- 457 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ucuz Satırlar
Hayatın her anında, her alanında olan bir şeydir ucuzluk. Buna kiminin malı, kiminin lafı, kiminin sanatı, en kötüsü; kiminin de şahsı örnektir. Şahsında ucuzluk olanın akıttığı mürekkep yeri gelir israf olur ! İşin aslı, döktükleri mürekkep değil, batıllıklarıdır bu şahısların.
Kelimeler bir damladır. Kimi bu damlaları birleştirir okyanusa çevirir; kimi ise sayısız kelime karalasın bir göl dahi çıkaramaz. Satırların ucuzluğunu anlatan şahsın samimiyetsizliğidir. Buna rastlamak olağanüstü bir hal değildir. Her yerde görülür bu şahısların değerler aleyhindeki yazıları, hatta akıllarınca küçümsemeleri... Toplumları diri tutan ülküleri ve kültürleridir, bunlar küçümsenemez. Bunlar aşağılanır ise, geriye sadece rahatı için yaşayan bir nesil meydana çıkar. Sadece bolluk içinde yaşamak hedefinde ancak bir Yahudi olabilir. Kuran’da da Yahudilerin bu karakterini gösteren ayet vardır. Mesela Allah’ın gökten onlara sofra indirdiği, onların ise bundan memnun kalıp şükretmek yerine bir zaman sonra sıkılıp başka şeyler istemelerinden bahsedilmektedir. Görüldüğü gibi günümüze kadar da değişmiş oldukları söylenemez ! Bu tür dünyalık şeylerin peşinden koşmak insanları dinden uzaklaştıracağı gibi, vatanı para için satmaya kadar gidecek bir yolu vardır. Ne yazık ki, istendiği kadar büyük meblağ olsun, vatana kıyasla kesinlikle küçük kalacak bu her kuruşuna kadar haram paraya yeltenenler çıkıyor.
Şimdi, Yahudi’nin para sevgisiyle bizimki arasında fark yokmuş diyenler olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, Yahudi paraya hükmetmeyi sever; biz ise paranın hükmettiği kişiler oluruz. Bu onlara verilmiş bir yetenektir. Lakin bu meziyet, genelinin yaptığı hilekarlıkları hoş görmemizi gerektirmez. Dünyanın her tarafında paranın tuzağına düşen kişiler vardır. Bizde ise, Osmanlı’nın son dönemlerindeki adam kayırmalar, rüşvetler gerilemenin, hatta duraklamanın sebeplerindendir. Bütün bunlar, o kişilerin ahlak bakımından yetersiz bir biçimde yetiştirilmesinden kaynaklanır. Yeteri ölçüde aşılanamayan dini ve milli ahlak kanunları sonucu çıkan bu tür ihanetlerin bedelini milletimiz savaşlarda kanlarıyla ödedi. İşini bilmeyen kişilerin iş başına getirilmesinden sonra ortaya çıkan yönetim boşluğu kendini devletin her alanında gösterdi ve çöküşe sürükledi.
Bir daha aynı hatalara düşmemek en büyük milli görevimiz olmalıdır.
Görüşler aynı olmasa bile vatan sevgisinde herkes birleşmeli ve üzerine düşen görevi eksiksiz yerine getirmelidir. Bugün biliyoruz ki; bir savaş çıksa, "Bu benim savaşım değil, benim bu safta işim yok!" diyecek karakterde olan kanı bozuklar maalesef ki mevcut. Vatan satma konusunda adeta birbirleri ile yarış halinde olanları tespit etmek çok da zor olmasa gerek. Hiç olmazsa her gün köşelerinde ’ifade özgürlüğü’ diyerek vatan müdafaasının gereksizliğini savunacak kadar alçaklaşan kişilerden başlanısılsa, belki bu büyük ve mühim mesele için küçük bir adım atılmış olur.
Bugün bizlerin istediği, dinini ve vatanını her ne şatta olursa olsun satmayacak kadar onurlu, şerefli, bilinçli, kültürüyle gurur duyan, dininin ve milliyetinin istediklerini akılcı bir şekilde ölçüp tartabilen bir neslin, devletin en önemli ve girift noktalarına hak ettikleri şekilde geçmeleridir.
YORUMLAR
Güzel bir yazı olmuş. "istediklerini akılcı bir şekilde ölçüp tartabilen bir neslin, devletin en önemli ve girift noktalarına hak ettikleri şekilde geçmeleri" ise biraz daha açılması gereken bir konu bence. Kullanılacak yolu , araçları belirlemek lazım. Selamlar
Batuhan Çanakcı
Başarı, huzur ve güven ancak dini ve milli şuurla yetişmiş kişilerin cesur ve gerçekçi yönetimleri ile gelebilir.
Yorumunuz için teşekkür ederim. Hayırlı akşamlar.
Bizi biz yapan milli, manevi ve etik değerlerimizdir. Kuva-yı Milliye ruhu ile birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi güçlendirmeye en çok muhtaç olduğumuz çetin bir süreçten geçmekteyiz. Allah; sonumuzu hayreylesin! Yürekten tebrik, teşekkür ve selamlarımı arz ederim.
Batuhan Çanakcı
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim, hayırlı akşamlar.