- 606 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GÜLÜYORSUN ÖLÜME İNAT
Öyle kurşun kalem izi gibi değildi kurşun yarası ve hiç silinmedi. Kanadın üstelik. Sonra mor bir leylak bahçesine sardılar güzel bedenini ölüme inat.Yürüttüler el üstünde seni. Sen sana anlatılanlardan biliyordun ölümü ve alt tarafı trajik hikayeler anlatıyordun hepsi bu;
’ O unutulmaz Stalingrat savaşının en azgın günlerinde Hitler ordularına emretti bir gece; ’ düşman pusuda hiç bir siperden iğne ucu kadar ışık sızmayacak ’ diye.
Yakışklı çavuş özenle yazıyordu mektubunu nişanlısına solgun bir ışık altında. Ve kelebekler uçuyordu beyaz kağıttan ülkesine. Senin için ölümü göze aldım diyordu. Sen buna değersin. Eğer Hitler benim ışık altında sana mektup yazdığımı görürse bir dakika bile tereddüt etmeden beni öldürür. Evet ama sen buna değersin. Son cümleler bunlar olmadı. Sipere yaklaşan karaltıyı çok sonra fart etti. Karaltı mekubu istedi ve soluksuz okudu. Sonra çavuşa son cümlesini yazmasını emretti. Çavuş son satırı Hitler beni gördü ve öldürdü diye tamamladı. Karaltı mektubu geri aldıve itinayla katlayarak üniformasının sol cebine yerleştirdi. Bir el silah sesi duyuldu ve kuşlar havalandı.’
Acaba son hikayen miydi bu?
Sonra kuşlar havalandı yine. Bütün erken ölümler, koca bir ülke ve gözü yaşlı bir kadın bırakırlar arkalarında. Koca bir ülke ve gözü yaşlı bir kadın bıraktın arkanda. Seni öldürdüler. Şiirle ve öyküyle değil üstelik soğuk bir demir parçasıyla. Bir silahla. Yaşamına siyah bir fırça atıp, sana ölüm rengini seçtiler.
Şimdi hiç kimseyi ne gazete haberleri ilgilendiriyor ne de ölümünün nedenleri. Son bir fotoğrafın vardı. Güzeldi ve gençti.
O, gülümsüyor.
Ölüme inat...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.