- 491 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİRDE YOLCULUĞUM
MAZİYE YOLCULUKLAR -48
Ortaokulda Türkçe dersimize giren kaymakamımızın eşi Sayın İclal Fiş, bizlere yürekten sevgi şefkat gösterdi. Bizi sevdi. Bu insanca davranışı çocuk yüreklerimizi etkiledi…
Önce öğretmenimi sevdim. Sonra Türkçe dersini sevdim.
Bizlere okumanın yararlarını anlattı… Kitap okumayı sevdirdi. Bol bol kompozisyon yazdırdı. Yazma alışkanlığı kazandırmaya çalıştı…
Kâğıtlarımızı tek tek okuyarak yanlış yazdığımız kelimelerimizin ve cümlelerimizin altını kırmızı kalem ile çizerek doğru ve güzel yazmaya teşvik etti.
Şiiri sevdirdi. Şiir yazmaya teşvik etti… O yıllardan başlayarak duygularımı mısralarla anlatmaya çalıştım. O gün yazdıklarıma elbette şiir denmezdi. Ama ben şiir yazdığımı sanıyordum.
Edebiyatı çok seviyordum… O günlerde yazılı ve sözlü notları on üzerinden değerlendiriliyordu. Türkçe yazılılarında on almak için çok çalışırdım. Dokuz aldığım bir iki yazılıda dışarı çıkıp bir köşede oturup ağladım.
Okumayı sevmeye başlamıştım.
O yıllarda Adıyaman’ın Kâhta ilçesine yalnız abone olanlara günlük gazeteler geliyordu. Abone olanlar da genelde ilçede memurluk yapan kişilerdi. 25 kuruş olan gazeteyi almak için aylık ücret olarak 750 lirayı peşin vermek gerekiyordu. Babamın demirci dükkânında kazandığım harçlıklarla günlük bir gazeteye abone oldum. Gazetenin ilk okuduğum sayfası kültür ve sanat sayfasıydı.
Ortaokul müdürümüz Sayın Hüseyin Tayfun okul gazetesi çıkarmamızı önerdi. “SESİMİZ” isminde okul gazetesi çıkarmaya başladık. Gazetenin sorumluluğu bendeydi. Başyazısını yazıyordum. Şiir yazıyordum. Fıkra, hikâye sütunlarında eksikleri doldurmaya çalışıyordum.
Edebiyatı öğreniyordum.
Öğretmen okuluna gittiğimde edebiyat öğretmeni olarak kültür seviyesi çok yüksek edebiyat aşığı değerli Mehmet Akıncı’nın öğrencisi oldum.
Kişiliği ve kültürü ile beni çok etkiledi.
Divan şiirinin kurallarını öğretti.
Halk şiirinin tüm türlerini, şiirde heceyi, durağı, kafiyeyi, redifi öğretti.
Kendisi çok kitap okuyordu. Bizi okumaya teşvik ediyordu.
Dünya klasiklerini, Türk yazar ve şairlerinin çoğunu o bize tanıttı.
Babamın bana gönderdiği harçlığımın yüzde elliden fazlası ile kitap almaya başladım. Öğretmen okulunda 300 kitaplık bir hazinem vardı. Bugün 7000’den fazla kitabım başucumda en yakın arkadaşlarımdır.
Bu kadar kitabım da çeşitli nedenlerle uçtu gitti elimden…
Öğretmen okulunda sevgili Mehmet Akıncı öğretmenim, yazdığım şiirleri ve kompozisyonları bizden üst sınıfta olan öğrencilere örnek kompozisyon diye okurdu.
Besni öğretmen okulunda okuyordum. İlçede bugün de yayına devam eden “GÜNEY EKSPRES” gazetesi her sayısında bir iki şiirimi yayınlamaya başladı.
Bir gün, okul müdürümüz beni odasına çağırdı. Öğrencilerin basında şiir yayınlatmasının yasak olduğunu belirtti… Gazetede bir daha şiir yayınlatırsam, okuldan atacağını söyledi.
Şiir yayınlatmak için bir tek çarem kalmıştı: Mahlas kullanmak… Mahsuni Şerif’in bir türküsünden esinlenerek “Abbas Yolcu” mahlasını kullanmaya başladım. Genç yaşımda “ABBAS YOLCU” oldum…
Şiir uğruna, ezanla kulağıma okunan ismimi kullanamadım…
Güzel şiirler okurken mutluluktan uçuyorum. Serbest vezin, hece vezni fark etmez. Mısralarında duvar ustasının titizliğini gösteren her şairi seviyorum. Yeter ki şair yüreğini karartmasın.
İdeolojik doğrularını, saplantılarını, bağnazlıklarını karşısındakine tek doğru diye dayatan kişileri şair görmüyorum.
Şair yüreği, yeryüzündeki bütün güzelliklere açık olmalıdır.
Dünyanın her köşesindeki acıları iliklerinde hissetmelidir. Talan savaşlarına, haksızlıklara karşı durmalıdır.
