benzin varmı
Ben meskenden santral garaja giden bir minibüse bindim. Aslında belediye oto-büsüyle minibüs aynı anda geldiler ama otobüslerde karşı görüşten öğrencilerin olabileceğini düşündüğüm için minibüsü tercih etmiştim.
Elimde buluna kitap ve defteri daha son-ra öğrencilik yılları boyunca giydiğim askerlerin giydiği monta benzer montun altına saklamıştım. Minibüs tıklım tık-lımdı. Hemen hareket etti. Ben kafamı kaldırıp çevreme bakamıyordum. Karşıt görüşlü öğrencilerden olup ta beni tanır-lar diye. Eski fakültenin kapısında yeni-den durdu şoför ama binen olmadı. Dı-şarda kalabalık bir grup vardı. Şoför durmasına rağmen kapıyı açmadı. Mua-vin abi devam et devam et dedi. Sanırım muavin bir şeylerden şüphelenmişti. Za-ten kapıyı açsa bile yer yoktu. Şoför hız-lıca hareket etti ve dua çınarının oraya kadarda bir daha durmadı. Dua çınarında durduğun dada sadece iniş kapısını açtı. Yine yolcu almadı. Şoför tarafında bir şeyler oluyordu ama göremiyordum. Gökdere civarında yolcuların bir kısmı daha inince şoförü göre bildim. Ülkücü olduklarını sandığım birileri vardı. Kim oldukları kendi aralarındaki konuşma-lardan anlaşılıyordu. Nasıl oldu ama çil cücüğü gibi nasıl dağıldılar. Dur daha bu başlangıç. Onlar görecekler elmi yaman bey mi yaman. Gerçekten de bu saldırı bizde korku yaratmıştı. Bil hassa benim gibi yeni kayıt yaptırmış olanlar buna hiç alışık değildik. Belki lise dö-nemlerinde bu tür olayları yaşamış olan-lar o kadar etkilenmemiş olabilirler. Bu konuşmaları duyunca yağmurdan kaçar-ken doluya tutulmuştum. Tek şansım yeni gelmiştim, üzerimdeki giysi. Öğ-renci kıyafeti gibi gözükmüyordu. Fiziki yapımda beni olduğumdan daha büyük gösteriyordu. Elimde her hangi bir ders aracı da yoktu. Mümkün olduğunca sa-kin görünmeye, onlarla hiç ilgilenmi-yormuşum gibi davranmaya çalışıyor-dum. Eğer beni bir tanırlarsa ozaman yandığımın resmi olurdu. Bir ara hemen inmeyi düşündüm ama burası otele ol-dukça uzaktı. Ayrıca buralarda çok em-niyetli değildi. Minibüs hareket etti. Yolcu bayağı azalmıştı. Önde o grup ar-kada birkaç yolcu ve ben. Dışarda ne olursa olsun içerdekilerden daha tehlike-li, olamazdı. Şoföre müsait yerde dur-masını söyledim. Şoför sağa yanaştı ka-pıyı açtı. Şüphe uyandırmamak için ne-fesimi bile tutmuştum. Yavaşça indim. Minibüs hareket ettiğinde ben bu işten kolay kurtulduğum için dua ediyordum. İndiğim yerde kimsecikler yoktu. Yal-nızlığa alışık olduğum için bu sorun ol-madı hatta sevindim. Yürüyerek on da-kika sonra benzinliğe vardım. Benzin-likte o gün Bulgaristan’dan Türkiye’ye gelen bir soydaş vardı. Yanık yağ sobası yanıyordu. Üzerinde de özel yapılmış bir aparat ve üzerinde yeni demlenmiş çay vardı. Gelen kamyonun deposuna pompa tabancasını taktıktan sonra şoför-le birlikte içeri geldiler. Masanın üze-rinde duran bardakları alı p birer bardak çay doldurdular. Tabi bende çayımı al-dım. Bir taraftan konuşup bir taraftan faturasını kesti. Benzinlikte görevli olan çocuk. Bu karmaşanın üstüne böyle sa-kin bir yerde içilen ilaç gibi gelmişti ak-şam kaç bardak çay içtiğimi hatırlamı-yorum. Gece saat 12 ye kadar oturdum. Fırsat buldukça sohbet ediyorduk. Bir ara öğrenim durumunu sordum. Liseyi bitirdiğini söyledi. Bulgaristan’da daha o zaman lisenin de zorunlu olduğu söy-leyince şaşırmıştım. Çükü bizde ilkokul 5,ortaokul 3,lise 3,eğitim enstitüsü 3 yıldı. Gece ilerledikçe gelen giden araç sayısı iyice azalmıştı. O nedenle de soh-bet imkânımız daha çok olmuştu. Soba-nın sıcağında sandalyede ara ara uyuk-luyorduk. Bir ara kapı tıkırtısı oldu. Ka-pıdan kafasını içeri uzatan adam benzin var mı? Diye sordu. Anlaşılan ikimizde sandalyenin üstünde uyuya kalmışız. Görevli hemen kendine çeki düzen ver-dikten sonra var abi. Kusura bakmayım biraz içim geçmişte dedi. O çıkıp benzin vermeye giderken bende kalktım. Bende gideyim artık çay için teşekkür ederim dedim. Afiyet olsun yine gel takılırız dedi.
ekrem madenli
06/11/2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.