“Şanssızlığa katlanabiliriz , çünkü dışarıdan gelir ve tümüyle rastlantısaldır. Oysa yaşamda bizi asıl yaralayan , yaptığımız hatalara hayıflanmaktır. “Oscar Wilde

TABAKHANEYE B...K YETİŞTİRMEK!..


“Istanbul’dan Edremit’e kaç saatte gideriz anne?” bu sözleri uzun yola çıkmadan önce oğlum sabırsızlıkla her seferinde sorar olmuştu. Hepimiz biliriz ki. Araç kullanırken yol sanki uzar ve bir türlü bitmek bilmez. Oğlumun bu sabırsızlığı bazen gaza fazla yüklenmeme neden olur, sonra da vazgeçerdim. Balıkesir il sınırlarına girdiğim anda da, eve bir an önce varma telaşı olurdu. Böyle anlarda hız ibresi 170-180km ye vardığı bile olurdu. Özellikle trafik levhasında,” 90km hız sınırını aşmayınız! “ uyarısını gördüğümde ayağımı gaz pedalından hiç ayırmazdım. Hani uçakların iniş alanını bilirsiniz. İşte o otoban beni çok kışkırtırdı!

Bir anlık dalgınlığım az kalsın feci bir kazayla sonuçlanacaktı! Dörtlüleri yakıp aracımı sağa çekip park ettim. O kadar hızla yol alırken sol tarafımdaki aracın beni sollayacağını fark etmemiştim! Beni arkasında bırakan Opel, sanki çığlık çığlığa korna basıp uzaklaşırken, mide asidim korkudan ağzıma dolmuştu!

Oğlum, “Anne ne oldu?” diye sorduğunda kendime hayıflanarak, “Ne olacak!Tabakaneye B..k Yetiştirecektim, sanki!..” bağırdım.

Hepimiz belki anımsamayız. Büyüklerimizden duymuşuzdur. Eski adı İda olan Kaz dağlarının eteklerine kurulmuş bir tabakhane varmış.

“Çok değil, kırk-elli yıl öncesine kadar tabakhaneler, hayvanların derilerinin işlendiği atölyeler köpek boku için yanar tutuşurlarmış. Çünkü bir tek taze köpek boku içinde bekletilen deri yumuşacık, kıl köklerinden arınmış, gözenekleri açık, ince, homojen yani kaliteli olabilirmiş. “Tabak mısın; it bokuna muhtaçsın”, denirmiş “tabak”lara (“debağ”lara), yani deriyi işleyip kullanılabilir hale getiren meslek erbabına.


Ham deri, kıllardan, yağ ve et tabakalarından mekanik olarak temizlendikten sonra kimyasal olarak işlendiği sama safhasında, taze köpek bokunda ki enzimlere ihtiyaç duyulduğundan tabakhanelerin olduğu yerleşim yerlerinde çoluk çocuk ellerinde teneke maşrapalar, köpek boku toplarlar, sama işlemi ancak dumanı tüten taze bokla yapılabildiğinden koşa koşa tabakhanelere yetiştirirlermiş. Tabak gezer, dolap süzer; taze bok aşkına tabakhanelerde yaygın olarak köpek beslenirmiş.

Edremit yolu üzerinde, Akarcan Yapı Marketin hemen civarı ve arkasında hala eski birkaç tabakhane ünitesini göreceksiniz. Yöre halkı zeytincilikle ve turizmle geçimini sağlarken, dar gelirli aileler ise tenekesi 2,5 krş olan köpek boklarını bu tabakhaneye taşırlarmış. Saat 17:00 sularında kapanan bu işletmeye koşturanlar olurmuş. Ellerinde bok tenekeleri dolu koşanlara,”Nereye böyle?” sorulduğunda, “Nereye olacak tabakhaneye bok yetiştiriyorum, az sonra kapanacak!..” yanıtını almak çok doğal olmuş. Daha sonra bu söz acelesi olanlar için hep kullanılır olmuş.

Derken yapay olarak yeni kimyasallarla da aynı sonuç elde edilmeye başlanınca köpeklerin de, bok toplayıcıların da pabucu dama atılıvermiş.”

Eee, hani bir söz vardır:
” Kaptanın ustalığı deniz durgunken anlaşılmaz!”
Boş otobanda bu kadar kuralsız hareket edersek, akıcı bir trafikte dikkatsiz araç sürücüsünün, ne tür trajedilere sebep olur. Varın artık gerisini siz düşünün. Bütün kazalar ve ölümler aşırı güven ve trafik kurallarına uymadığımızdan olmaktadır. Aman dikkatli olalım!..

Yüzünüzden gülücük, yüreğinizden sevgi, gönlünüzden bahar eksik olmasın. Kalın sağlıkla...

Emine Pişiren/Edremit Olay Gazetesi-25.04.2008