Bir Yılan Hikayesi
Merhum şarkıcı Kayahan bir şarkısında “Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar.” diyordu ya hani. Efendim, benim mevzum yılandan ve yalandan korkmak üzerine değil. Güzel Türkçemizde “Yılan hikayesi” diye bir deyim var ya tastamam bu deyime istinaden yazının başlığına (Bir Yılan Hikayesi ) ibaresini uygun buldum.
Bundan 5-6 ay evvel biraz hadsizlik, biraz da saf dillik ederek sürekli şiirlerimi yayımladığım elektronik dergilerde reklamını gördüğüm “REGULUS” namıyla maruf (Sosyal yayıncılık anlayışı iddiasında olan)bir yayın evine Bir Fincan Kahve Olsa adlı mütevazı şiir kitabımı bastırma kararı aldım. Rutin başvuru işlemlerimi yaptım. Sözleşmeyi imzaladım. İlk önce yatırılması talep edilen miktarda parayı verilen hesap numarasına gönderdim.
Yayınevi kitabın kapak tasarımını yaptı.WEB sayfasında ön siparişe sundu. Sağ olsunlar, eşten dosttan sipariş verenler oldu. Bu arada sipariş verenler, bu fakiri her gördüklerinde, yahut telefonla, mesajla kitap ne oldu? Hâlâ bir ses yok ve benzeri şekilde sormaya başladılar. Bendeniz de ezile büzüle cevapladım birbiriyle özdeş sualleri. Ön siparişte bir miktar kitap varken yayınevinin sahibi ve genel müdürü aradılar. Zat-ı Âlileri kalan kitabı paylaşmamızı buyurdular. Bu paylaşım gerçekleşirse hemen baskıya geçebileceklerini söylediler. (Bu görüşme 2015 Ağustos ayı içinde gerçekleşti) Bendeniz uyar oğlu olduğum için teklifi kabul ettim. Birkaç gün içinde siparişi verebileceğimi söyledim. Sözümü de tuttum. Sabırla beklemeye başladım. Sadece ben değil kitabımı ön sipariş yoluyla isteyen dostlar da beklediler ve dahi beklemeye devam ediyorlar.
Tabi bu arada her istediğinde bir muhatap bulup görüşememek sorunu da yaşadım. Ya telefona bakılmıyor, veya not alınıyor dönülmüyor. Lütfen görüşebiliyorsunuz. Bu yazıyı da dönüleceği söylenip üzerinden bir hafta geçtiği için kaleme aldığım ifade edeyim.
Şu anda sabır taşı, boşa dönüp birbirini yiyen değirmen taşları mesabesinde. Hay böyle bir karar almaz olaydım diyecek raddeye geldim. Yayıncılık işinden anlamam ama; daha önce bir belediye iki kitabımı bastı sürekli editör beni aradı. Kitap dosyasını e-posta yoluyla bana gönderdi. Düzeltilmesini istediğim yerleri düzetip gönderdim. 15 gün içerisinde 2 kitabın baskı işi tamamlandı. Bu durumdan da anlaşılacağı gibi, bizimkisi kitap değil “Bir Yılan Hikayesi” herhalde bu gidişle daha çok bekletileceğiz. Argo tabirle ketenpereye geldim mi desem, hâlâ kitap hayaliyle avunsam mı bilemedim.
İşte efendim bizim Bir Fincan Kahve Olsa kitabının hikayesi bu. Kitap hikayesi mi “Yılan hikayesi mi?” varın siz karar verin.
Ankara, 06.11.2015 İbrahim KİLİK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.