- 854 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
UMUT EDİYORUM
UMUT ETMEK...İstediğin bir şeyin var olmasını beklemek mi yoksa var olmayacağını bildiğin bir şeyi istemek mi UMUT ETMEK?Gerçekle yüzleşmekten korkup kendini biraz daha kandırmakmı VEYA belkilerin sayısını arttırmak mı.?Aslında gerçekleştirilmediği takdirde kaybetmeye neden olandır umut etmek..Beklemek değil,aksine ateşli korkunç bir savaşın içinde bulunmaktır çoğu zaman.kimilerine göre de hayatı yaşanılır kılan tek şeydir. bazıları İSE çok tehlikeli olduğunu düşünür. Oysa fakirlerin karınlarını doyuran azıklarıdır ,UMUT ETMEK.
Bazen telefondan gelen bir ses, bazen minicik bir gülümseme, bazen birkaç saniyelik bir bakış, kalbimizin ritmini değiştirmeye yeter. ama hayatımızı yaşanılır kılan şeyler bunlardır, küçük şeyler. Mükemmel evlerde de yaşasak, yüksek maaşlar da alsak, son model arabalara da binsek, küçük beklentilerimiz bizi heyecanlandırır.
Olmayacak şeyleri, kişileri bekleriz kimi zaman. Umut ederiz, hayal kurarız bir gün çıkıp gelse, arasa ne güzel olur diye düşünüp hayallere dalarız. Ama beklediğimiz insan hiç bir zaman gelmez, umduğumuz olaylar hiç bir zaman gerçekleşmez.
İnsanoğlu işte, o kadar kolay ve çabuk umutlanır ki. kimseye boş umutlar vermeyin, size çabuk inanır bazıları ve onların sahip olduğu tek şey o umutlardır. onların elinden sahip oldukları tek şeyi almayın sonra.
UMUT ETMEK...Bir yandan kısada olsa kalemimle düşüncelerimi yazarken bir yandan Serdar Sıralar’ın "KÜÇÜK İSTAVRİTİN ÖYKÜSÜ"adlı şiirini de paylaşmak istedim.Kıssadan hisse olarak..UMUT EDERİM sizlerde etkileneceksiniz.Sevgilerimle.EDA
KÜÇÜK İSTAVRİTİN ÖYKÜSÜ *
Küçük istavrit yiyecek bir şey sanıp,
Hızla atıldı çapariye.
Önce müthiş bir acı duydu dudağında
Gümbür gümbür oldu yüreği
Sonra hızla çekildi yukarıya...
"Dudağı yarıklar" denir, şanslıdır onlar,
Hani görüp de gökyüzünü ve insanı,
Oltadan son anda kurtulanlar.
Ne çare, balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu
Küçük istavrit anladı, yolun sonu...
İnsanlar gelip geçtiler önünden
Bir kedi yalanarak baktı gözünün içine,
Yavaşça karardı dünya,
Başı da dönüyordu,
Son bir kez düşündü derin maviyi,
Beyaz mercanı, bir de yeşil yosunu...
Aslında hep merak etmişti,
Denizlerin üstünü.
Neye benzerdi acep gökyüzü ?
Bir yanda büyük bir merak,
Bir yanda ölüm korkusu...
Koca denizlere sığmazdı yüreği,
Oysa şimdi yüzerken
Küçücük yeşil leğende,
Cansız uzanıvermiş dostlarına
Değiyordu minik yüzgeci...
İşte tam o anda eğilip aldım onu,
Yürüdüm deniz kenarına,
Bir öpücük kondurdum başına..
İki damla gözyaşından ibaret,
Sade bir törenle saldım denizin sularına...
Bir an öylece bakakaldı,
Sonra sevinçle dibe daldı...
Gitti , tüm kederimi söküp atarak
Teşekkürü de ihmal etmemişti...
Bir kaç değerli pulunu elime avuçlarıma bırakarak...
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme...
Sorar gibiydiler neden yaptın bunu niye?
"Bir gün dedim bulursam kendimi
Yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz,
Son ana kadar hep bir umudum olsun diye !.."
Serdar Sıralar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.