- 361 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Silahın Dolusunu da Boşunu da Bırakın Artık
Yine üzücü olaylar, yine can yakan cahillik dolu davranışlar. Silahlardan bahsediyorum. Hani şu şeytan doldurur dediğimiz, aslında insanın doldurup yine insanın zaman zaman başkalarının üstüne hedef gözetmeden boşalttığı, kimi tabanca, kimi tüfek, çifte diye de bir sürü adları olan, aslında kin ve nefreti körüklemekten, can almaktan başka bir işe de yaramayan silahlardan dem vuruyorum.
Bizler millet olarak çok severiz silahı. Asker ve savaşçı millet olduğumuz doğrudur, yalnız bunun gösterilecek yeri ve zamanı, ülke bir savaş ile karşı karşıya kaldığı zaman olmalıdır. At, avrat, silah biz Türk Milletinin adeta üç kutsala yakın değeridir. Atların yerini, şimdilerin arabası aldı haliyle, avrat, yani kadın da zaten namusumuzdur, o da şüphe götürmez lakin bu silah işi bir hayli abartılmaktadır hele de cahil insanların elinde olursa, o insan silahı bir güç, karşı konulmaz bir kuvvet gibi görmekte, elinde silahı olduğu zaman, insanlara zarar verebileceğini düşünmeden adeta canavarlaşmaktadır.
’’Şeytan doldurur.’’ diyenler, yarın bir cinayete sebep olduklarında ahrette Allah’ın huzurunda nasıl savunma yapacaklar ki acaba? ’’Allah’ım ben dolu olduğunu bilmiyordum o iblis yok mu o iblis, o doldurmuş, boş olduğunu zannediyordum, ben de şakalaşırken tetiğe dokunu verdim ki arkadaşımı vurmuşum beni affet de şeytanı cezalandır.’’ Mahkeme-i Kübra’da böyle bir savunmanın hiç bir geçerliliği olmayacaktır. Bu neden ile aklımızı başımıza devşirelim...
Hep rastlıyorum gazetelerin ikinci sayfa haberlerinde. ’’Elinde babasının beylik tabancası ile oynarken arkadaşını vuran genç kız çok üzgün olduğunu söyledi, arkadaşı hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti.’’ Buna benzer her sene yüzlerce olay oluyor ülkemizde ve insanlar yine de akıllanmıyor. Bir de yazın köy yerlerinde yapılagelen düğünlerde çok rastlıyoruz tabanca ile ya da çifte dediğimiz tüfek ile havaya ateş edenlere, hakeza buralarda ölüm ile yaralanmalar ile sonuçlanan birçok adli olay vuku buluyor. Yazık, gerçekten çok yazık. Ne oluyor arkadaşım damat bey evlenirken havaya ateş ettiğin zaman, daha mı mutlu olacak ileri ki yaşamında ya da fazla çocukları mı olacak. Sen sadece kendini tatmin ediyorsun. Bir nevi güç gösterisi, erkeklik nişanesi. Olmaz olsun böyle güç gösterisi ve erkeklik ispatı lazım değil...
Benim elimde olsa ülkelerin oyuncak fabrikalarında bile silah ya da savaş aracı oyuncak üretmesine izin vermem. İsterim ki daha güzel oyuncaklar ile oynasın çocuklar. Şimdilerde zaten bilgisayarlar çıkınca klasik oyuncaklar ve oyuncakçılarda ortadan kaybolmaya başladı. Bilgisayarlarda ise yapılan paket oyunların birçoğu şiddet içeriyor. İnanamazsınız sadece çocuklar ve gençler değil bu oyunları belli bir yaşa ve olgunluğa erişmiş insanlarda oynuyor. Çok düşündürücü ve üzücü bir durum gerçekten.
Dileyelim bundan sonra eline silahı alan kendini tövbe hâşâ İlah zannetmesin. Şunu unutmayalım Allah’ın verdiği canı ancak Allah alır ki insanlar, bunu her ne adına olursa olsun yapmaya kalkarlarsa adları cani ve işledikleri de cinayet olur, onun da sonu ahrette acı bir azap, varılacak yer de cehennemdir. Milletinin hizmetinde olan her türlü güvenlik görevlisi ve ona benzer korunması gereken can, mal vs. gibi varlıkları olanlar dışında kimsenin silah taşımaması, bulundurmaması hem ülkemiz hem de insanların kendileri için güzel bir yol olacaktır. Savaşsız, silahsız bir dünyada insanlar da daha rahat, daha huzurlu bir şekilde yaşayacaklardır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...
