- 982 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KUMA
Her günün kendine özgü gelişmeleri oluyor. Umutsuzluk içerisinde umut arayanlar mı demek lazım bunun adına pek bilemiyorum ama sanırım insanoğlu derdini dökemese çatlayacak, patlayacak gibi. Herkes kendi dünyasında gezeleyip duruyor. Kime şöyle hafiften gülümsediysem, dilek taşıymışım gibicesine kafama, kollarıma nereme olursa çaput bağlamadıkları kalıyor dert küplerinin.
- Parmağına ne oldu hanımefendi?
Bu soruyu sormam gerekiyordu çünkü. Neden mi? Sağ elinin iki parmağı ikiz kuleleri gibi boşlukta sırıtıyorlardı. Kadın, önce derin bir nefes aldı, sonra benim samimiyetimi anlamlı bakışlarıyla ölçmeye çalıştı. Karadeniz şivesiyle derdini paylaşmaya başladı.
- Ha bu parmaklarımı görüyorsun da?
Neredeyse gözüme girecek ikiz kuleleri hiç görmem mi? Evet dercesine başımı salladım.
Parmaklar, uyuşmuşlar, dokunsalar dahi beton gibi hissediyormuş sadece. Hastaneye( ismi bende saklı) gitmiş, doktor hemen ameliyata almış. Beklenen sonuç negatif olunca kadın yıkılmış. Parmaklar, eskisinden de beter hale gelmişler. Sanki demirden duba mübarekler.
Parmaklar gözlerime girecek şekilde duruyorlar. Şu hastaneye, bu hastaneye git, diye tavsiyelerde bulunurken, şive aklıma takılmıştı ya:
- Nerelisin?’ diye sordum.
- Ünye!
Ünye-Fatsa, gençliğimde çok fındık topladığım yerlerdi, diye sohbet yavaş yavaş gelişmeye başlayınca:
- Amca da burada mı, diye üçüncü soru geldi bendeniz tarafından.( gereksiz merakım hastalık mıdır nedir)
O sırada ikindi ezanı okunmaktaydı.
- Şu ezanların yüzü suyu hürmetine, Allah’ın bildiğini kuldan niye saklıyayım.(Karadeniz şivesi)
Bu sefer dert küpünü ters çevirip ne var ne yok hepsini boşalttı. Aman Allah’ım bu ne ya. Bir insan bu kadar mı acılarla yoğrulurmuş? Dram, haltetmiş, trajiğin en ağırı. İşte anlatılanlar:
Küçük çocuğu sokakta oynarken yol yapım silindir arabası, farkına varmadan üzerinden geçmez mi! Kadın, bu durum karşısında kendinden geçip bayılıyor ve iki sene kendine gelemiyor. Sonrasında ruhsal terapi devam ediyor… Kocası, bu kadın delirdi diye üzerine kuma getiriyor.
Allah Allah! Nasıl yorumlamalı kadının başından geçenleri. Vallahi ben erkek olarak çok utandım kuma meselesi yüzünden. Hani nikâh defterine imza atarken, memur sıralayıp durur ya:
“ En zor şartlarda birbirinize destek olacağınıza, aynı yastıkta kocayacağınıza….”
Kadın bir sürü şey daha anlatıp durdu ama anlayan kim? Kuma yıktı beni.
Sahi biz erkekler niye böyleyiz ya? Şerefli(-siz) olarak aynı yastıkta bütün zorluklara sırt sırta göğüs germesini nasıl öğreneceğiz acaba?
(Kadının hikayesi kısaltılarak anlatıldı)
YORUMLAR
vahşi cografyanın çilekeş insanları.... fıkralarında gülümsetselerde acıları çok fazla.....bunu yapanda erkek..... geç oradan ....duyarlı kaleme saygılar
ayhansarıkaya
Selam ve saygılarımla abim!
Benim zavallı Karadeniz'im...Şimdi değilse de eskiden kadınlar çok çekti o yörede. Kocadan dayak, kayınpederden dayak, kaynanadan ve görümceden dayak, kuma, sebepsiz bebek ölümleri ve evlat acısı...O zorlu doğa koşullarında eşekten daha ziyade çalışmak...Gurbetten gelen sonradan şehirli milletin "Vav ne güzel manzara" deyip iç geçirdiği o kırda bayırda sırtında yük taşımak...
Bu hikayede kuma değil de teyzenin evladının ölümü içimi sızlattı. Evlat acısının yanında kuma ne ki? Hem de ne feci bir ölüm. Of, ne kötü! Kadın delirmekte haklıymış. Keşke hiç iyileşmeseymiş.
Niye yazını kısa tuttun bilmiyorum ama artık çok seyrek ve kısa yazıyorsun Ayhan Abi. E tabi roman yazmak yeteri kadar zaman alıcı.
Buradan herkese duyurayım: Ayhan abi 4. romanını okurlara sunmaya hazırlanıyor. Umuyorum bu seferkinin talihi diğerlerinden daha parlak olacak.
Seni okumayı seviyorum Ayhan Abi. Samimisin, bizdensin, tanıdığımız bir ADAMSIN.
Sevgi ve saygılarımla.
ayhansarıkaya
4. Roman duyurusu yapıyorsun teşekkür ederim ama hevesim kırıldı yine. Yayıneveleri sinekten yağ çıkarmanın hesaplarını yapıyorlar. Ben de salak değilim herhalde. Emeğimi yedirtmeyeceğim bundan böyle. Uygun şartlarde yayınevi bulursam eyvallah. Yoksa; Aysu'nun okul harçlığını yedirtmem.
Sevgi, saygı ve selamlarımla efendim.
Senin bu yönünü seviyorum Ayhan.
Bir yerde bir çarpıklığı fark ediyor ve paylaşıyorsun.
Emine Hanımın dediği gibi iyi bir gözlemcisin.
Selamlarımla dostum...
ayhansarıkaya
Selam ve saygılarımla.
Bu gün okuduğum iki erkek de ne hikmetse erkekleri yerden yere vurmuş.
Ne derece samimi oldukları bu gibi olaylari yasadiklarında belli olur.
Kocayı deliren bir kadın kolay kolay onu boşamiyor, sevgisi olmasa bile saygısı kalıyor ama erkekler için durum farklı sanırim.
İyi bir gözlemcisiniz Ayhan bey, tebrikler.
ayhansarıkaya
Teşekkürler Emine Hanım.
Saygılarımla. Selamlar.