İsyânımın ağıdı(sosyal)
Sayın muhatabım!
Ben, böyle bir halde, bir yurt
istemiyorum!
.....
Barışı, huzuru getiremiyorsan, git!
İnsanları birbirleriyle ‘’gönülden samimi’’ kucaklaştıramıyorsan, git!
İnsanlar,
sokağa korkusuzca çıkarmıyorsa, git!
sabahları işine şarkı-türkü söyleyerek gidemiyorsa , git!
Esnaf, dükkanını dokuz yerden kilitlemeden namaza, evine gidemiyorsa, git!
Analar, babalar körpe evlat acısıyla ağlıyorsa, git!
Eşler kocasız, çocuklar babasız ağlamaktaysa, git!
Vatan toprağı halen kana doymamışsa, git!
.......
Ben, 1940’lı-50’li yılların, masum çocukken cennet bildiğim huzurunu istiyorum!
.....
Ben tüm halkımın,
yurdumun herbirkarış köşesinde güle oynaya kadınlı-erkekli düğün-dernek,
bayram yaptığı, kol-kola halay çektiği günleri istiyorum!
Ben, insanların kerpiçten ev yaparken
birbirine koşarak, dillerinde türkülerle, yüzleri ay gibi parlayarak yardım ettiği yılları,
kuru ekmekle peynir domatesle, baklavadan daha tatlı gelen,
gazeteler üzerinde tozla karışık azık yediği günlerin
sevinç kahkahalarını duymak istiyorum!
.....
Ben,
fabrikalar istemiyorum yurdumda, köşebaşı bakkalı yeter bana.
G20’lerin arasında da olmak istemiyorum böyle! Taaa arka sıralar da olsa ülkem, gam yemem, ama huzur olsun, istiyorum yeter ki!
AVM’ler, metro, hızlı tren de istemiyorum. Uçak da istemiyorum. Gökdelen de istemiyorum!
.....
Halkım varsın, kara toprakta çiftçilik yapsın oğlanlı-kızlı,
gizliden aşk ve sevda mektupları göndererek biribirlerine..!
...
Evet, evet, kağnı gelsin, kağnı; evet taş devri istiyorum, taş!
Bana gerici desinler, zararı yok, alınmam zerre kadar, ben gerici olayım, ama huzurlu!
....
Ama bir nebze huzur istiyorum sadece, kararmış gözlerimizi parlatan bir nur gibi..!
Ben, halkımını korkmadan, edeplice sokaklarda, meydanlarda haklarını aramak için yürüyüş ve gösteri yaptığını görmek istiyorum.
Ben artık kan görmek istemiyorum bu güzel ülkemde!!!!!!!!!!!!!!
Yaya gidelim istiyorum kilometlerce şehirden köyümüze, zararı yok;
ama korkmadan, sıla türkülerinden, taş plak şarkılarından söyleyerek..!
....
Ben, korkmadan fikrini söyleyebilen, yazabilen,
adabıyla eleşiri yapabilen gazeteciler, televizyoncular, fikir, bilim, sanat adamları, şairler, yazarlar,
sanatını sevgiyle aşkla şevkle, sırf sanat adına icra eden mizahçılar, şarkı-türkü sanatçıları,
tiyatro-sinema sanatçıları, ozanları, müzisyenleri......
tek amacı vatana hizmet olan öğretmenleri, doçentleri, profesörleri...
görmek istiyorum bu ülkemde!
Ben, Allah’tan başka hiçbir kimseden korkmayan çekinmeyen, Hak adına hakkıyla halkın huzuru için görev yapan din adamlarını görmek istiyorum ülkemde!
...
Ben mahpushanelerin, günahsız, masum insanlarla dolu olmasını görmek istemiyorum artık!
Ben, ülkemde gatezelerin TV-Kanallarını kapatılmasına tanık olmak istemiyorum artık!
Ben, cıvıl cıvıl, yaşamını sade giysilerle güle-gülistana , sokakları bayram yerine çeviren okul çocukları, kormadan doyasıya aşk ve sevda türküleri söyleyen aydın ve medeni, ülkemin gelecek güvencesi olan üniversiteliler görmek
istiyorum!
