- 422 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DEVLETİN ÜVEY EVLATLARI
DEVLETİN ÜVEY EVLATLARI
Devletin kendi varlığını sürdürebilmek adına rutin dışına çıkabileceğini Demirel açıklamıştı 90 lı yıllarda. Rutin dışına çıkmak neydi ? Bunu bir çok insan biliyordu. Devlet meşru olmayan işlere giriyor ve kişileri kullanıyordu zaman zaman. Kanunsuzluk yapılıyor demek istemiyoruz ama devlet varlığının bekası için illegal yolara başvuruyordu belirli süreçlerde. Bu ilişkiler yumağındaki hemşerimiz Abdullah ÇATLI kırmızı pasaportla aranırken Kenan EVREN le görüşmüştü defalarca. Yine ÇATLI miting alanlarındaki yer kavgaları için dışlanan Anavatan partisine kol kanat bile geriyordu bazen. Üstelik asala terör örgütünün çökertilme sürecinde yurt dışındaki bir çok ülkücü genç vatanseverle birlikte mücadele vermişti ÇATLI. Oysa aynı ÇATLI o sıralarda kırmızı bültenle aranıyordu.
3 kasım 1996 akşamı Balıkesir in susurluk ilçesinde bir kamyon kazasıyla tanıdı bir çok insan onu. O kaza anına kadar çok az kişinin tanıdığı bir insandı. Aynı arabanın içinde Sedat Bucak, Hüseyin Kocadağ ve Gonca Us isimli üç kişi daha vardı. Hüseyin Kocadağ polis okulu öğretmeniydi. Bucak ise Dyp milletvekili. Kırmızı bültenle aranan birinin yanında devletin vekili ve polis yetkilisi vardı. Bu nasıl bir ilişkiydi ? Rutin dışına çıkmak böyle bir şey miydi ? İlginç olanı ise üzerinden Mehmet Özbay kimliği çıkan kişinin Abdullah Çatlı olduğunu ajanslara bu kadar kolay bildiren olgu neydi ? Nasıl anlamışlardı o kişinin Çatlı olduğunu kısa sürede. ? Ve neden bir anda bir sürü karanlık cinayeti Çatlı nın üzerine yıkmışlardı.
Biz misyonu sona ermiş bir vatan evladı olan Çatlı nın farkında olmadan Ergenekon isimli örgütün 8 numaralı adamı olan tuğgeneral Veli Küçük gibi bazı kişilerin güdümüne girerek illegal işlere girdiği kanatindeyiz. Şunu unutmamak gerekir ki Çatlı vatan millet için çalışmış ve bu uğurda öldürülmüştür. Tasfiye edilmiştir. O da bazen rutin dışına çıkmış ve bunu canıyla ödemiştir. Devlet evlatlarını sever ama gömmesini de iyi bilir. Onu herkes den iyi korur ama öldürme şerefini de kendinden başkasına tattırmaz. Burda Devlet derken neyi kastettiğimiz çok önemli. Açıkçası devletler desek daha iyi olur. Zira derin devlet diye diye anlayamaz olduk ülkede kaç tane devlet var.. ?
Bu oluşumlardaki insanların kendilerine özgü bir vatanseverlik anlayışları var mesela. Vatan millet Sakarya diyerek masum insanları öldürtmekten geri kalmayan anlaşılmaz bir tepkisi var dışına . Mesela egenekon la ilişkili çıkacağını tahmin ettiğimiz Mumcu cinayetini düşünün. Mumcu siyasi olarak sadece bilgili ve sol çizgide görünen bir yazar olsa da vatanseverliğinden taviz vermeyen bir gazeteciydi. Ama onu susturan tasfiyeci güç te bu cinayeti vatanseverlik adına yapmıştı. Ne kadar ilginç değil mi? Bu açıdan sadece kendi fikirini dayatan bir ilginç sevgi şiddeti var ortada.
