- 1316 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Kutsal Taş
Cennetin nasıl bir yer olduğunu merak edenler hayatlarında sadece bir kere Batmışistan ülkesine gidecektiler. Ziyaret edip kendi memleketine dönen herkes orayı özlemeleri çok uzun sürmezdi. O inanılmaz güzelliği bir daha görmek için can atıp Batmışistan gibi yer yüzündeki cennete tekrar dönmek isterdi. Oranın temiz havasını ak ciğerlerine solumayı ve yeniden kendisini bir çocuk gibi hissetmeyi arz ederdi.
Uçakla ziyarete gelen turistler gökyüzünden aşağı baktıklarında yeşil ve maviden başka renk göremezlerdi. Ülkenin dört bir yanını doğal yeşillik, verimli ve zengin topraklarının üzerindeki tarlalar sarmıştı. Yüksek dağlardan derelere akan sular köylerdeki tarlalarını suvarırdı. Bulutlarından yıl boyunca gelen yağmurlar ormanlara yağıp göllerini doldururdu.
Diğer ülkelerden gelen başbakanlar ve önemli kişiler her şeyden önce kutsal taşını ziyaret edip önüne bir buket çiçek bırakırlardı.
Ülkeyi temsil eden kutsal taş yıllar önce Uğratya adlı ülkenin başbakanı tarafından Batmışistan’a hediye edilmişti. Batmışistan başbakanı da taşı derhal başkentin merkezine koymuştu. Kutsal taşın koyulmasının ardından dünyanın bir çok ülkesinin yüksek makamları tarafından halka ve başbakana tebrik mesajları gönderilmiş ve Batmışistan için büyük bir itibar kazandırmıştı. Turistlerin bir çoğu bile ülkeyi terketmeden kutsal taşı öpüp sevgilerini ve minnettarlıklarını Batmışistan halkına ve ülkesine gösterirlerdi.
Kutsal taş git gide Batmışistan milletinin dünya çapındaki gururunu arttırmıştı ve onun varlığı halk için bir tür inanca dönüşüp vatana sevgi sembolü olarak değerlendirilmişti.
Ülkede kutsal taşın koyulmasının ardından devletin yaptığı değişik işler de sürdürülüyordu. Bu olayları başta kimse farketmese de son yıllarda halkın bir çoğu olup bitenleri anlamıştı.
Ülkenin güney bölgesi ormanlarında seneler önceden başlayan ağaç kesimi ve oradan git gide ülke dışına giden tır sayısının çoğalma haberleri halk içinde sızmaya başlamıştı. İnsanlar bu işlerin devlet tarafından sürdürüldüğünü biliyorlardı. Herkes çiftçilerin dolandırıldıklarından ve ucuz fiyata arazileri ellerinden alınıp zengin toprakların tırlarlarla ülke dışına gönderilmesinden konuşuyordu.
Artık hızla seyrelmekte olan ormanlardan milletin haberi vardı ve kesilen ağaçlarını devlet tarafından Uğratya’ya satıldığını herkes biliyordu.
Ülkelerinin kaygısında olan halkın isyanı ve sokaklara dökülmeleri an meselesi olmuştu. Emniyet yetkilileri başbakana durumun ne kadar vahim olduğunu ilettiler. Kesilen ağaçların ve tarla topraklarıyla yüklenip Uğratya’ya giden tırların derhal durdurulmasını istediler. Halkın öfkesini yatıştırmanın tek yolu bu işe bağlı olduğunu vurguladılar.
Halkın öfkesinden korkup endişelenen başbakan hemen harekete geçti. Öncelikle geçici olarak tırların durdurulmasını söyledi. Sonra Uğratya başbakanını aradı ve olup bitenleri ona anlattı. Bu aramanın ardından hemen Batmışistan’daki Uğratya büyük elçisi başbakanı ziyaret etmeye gelip kapalı zarf içinde ona bir mektup bıraktı.
Ertesi gün TV kanalları ve gazetelerin çoğu önemli bir haberi duyurdular. Uğratya’lı bir turistin kutsal taşa hakaret ettiğini ve taşın dibine işediğini açıkladılar. Bütün devlet adamları –başbakan da dahil- millet vekillerinin hepsi öfkelenip tribünlerden herkese bu olayı hiç bir şekilde tahammül edemeyeceklerini söylediler.
Onurları lekelenen sinirli Batmışistan halkı sokaklara dökülüp Uğratya ülkesine karşı sloganlar attılar. Başbakan başkentin merkezinde toplanan milletin önüne çıktı “Ey benim halkım, ülkemize ve inançlarımıza hakaret eden kimseyi affetmeyeceğiz. Uğratya’ya savaş açacağız” diye bağırdı. Millet arkalarında duran cesaretli başbakanlarını alkışladı “Yaşasın başbakanımız” diye ona karşılık verdi.
Batmışistan halkının öfkesi ve başbakanlarının savaş mesajı Uğratya’ya iletildi. Uğratya başbakanı haberleri duyar duymaz özel uçağıyla batmışistan ülkesine uçtu ve kendi halkı adına bütün Batmışistan halkından özür dileyıp herkesin önünde kutsal taşa çiçek bırakıp onu öptü. Yaptığı bu onurlu hareketin sayesinde Batmışistan milleti inançlarının ve vatan sevgisi simgesi olan kutsal taşın ne kadar önemli olduğunu bir daha hatırladılar.
Uğratya başbakanı kutsal taşın dibine işeyen Uğratya vatandaşının derhal tutuklanmasını ve o taşın önünde kırbaçlanarak ceza verilmesini emretti.
Artık Batmışistan halkının öfkesi yatıştırılmıştı. Saygılarını ve onurlarını yeniden kazanan halk sokakları terk edip gururla evlerine döndüler.
Tırlar yeniden yüklenip Uğratya’ya yoluna çıktılar.
Muhammed Ahmedizade
Kutsal Taş Yazısına Yorum Yap
"Kutsal Taş" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Kutsal taşa tapınmak başka, heykellere saygı duymak başka tabii ki... Bu ülkede Atatürk'ün heykellerine sizin kutsal taşınıza benzeterek saygısızlık eden bir zümre var. Oysa anlamsız bir taşla Atatürk'ün heykelinde onun MANEVİ ŞAHSİYETİNİ ANMAK başka. Öyle değil mi hocam... Saygılar
muhammed1347
@muhammed1347
Kemal hocam sizinle aynı görüşteyim. Bu yazımın olayı başka yerden kaynaklanıyor. İki gündür bizim İran'daki Azerbaycan türkleri, devletin resmi TV kanalında yayınlanan bir programda türklere hakaretten dolayı soksğa dökülüpler. Yüz seneye aşkın asimile olmuş, dilini ve Türklüğünü unutmuş halkımızın bu hakaretle doğru isteklerinden ayrılmalarını sağlayan güçlere inanıp bu yazıyı yazdım. Burada taştan bahssettiğm şey insanları asil değerlerinden uzaklaştıran güçtür ve onların haklarını çalanlardır.