızım.
Vaktim daralmıştı , karanlık bi günün içerisindeydım tam anlamıyla duygularımın çıkmaza girdiği vakitden bahsetmelıyım. Olasılıklara tahammülüm yoktu. Zaman zaman anlaşılmadığımı düşünüyordum .Bunu açıklamama bile vakit yoktu.Anlaşılmakta ve anlamakta güçlük çekıyordum Ya da bi nevi bunu kendıme bile açıklayamamak diyelım. Kimden yana olduğumu bile bılmıyordum. Ama şayet şunu söylemelıyım kı ruhumu her daim kötülüğe çeken bir şey vardı. O halde kaanat getirmelıyım ki dostluk cevherını kenarda bırakmış olmalıyım. Aksi taktırde yolun sonu farklılaşmaya başlamıştı kendımı tanıyamaz hale gelmıştım. Sorularım kimin üzerine kuruluydu ? Yolun sonu kıme açıktı ? Dönüşümsüz bir çevirmensızlıkteydım diğer anlamıyla bir daha ben olmayışlığımı izliyordum.Artık tamamen çıkmıştım cazip kadın olmaktan. Sorumluluk sahibi olmayı amaçlıyordum.Hayatımı kişiselleştırmeye yönelmiştim bu bireysellik kör etmıştı benı . Neyse ki uzun yıllar sonucunda bir ilişkiye adım atmayı düşledim. Hiç olmayışlığımın üzerınden hayaller kuruyor ve bu hayalleri gerçekleştırmeyı amaçlıyordum . Fakat henüz en fikir olamıyordum kime yönelıktı bu düşler.Artık bu şehire sığamıyordum. Onu farklı şehirlerde aramaya koyulmuştum. Ölüme kadar vaktim vardı verdiğim tek nefeste onu bulmaktan korkuyordum onu bulmadan ölürsem gözlerim açık giderdi o halde gözlerimi o kapatmalıydı kapatmalıydı ki ona olan sevgımı görmelıydı gözlerimde.. Yola koyulmuştum bu öyle bir yoldu ki ömür biter yol bitmezdi. Bir dergi kapağında okumuştum sabah güneşiyle kahvaltının hemen arkasından gelen dergiler..Karşımda duran şu mavi gözlerin olmalıydı tam ortasında buluyorum yine kendımı. Avazın çıktığı kadar Aşığım sana... Her köşen sen kokuyor toprak. Buram buram Hanzedan. Hadi dokun ona senın kadar mavi senın kadar saf senın kadar kusursuz. Yeni bir hayat doğuyor bulamıyorum seni. İşde istediğin gibi sana özlem sana hasret koca bir deniz koca bir merhem..
ŞEHİRE YOLCULUK
Sabah erkenden yola koyulmuştum. Kiralık katiller tanıdım , terk edılmış kadınlara rastlaladım intihar eden insanlara şahitlik kıldım. Deniz gözlü erkekleri yaşadım adım adım karış karış her tende onu aradım. Ne hanzedanın kokusunu aldım ne de onun gibi deniz gözlü erkeklere taptım. Kasaba artık benim için küçülmüştü herkesi tanır hale gelmiştim . Lüks araçlara bınıyor yenı hayatlar yaşıyordum. Terk etmeliydim bu şehri. Sigaram sönmeye dönmüştü , orada ki hayata bavulumu bırakıp Hanzedanı aldım ve oradan uzaklaştım. Gece Hanzedan uyuyor bütün ışıklarım sönüyordu. Yolun sonuna gelmiştim . Sabahı bekledım.. Ve ben yine şahitlik ettim ki ömür biter yol bitmezdi.. Ona olan özlemın hasretım içimde her geçen gün bir kor gibi büyüyor ve benı daha fazla uçuruma çekıyordu.. Nerede ne yapıyordu bılmıyorum. Bir deniz yaratmalıydım. Kaptan olmalıydı belkı de Hanzedanın gözlerınden hangi kaptan kurtulabılırdi ki ? Yada uçurumun kenarında ölümü bekleyen bir balıkçı da olabılırdı bu. Balıkları karaya vurmuş olmalıydı ki ölümü seçmişti... Onu bulamaya devam edıyordum yeni bir şehir keşfetmeye koyuldum...
Seni Arıyorum...