- 480 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
Muhalif...
Ben kendimi bildim bileli muhaliftim
hatta muhalefet olsun diye dokuz ayda değil yedi ayda doğmuş bir varlığım.
Varın gerisini siz düşünün.
Tabi bilinçsiz muhafetim bunlada kalmamış şimdilerde tvlerde doktorlar ilk altı ay sadece anne sütü tavsiye ede dursun.
Ben doğduktan üç ay sonra ağzına anne sütü koymamış adamım biraz kaçık olmamın sebeplerinden biride muhtemelen bu.
Muhaliflik yolu çetindir ancak çocuk muhaliflik yolu daha çetin.
Bu uğurda ilk karşı çıkmanız gereken otorite sizin bu dünyada olmanızda yüzde elli elli pay sahibi olan adam ve kadındır üstelik konu sizseniz bu iki elli birleşip üzerinizde yüzde yüzlük baskı oluşturur.
Bilinçli olarak ilk muhalefetim anneme olmuştur sonuçta otorite olsada babadan daha yumuşaktır ben semt pazarlarından hep nefret ettim o zamanlar avm maveme olmadığı için her cumartesi annemin peşi sıra sürüklendim pazara.
Yaşlı genç tanıdık kadınların yanaklarımı sıkması yalap şulap öpülmeler yada benim gibi küçük veletlerle karşılaşmak.
Tabiki bu durum beş yaşımda artık canıma tak etmişti
Annem yine her zamanki gibi pazar arabasını yerinden çıkardığı anda
Ben pazara falan gitmiyorum diye diretsemde zorla götürüldüm
Her baskı kendi delisini yaratır hesabı bu zorlu süreçte bir gün annemi pazarda uyutup eve geri döndüm.
İşin içine tabiki babam polis ve pazarda kayıp çocuk anonsları karıştı.
Ben evde sakin sakin otururken bulunmuş olsamda polis ile ilk irtibatım bu sayede oldu.
Annem ve Babam polisten bol bol fırça yedi sonra yolda annem babamdan fırça yedi en sonda ben annemden bir güzel dayak güzel bir süreç değildi evet ama ben istediğimi almıştım.
Yediğim dayak işe yaramış ve cumartesi günleri pazar denilen o manyak yere gitmekten kurtulmuştum.
Babama olan isyanım ise yedi yaşıma denk düşmektedir. Babam mesleği gereği sert ve kontrolcü olmak zorunda olan biriydi tabi bu bana yermi yemez.
Neyse sorunumuz babamın sabahları beni okula bırakmasıdır o zamanlar fikri hür vicdanı hür ne demek bilmesemde ben tam o insandım.
Ben okula mahallenin çocuklarıyla düşe kalka çamur olarak gitmek istiyordum
Hayır efendim neymiş ben küçükmüşüm yok ya peki ben ne yaptım babama fark ettirmeden evden çıkıp okula gitmeye başladım.
Erkenden gidiyor olsamda okula bu bir sınavdı ya o ya ben pes edecektim.
En sonunda babam benim okula tek başıma gidişimi kabullendi.
Ben kazanmıştım
Tabi ki muhalif ben ilk okul arkadaşlarımla öğretmenlerimle de sorun yaşadım.
Bu konu ile ilgili çok anım olsada çocukluğumdan itibaren en iyi bildiğim şey Hayatta aşkta yada siyasette birinin sizin için düşünmesini beklemek saçmalıktır çünkü kimse sizi bilemez.
Zira üniversite yıllarımda bu fikrim hem sağ hem sol gruplarla aramı açtı iki tarafta bana saygı duydu ama sevmediler dayak da yediğim olmadı mı oldu.
Ama ben birinin benim için düşünmesini beklemedim kendim yaptım sorumluluğunu kendim üstlendim.
Şimdilerde birileri birilerine koyun diyor aslında kendi düşünmeyip düşünme işini başkasına bırakandır koyun.
YORUMLAR
Sağlıklı demokrasilerin temel kuralıdır.
İyi bir muhalafetin olması, iyi bir iktidarın varlığını gösterir.
Biri gidip, diğeri gelse; yöntemler değişse de, durum pek değişmez toplum için.
En sade öğreniğini ailede görürüz.
Ha babadır söz sahibi ha da anne, farketmez. Ailenin huzurlu yaşamı aynı kalacaktır. Sadece imzalar farklı olur, o kadar.
Güzel bir konu.
Emeğinize gönlünüze sağlık!
Saygı ve selamlar
Gülümseten keyifli bir yazı özelikle de son satıra bayıldım
Muhalif olmanın en temel hareket noktası sanırım ‘’doğruyu’’söylemek. En azından bizim ülkemiz için böyle olduğunu düşünüyorum. (doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar ) ata sözüne sahip bir millet olmamız da, bunun en somut göstergesi olsa gerek. Kim bilir belki de bunda on yıllarca gerçeklerle yüzleşmekten korkutulmuş olmamızın da etkisi vardır.
Saygıyla