Bir örnek daha verebiliriz. Bu sefer ki kahramanımız Korkut Eken. Birçoklarının efsane yarbay olarak tanıdığı bu adam kim anlayabildik mi ? Askeri çevrelerin efsane olarak gördüğü bu kişiyi biraz anlatalım. Kara harp okulunu 1965 yılında bitirmiş ve komando ve hava indirme tugaylarında görev yapmıştı. Abd Almanya ve İngiltere de defalarca seminerlere katılmış ve askerlik hayatının büyük bir kısmını özel harp dairesinde geçirmişti. 80 li yıllarda emniyet özel harekat timlerini yetiştiren o idi. Aynı zaman diliminde tsk daki özel harekat timlerinin de komutanıydı. Tüm döğüş sporlarını biliyor ve bunu yanında birkaç yabancı dili de konuşabiliyordu. Serbest paraşütçüydü ve bir çok derecesi vardı bu alanda. Atış alanında ise 14 saniyede 7 merminin tamamını 12 den vuracak kadar mükemmeldi. Onlarca madalyası vardı ve Türkiye de çok az kişiye verilen Tsk üstün cesaret madalyası sahibiydi. Pkk ya kan kusturan özel harekatçılar onun evlatlarıydı ve Pkk ile mücadelede çok parlak zaferleri vardı.
Ama aynı tasfiyeci güç Eken i de bir anda pasifize etmişti. Ne olduğunu anlayamadan bir anda terörist olmakla çete kurmakla itham edilip tutuklandı. Vesselam devlet yine bir evladını sindirmişti. Çatlı dan sonra bilet bu sefer ona kesilmişti ve katil olarak ekranlarda izlemeye başlamıştık Eken i.
Anladığımız kadarıyla bu ilişkilerin sonu mutlaka faili meçhul cinayetlerin faili olmak ya da sanık sandalyesine oturmak. Yada üstünde yaftayla kefene bürünmek. Tüm ilişkiler yumağını Abd ya da derin devletler yapıyor diyemeyiz ama onların parmağı var bundan eminiz. İçinde bulunduğumuz şu günler derin bir tasfiyeler süreci gibi görünüyor. Ve anladığımız kadarıyla bu sefer tasfiyeci kadrolar tasfiye ediliyor. Günlükler planlar ayışığı sarıkız derken generallere dokunulacak kadar düzelmeye başladı hukuk sistemimiz. Ama ya Abd Türkiye de misyonu biten adamlarını bir temizlik operasyonu gibi sunarak tasfiye ediyorsa ? Ya abd Saddam ın koltuğuna bu sefer darbeci zihniyeti koyduysa ? Vesselam Abd ye rağmen yaptığımızı düşündüğümüz bu siyasi gelişmeler ya abd güdümündeyse ? İşte o zaman asıl tantana başladı demektir. Ve bu savaşın galibi de olmaz mağlubuda. Faturanın kesileceği adres ise yine bellidir. Eeee ne diyelim Vatan sağolsun. Ama devlet te sağ olsun değil mi? Hangi devlet mi ? E onu beraber göreceğiz kısmet olursa.
Tunar ÇALIŞKAN
YORUMLAR
Kritik nokta sanırım, rutin dışına çıkıldığında artık iç siyasi çekişmelerin piyonu olarak kullanılmaya başlamak olsa gerekir..
Hükümet devirmek için yapılan kirli organizasyonlar yani..
Diğer devletlerdeki ülkeye zarar veren hedeflere,ülkenin çıkarlarını zarar uğratan güçlere karşı yapılan operasyonlar için rutin dışı denilebilir mi bilemiyorum, ancak bu türden oluşumlar her ülkede var dünya üzerindeki.
Yanlış olan husus, iç plitikada bazı hedefleri gerçekleştirmek için bu yapılanmaların, halka, vatandaşa, halkın iradesine karşı kullanılmaya başlanması, bu amaçla manüplatif provakasyonlar ile kamuoyunu yanlış yönde oluşturma gayretleri...
Kimi bilerek, kimi de devlete hizmet ediyorum zannederek sanırım bu türden yapılanmaların içinde ya da destekçisi oldular.
Kullanıldılar yani bir anlamda.