- 367 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşam ve Bütünlük
Yaşam her yönüyle benimsenmelidir.
Sevinmeyi, üzülmeyi, acı çekmeyi, ağlamayı, gülmeyi bir bütünlükle yaşayabilmek ; yaşamı daima yaşanır kılar.
Bütünlükten yoksun yaşandığı taktirde hepsinin insan üzerinde bıraktığı etkiler yaşamayı çekilmez kılar.
Ne mutluluğu yaşayabiliriz ne de hüznü...
Her biri diğerine bağlılığıyla yaşanırsa ; gerçekten yaşanmış demektir.
YORUMLAR
Kısa, fakat çok anlamlı bir makale. Tebrik ederim yazarı.
Evet; yaşamda ''herşey'' her zaman ve heryerde mevcut olduğuna göre, insanoğlunun, yaşadığı ve yaşayabileceği olumlu-olumsuz herşeyi her insan ömründe yaşanır, kabul etmemiz gerek.
Doğumdan ölüme kadar.
Bütünü asıl olarak yeğlemektir esas olan.
Bir örnek verecek olursak:
Bir kenarını hafifçe kurt yemiş hoş bir ''elma'', bu haliyle ''bütün ise'', kurtlu yerini kesip attığımızda da yine ''bütündür''; sadece ölçüsü, tartısı ve şekli değişmiştir, o kadar.
Kurdu suçlamak, aptallıktır. Keza; elmanın kurtlu olması aynı zamanda ''tatlı'' olduğuna işarettir (ve her yaratık, en hoş ve tatlı olan kendi nasibi alır bu dünyada, kurt da öyledir).
Bağı, bahçeyi, çiftçiyi, toprağı, havayı,...suçlamak saçmalıktır. Keza; onlar olmasa, bu tatlı elma da bize nasip olmaz.
Gelelim asıl meseleye:
Yaratanı suçlarsak, O'nu inkardır ki; O olmasa, -tüm alem dahil- o güzel elma da olmazdı, onun zevkle yiyen bizler de olmazdık.
O halde sonuç:
Yaşamın her yönünü iyi-kötü-güzel-çirkin-iri-ufak demeden olduğu gibi kabul etmemiz ve
olanaklarımız dahilinde ''varolanı, ''en güzel biçime getirip'' yaşamı sürdürmemiz gerekir.
Biz insanoğlu -hele de toplumumuz insanı-, aklımızdan çok nefsimizi devreye sokarız ve ''bencil'' düşünürüz genellikle. Hep bana Rab bana, misali
Örnek:
Baharda veya yazın, tatil yaparken yağmurlu havayı çoğumuz sevmez, tatilim zehir oldu, der.
Pekala; doğa ne der?
Çiftçi ne der?
Kurt-kuş ne der?
Hiç düşünen var mı bunları tatil yaparken?
Haa, sel felaket mi yaratır; evet yaratır.
Keza; yaratılışından buyana ona bahşedilen görevi üstlenmiştir. Bunu doğa da bilir insan da, yaratıldığından buyana.
Bir farkla:
İnsanoğlu, aşırı yağmur suyunu dengeleyen ormanı keserse,
yağmur suyunun sele dönmeden toprağa sızmasına olanak tanımadan dağı taşı, su çekemeyen beton yığınına çevirirse,
kendini dengeleyen doğa akışında, nehirleri, ırmakları,dereleri, dere yataklarını ''işine ve parasına'' geldiği için ratsgele traşlarsa veya barajlarla önünü kesmeye çalışırsa,
kaba tabirle; turşuyu yiyemeden ''naneyi'' yer o zaman.
Şunu hiç mi hiç unutmayalım:
Doğanın, insana asla ihtiyacı yok,
insanın doğaya ihtiyacı var, çünkü ''varolmamızı devam ettirmek onsuz mümkün değildir.
Rahmetli ninem (nurlar içinde yatsın!) her zaman şunu derdi(kendi uslubumla, şiir türünden bir beyitle ben aktarayım buraya):
Tüm iyi veya kötü; herşey vardır insana,
Kimse için yapmazsın, ne yaparsan SEN SANA!
(Derli Dertli Kederli 2012)
Herşey bakış açısına bağlıdır.
Çok basit bir örnek vereyim:
İyimser bir insanla kötümser bir insanı düşünün;
Biri, ''bardak yarıya kadar dolu''(olumlu bakış) derken,
diğeri, ''bardak yarıya kadar boş''(olumsuz bakış) der.
Bu iki farklı bakışla, her ikisinin de ömrünün uzayıp kısalması sözkonusu olmasa da;
çok önemli ve farklı iki özellikleri vardır:
İyimse yaşamı ''hoş'' yaşamayı yeğleyip en ufak bir olasılıkta mutlu olurken,
karamsar, yaşamı''nahoş, olumsuz'' sürdürüp, ömründen keyif almama eğilimindedir.
Var isek ve yaşıyor isek; mesele, mutlu olmak veya olmamaktır; asıl soru da budur işte...
Beğen, beğen al!
.......
İyi tartışılar, sevgi, saygı ve selamlar
Yaşamı nefes almak babından görürsek eğer Allah'ın o şahsa verdiği kabiliyetler muaceresinde yaşar yanii nefsimizi ayırır isek bir beklentimiz artı nisbetinde ne olabilir ki yanii ye iç yat kalk rotin işler tabir edebileceğimiz yaşam gereklilikleri
lakin sevinç üzüntü acı çekme açısından aldığımızda yaşam denen şeyi
nefsii duyguların elinde oyuncak olduğumuzun resmidir neler mesela
başta kişi neden üzülür bakalım bi
babası ölür ya da sevdiklerinden biri
ya da sevgilisi bunu anlamıyordur aşağı tyükürse sakal yukarı tükürse bıyık
ya da allah o kişiye başka yönlü başarı ihsan etmiştir o kişi der ki yok ben iş aş araba yuva istiyorum hem de fazlası olsa iyi olur
derkenez işin içine sabırsızlıklar da girince haydeeee buyrun burdan yakın bakam
bi de eğer o kişi genç ise daha henüz kapak atacak zamanlarıysa bu iş oldukca karışır
derken bir de o kişinin aykü mü diyorlar ne zımbırtıysa o'su da yüksekse işte sana tam bi kabus:(
tam bir beklenti zenciri ve acelecilik ve inat... püüüü çık içinden çıkabilirsen
şimdi yokluğu ele alalım
aç karın yokluğu ; bu kişi üzerine giyeceği elbiseyi bile düşünemez karnı doysun yeter
karnı doydu diyelim üşümeyeyim bari elbisem de olsun
elbisesi de oldu bi de evim olsun madem
hadi bi de araba
eee
sonrasında bunları nasıl daha lüks edebilirim mevzuusu gelir hava atacak ya artık aç iken karnı arabası bile oldu
evet bi de manevi yokluğa çevirelim gözümüzü
baba var az biraz bangır bangır bişi
anne var melek mi melek
kardeş var tam bi arkadaş
elhamdülilla<aaah eee daha ne olsun abi
olur mu yaf kişinin eşini netcez şimdi o yoksa
hiç birinin bir değeri yok
eh o zaman insan sabredecek ki sabrı neticesinde Allah eş vere
eee
başka va'mı yok
ya bi de az çalışıp çok para kazanacağım bi işte oldumu balla kaymak
EVET DÖNELİM BAŞA
kişi bu tablonun neresinde
bu mevzuu önemli
YOKSUNLUK diyorum yoksunluk bu tablonun neresinde
avukatın sorusu işte bu
.......................................................
bayağı etkiliydi yazınız çok kıymetli dost varol