- 411 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
İSRAF İSRAF İSRAF
Başlıktan anlayacağımız gibi her işimiz ve yaşantımızın büyük bölümü israf içerisinde geçmektedir.
Dünyanın yaratıcısı insanoğlunu yaratıp dünyaya gönderirken bizlerin neler yapabileceğini çok iyi biliyordu. Kutsal kitaplar insanın bu dünyadaki kullanma kılavuzlarıdır. Bu kitaplar hem kendimizin hem de dünyanın nasıl kullanılacağını anlatmaktadır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:
-Beş şey gelmeden evvel şu beş şeyi ganimet bilip değerlendir: İhtiyarlık gelip çatmadan evvel gençliğin, hastalıktan evvel sıhhatin, fakir düşmeden evvel varlıklı olmanın, meşguliyetten evvel boş zamanın ve ölüm gelmeden evvel hayatın kıymetini bil, bunların hakkını ver.(Hakim, Müstedrek)
Yukarıdaki hadis-i şerifi iyi anlamaya çalıştığımızda bu hadisi-i şerif dünyada kadir kıymet bilmediğimiz bütün konuların önemini belirtmeye çalışmaktadır. Bunların yanında birde ayeti kerime yazıp sonra açıklamalarımızı yapalım.
-Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. (A’raf Suresi 31. Ayet)
Etrafımıza bir bakalım yukarıdaki ayeti kerime ve hadis-i şerifi uyan ve uymayanların listesini yapsak ne olur sizce?
Özellikle zaman konusundaki israflığımız bizi tamamen tembel hale getirmiştir. Eldeki koca telefonlarla harcadığımız vaktin hesabını nasıl vereceğiz acaba? Kazanmadan, alın teri dökmeden ve hak etmeden yeme ve zengin olma hissi insanoğlunu tamamen cezbetmiştir. Alın teri olmadan kazanılan bütün kazançlar haramdır.
Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, kullandığımız ve oturduğumuz bütün her şey israf üzerine kurulmuştur. Bir başkasına vermeyip ondan daha fazlasını çöpe atmanın modernlik olduğunu düşünenlerin şehirleri hiçbir zaman İslami havayı teneffüs edemez.
Verdiği saatte ve zamanda gelmeyen arkadaş ve dostlarla hiçbir işi sonuca götüremezsin.
Akşama kadar eğlence mekânlarında oturup iş yok diye sızlanan toplumla bir adım ileriye gidemezsin.
Abdest alırken bile suyun az açılmasını ve abdestin erken alınmasını öğütleyen dinin temsilcileri, sırf millet zengin desin diye evinin bahçesine yüzme havuzu yaptırıyorsa kapitalizm bizi esir etmiş demektir.
Allah rızası için gelen fakire bir lira vermeyip kahveye veya kafeye gidip herkese çay ısmarlıyorsa bu din anlaşılmamış demektir. Bir liralık kahveyi beş liraya içilen yerlerde bol bol fotoğraf çekip paylaşıyorsa israfı bilmiyor demektir.
İçerideki üç cemaat için ceminin bütün ışıklarını yakmak israf değil mi?
Hava için neredeyse tuvalete bile arabayla gitmek israf değil mi?
Çoğu haram olanın azıda haramdır. İsrafın her türlüsü haramdır. Müslüman her zaman orta yolu tercih etmelidir. Bu ibadetlerde de böyle olmalıdır. İslam’da ruhban sınıfı da yoktur. Yani “hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmalıyız”. Sağlıkta, temizlikte, çalışmada, yiyip içmede, konuşmada giyinmede ve sevgide (Allah ve Resulululah sevgisi hariç) ifrata (aşırılığa) kaçmamalıyız. Çünkü bu konularda ifrata kaçmak kişinin inancını zedeler.
İsraf konusunu dikkat ettiğimiz gün dünyada hiçbir nimetin sıkıntısını yaşamayacağımızı bilmeliyiz. Hayatın tadını o zaman fark edeceğiz. Yoksa koca koca saraylarımız baykuş yuvarına dönecektir. Hesabını bilmediğimiz zenginliğimizin ücretsiz bekçiliğini yapacağız. Koskoca ömrümüzde işe yarar bir şey yapmadığımızın farkına varacağız. Gece gündüz çalışıp çalıştığımızın bereketini bulamayacağız.
Bunlardan kurtulmanın tek yolu dinimizi iyi anlayıp ona göre yaşamaktır.
Muhabbetle!..
Osman GİRGİN
Eğitimci-Yazar
[email protected]
osmanlıhaber.com
YORUMLAR
Eğitimci dediğin böyle olur işte!
Eften püften değil de, gerçekleri aynısıyla ve aynasıyla koyar önümüze.
Elbette bakar-körler için değil; aklını, anlamak ve uygulamak için kullananlar için.
Selametle, esenlikle, Yaratanl'la kalın.
Saygı ve selamlar
Bu da yorumum olsun:
NasreddinCe Kederli
-Hocam,
aldatıldığımaya başladığımızı ne zaman anlarız?
-İğnenin ucundan bal verilirse..
-Aldatılmakta olduğumuzu ne zaman anlarız?
-İğnenin ucu etinize batınca, acıdan...
-Aldatıldığımızı ne zaman Hocam..?
-İyneyi etinde çuvaldız gibi hissetiğinde bağırmaya başlayınca....
-Pekiii, Hocam; aldatılmış olduğumuzu ne zaman anlarız?
-Onu ben bilemem, gidin ''Kazıklı Voyvoda'ya'' danışın!
-Yapma be Hocam; kıçımızdaki kazıktan kımıldar halimiz yok ki.....
-Ben de farkındaydım da zaten, sırf üç-beş dakka teselli olsun diye uzattım lafı..
.....
Kederli tarafından 11/8/2015 10:24:23 PM zamanında düzenlenmiştir.