Solan çiçek, kanadı kırılan kuş, boynu bükük çocuk, annelerin gözyaşları, gençlerin umutsuzlukları, işsizlikleri, evine ekmek götüremeyen babaların çaresizlikleri, ürününe ayaz vurmuş çiftçinin hali, yokluk içinde eğitimini sürdüren öğrencinin direnişi şair olanın yüreğini kanatır.
Şair duyguları körelmemiş insandır. Gönül gözü iyi gören insandır.
Şair güzelliklere âşıktır… İnsanların sevinçlerinden büyük zevk alan kişidir... Çünkü şair bencil değildir. Hümanisttir. Güzellikler, şairin gönlünde güllere dönüşür.
Doğaya ve toplumlara baharı düşlemeyen şair ne kadar güzel şiir yazsa da şiirleri uzun ömürlü olamaz.
Mevlana, Yunus Emre, Pir Sultan ve günümüze kadar yaşayan, bizden sonra da yaşayacak olan şairlerin unutulmamalarının nedenini iyi görürsek daha güzel, daha anlamlı ve kalıcı şiirler yazacağımıza inanıyorum.
Şiir duygularımı ve düşüncelerimi ifade ettiğim sanat dalıdır. Sığındığım limandır. Mısralarında yüzdüğüm bir deryadır. Yazdıkça acemiliğimi gördüğüm bir aynadır. Sözcükleri, sesleri, titizlikle dizen duvar ustalarının yanında bazen aceleden, bazen duyguların yoğunluğundan, bazen de çevrenin gürültüsünden şiirin kurallarında hata yapan bir çırağım…
Ben şiirlerimi serbest ve hece vezni ile yazıyorum.
İnsanın ve doğanın her hali şiirimin konusudur.
Şiirlerimi genellikle 11 hece ölçüsü ile yazıyorum.
Daha önceleri şiirlerimi 6 + 5 = 11 hece ölçüsü ile yazarken son üç dört yıldır 4 + 4 + 3 = 11 hece ölçüsü ile yazıyorum.
Kafiyeyi iyi bilmeme rağmen bazı şiirlerimde çok az da olsa kafiye hatası yaptığımı şiirlerimi tekrar incelerken görüyorum.
Kafiyeyi iyi bilmeyen arkadaşlar bu hataları görmeyebilirler. Ben de tekrar okuduğum zaman farkına varıyorum.
Şiir sitelerinde ve yayınlanan şiir kitaplarında heceli şiirlerde kafiye bozuklukları çokça görülmektedir.
Bir kıtada seviyorum, ölüyorum, yanıyorum kelimeleri mısraların sonlarına getirilince kafiye yaptıklarını sananlar var. Kelimenin ekleri atılınca kafiye olmadığı meydana çıkar. Şiirlerde durağa dikkat etmeyen arkadaşlar var.
Heceli şiirler yazarken heceye, durağa ve kafiyeye gerekli özeni göstermek zorundayız.
Şiir yolculuğumda “Buram Buram Özlemsin Kâhta’m” ilk şiir kitabımdır. 2004 yılında yayınlandı.
2007’nin Temmuz’unda “Yetim Sevda”, “Düşlerimi Geri Ver”, “Sevgi Kardelendir” isimli üç şiir yayınlandı.
15 tane şiir kitabım dosyalar halinde yayınlanmayı bekliyor. 5 tane düzyazı olarak dosyada bekleyen kitabım var.
Günü gelince yani olanaklarım el verdiğince bu kitaplarımı da yayınlayacağım.
40 yılı aşkın şiir yolculuğumda her gün yeni şeyler öğreniyorum. Öğrenmek için çalışıyorum.
Şiiri seviyorum… Şiir okumaktan, şiir yazmaktan zevk alıyorum.
Şiir yolculuğuna çıkan tüm arkadaşlara başarılar diliyorum.
YORUMLAR
Mahmut Cantekin
Mahmut Cantekin
ben de yazınızla güzel bir yolculuğa çıktım.
şanslı bir öğrencilik geçirdim keza edebiyatı sevdiren çok kıymetli öğretmenlerim vardı lakin süreç içinde farklı mecralara yöneldim ki kendi seçimim olmadı asla. zamanın ve çevremin etkisi ile çok farklı mesleklerle iştigal ettim. ve çok yakın bir geçmişte yazmaya başladım meğer neler neler kaçırmışım onca yıl bu yüzden zamanı telafi etmek istercesine yazmaktan kendimi alamıyorum.
çok güzel insanlar tanıdım ve tanımaktayım da derken iç sesimin eşliği ile kendi bilinmezliğime ışık tutmakta gerek yazdıklarım gerekse okumaya doyamadığım ne varsa.
hocam, affola uzattım sözü.
Can-ı gönülden kutlarım efendim. sıcacık bir yazıydı. kaleminize, yüreğinize sağlık.
daimi saygılarımla...
Mahmut Cantekin
Biz de çevremizden etkileniriz. Yaşarken, iş seçerken, okurken, yazarken.
Her şeye rağmen kendimiz olma çabamız sürmektedir. Sürecektir.
Yazma çabamız da kendimiz olma çabasıdır.
Yazmaya devam edeceğiz.
Ziyaretiniz için çok teşekkür ederim.