YORUMLAR
Çok ciddi bir konu. Tebrik ederim.
İnsanoğlunda can çıkmadan huy çıkmazmış.
Savaş üzerinden, günümüzün ''asıl dini'' haline gelen sermaye ve para ile askeri sanayi varolduğu müddetçe ne silahların aslı-nesli ne de oyuncak şekli olanları ortadan kalkar, taa ki; insanlık bizzat kendi ürettiği silahlara esir düşünceye kadar. O zamanda zaten iş işten geçmiş sayılır.
Burada ne hayır-duların ne de sair dilek ve beklentilerin faydası olur maalesef.
Yorumcu arkadaş MERT YİĞİTCAN çok güzel anlatmış meselenin içyüzünü.
Saygılar
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci
Sevgili Ahmet bey, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 5 daimi üyesi , ki, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya gibi, dünanın en büyük ekonomilerine sahip ve en büyük silah sanayilerine sahip ülkeleri...
Barıştan yana değil, savaşlardan yana tercih koyarak, ülkelerinin silah sanayilerinin her yıl çok büyük miktarlarda kâr etmesini sağlamaktalar. Oysa o silahlar ile de, milyonlarca masum insanlar canlarını kaybetmektedir.
Sözde gelişmiş çağdaş demokrasiler vs vs gibi görünen bu ülkeler, insanlığa en büyük ihanetlerin içerisinde başı çekmekteler.
Olaya bu yönüyle de baktığımızda, insani sevgi, dostluk, barış ve kardeşlik iklimlerini, bir biçimde el birliği ile ortadan kaldırarak, kendi silah sanayilerinin daha daha çok kâr etmesinden başka bir dertleri de yoktur. Bunun neresi insanlık, neresi evrensel dostluk, barış, kardeşlik ve insan sevgisidir ki ?
Malesef, aklı başında toplumların kendileri bu tuzakları fark edip, insanlarını ve ülkelerini barışa, dostluğa kardeşliğe ve evrensel insan sevgisine yöneltmek yönlendirmek zorundadırlar.
Emperyalist sömürgeci , eli kanlı silah tüccarı bu büyük ülkeler ve büyük sermaye baronlarının bu konuda , ülkeleri iç savaşlara yöneltmek ve ülkeler arası barış ve kardeşlik ortamlarını yok eden pek çok sinsi kumpaslar kurduklarını da görüyor ve yaşıyoruz.
Yazınız çok çok önemli, güzel ve yol göstericiydi. Yürekten kutluyorum.
Sevgiler.
Ahmet Zeytinci
Kanı dökülen her can'ın vebali giderek büyüyecek ve onlara bunu layık görün vicdanlar BirGün o vicdanlarda boğulacak ! İşte o zaman vicdansızlar sığınacak bambaşka vicdanlar arayacak !
Ve belkide sığınılacak o vicdanlardadır barış !
Ahmet Zeytinci
Ahmet Zeytinci
Yine insanlar ölüyor, yine insanlar öldürülüyor.... Yine aydınlık bir gün karanlığa boğuluyor, yine o suçu yine bu suçlu...
Yine barış esarette yine savaş yine savaşanlar...
Bilinçli toplum,bilgili toplum ve hakkını hukukunu savunan toplum...Ne verirlerse eyvallah demeyen toplum, hakkını olanı almak isteyen toplum ve din adı altında sömürülmeyen toplum lazım...Dünyasını yine dünyası satan değil dünyasını geleceği için inşa eden toplum lazım.. Korkan korkutulan değil, Şimdi içimde böyle bir toplum büyütüyorum , aydınlığa çıkana kadar kaç kişi kaybederim bilmiyorum ama içimde kalanlarla haksızlıklara karşı savaşmaya devam ediyorum..
Namlunun ucunda asla barış yok ! Barış yüreklerde göz yaşı dökmeye devam ediyor...
saygılar