- 706 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk'a Dair
“ölümdür tek başına yaşanan
Aşk iki kişiliktir” Ataol Behramoğlu
Ataol ustaya katılmıyorum. Aşk insanın ta kendisidir. Aşık da maşuk da gönüldür. Sevilen kişi sevenin aynasıdır. Böyle düşünüyorum. Bu da benden olsun: " yazgım olmuş dörtnala sevdam-artık ömür bitse ne yazar-seni mahşere sevebilmek için-sana ihtiyacım mı var?”
Salt aşkı, seven yüreğin kendisi inşa eder. Ve emin olmalıyız ki bir taraf ötekinden çok daha fazla sever. Bunda bir denge yoktur, olamaz... Yaşamın kendisine aykırı. Ben seni seveyim, sen de beni, ayağımız yerden kesilsin, kanatlanalım. Bu mümkün değil. İllaki bir cenahın kanadı kırılacaktır. Bir kanat kırılmadan yaşanmaz ki gerçek aşk. Kuş tüyü değil ki farkında olana aşkla yaşamak...
Bu duygunun "asıl" olanının tarifi yok elbette. Sözcükler aciz kalır. Nazım demiş “O ne yaptı deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta.” Evet; Nazım tam isabet buyurmuş, herkes kendinden sorumlu. Bunu başka bir ifadeyle Tahir ve Zühre’ye ilişkin de dillendirmiş. Aşkın kendisi bence Nazım’ın "kalbimin kızıl saçlısı" dediği "Piraye"ye ihanet ettikten sonra ona yalvarması değil de Piraye’nin onu hiçbir şekilde affedememesidir.
Asıl aşık Nazım değil Piraye’dir. Ben ancak bu şekilde yorumlayabilirim fakat tarifini mümkün değil yapamam… Şunu da düşünüyorum aslında; aşkın kendisi başlı başına acıdır. Seveni yıkamaz, ancak acısına tebessüm ettirebilir.
Ömür boyu el ele gezsen de bu acı vardır. Dili kuşun dili, yuvası kuş yuvası, ölene dek kanayacaktır aşiyanına... Bu demek değil ki ben haklıyım. Hayır yanlış ya da doğru öğrendiğim ve kalben hissettiğim budur.
Hidayet DAL/ Aşk’a dair bir dosta dillendirdiklerim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.