....
Olmasın allı-pullu camilerim, kuru toprakta namaz kılsın halkım
Aşık Veysel’in sadık yariyle,
ama huzurla!
Ben sadece huzur, adalet, barış, sevgi... istiyorum
Para-pul istemiyorum, makam istemiyorum, şan, şöhret olmak da istemiyorum!
Ben, parayla ölçülen hiçbirşey istemiyorum ki....
Bir kuruş paraya bile mal’olmayan bu isteklerim,
çok mu bu güzel ülkeme?
.......
Duyuyor musun beni; muhatabım!
Olmasın imamhatiplerim, imamhatiplilerim;
eski mahalle hocalarım da yeter bana!
İşitiyor musun bu babanın çığlığını?
Anlıyor musun, bu güzel vatanın gurbetteki
bir garip evladını!?
Anlıyor musun; yurdunu huzurlu görmeden, sırf gözü açık gideceğinden korkan ,
cesedini elin kabristanındaki kurtların yiyeceğinden korkarak
kahrolan beni, beni, beniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii!!!!
.....
Ben, evet ben, ben vatanımda, anayurdumda, babayurdumda, Ata’mın yurdunda,
atalarımın dedelerimin kanıyla yoğrulmuş yurdumda, Anadolu’mda ölmek istiyorum, huzurlu!
Huzurlu sela sesiyleriyle, en basit tabutta göçmek isitiyorum bu alemden!
Cesedimi, Anadolu’mun huzurlu kurdu-kuşu yesin istiyorum!
Anlıyor musun beni?
....
Git, Allah rızası için git!
Peygamber hatırı için git!
Sevdiklerinin hatırı için git!
Atan, deden hayrına git!
Erenler, pirler, masum bebekler, hastalar, yetimler, öksüzler....insanlık hatırı için git!
Şehitlerin hatırı için git. Yurdumda dökülen her damla kanın hatırı için git!
.....
Burada tek tek yazamadığım, istisnasız tüm insanlarımın, tüm yurttaşlarımın, mültecilerin ve misafirlerimizin hatırı için git!
.....
Yalvarıyorum, git!
.....
Vakit geç olmadan git!
.....
Yurdumun hali daha da kötü olmadan git!
.....
Barış, huzur ge-ti-re-mi-yor-sun, git bari!
.....
Git Git Git Git Git
Git Git Git Git
Git Git Git
Git Git
Git
Gi
G
.
...söylenecek ve yazılacak daha o kadar çok şey var ki; fakat, kalemim, kelamım yorulmadan, GİT!
YORUMLAR
Sevgili dostum, yüreğine ve temiz düşüncelerinize saygılar. Bütün ortadoğu'daki insanların barış ve huzur içinde yaşamalarının arzusundayız hepimiz. Malesef Dışarıdan dünyamızı karalayanlar var ve içimizde hain eller de onlarla omuz omuzdalar.
Kederli
1,5 milyardan fazla ''mülümanın'' yaşadığı dünyamızda,
76-78 milyon insan içinde %90-95 istisnasız ''müslümanım'' dediği ülkmemizde,
dinimizin, ''oku ve güçlü ol'' emri anlaşılmamış,
bunun yerine kuru-kuru ''Allah'ı, Dinimi, Kuran'ı seviyorum'' diyorken,
güçlünün güçsüzden çekinmediği bilinci var iken,
nasıl olur da, ''birileri bizi halimize bırakmıyor'' diyecek kadar
tüm zaafiyetlerimizi ortaya dökmemize ve
bu insanların ''inacının derecesine''
yarım aklımla, çeyrelk kadar akıl erdiremiyorum.
Niçin biz, kuvvetli, güçlü olup da, onlara gözdağı vermek yerine,
sürekli onlardan çekindiğimizi ve endişelerimizi dile getiririz, siz söyleyin aydın bir kişi olarak Allah aşkına....!
Saygı ve selamlar