- 943 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ÜLKE ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İŞBİRLİKÇİ “ak” KARŞI DEVRİM ve ATATÜRKÇÜ “al” DEVRİM ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
Kendi yazdıkları dışındaki fikirlere yorum hakkı hakkı tanımayan, sözde demokra(t)si havarisi (!); etnikçi, mezhepçi, dinci/gerici/kripto faşolara ithaf edilmiştir.
"Al " renkli Türkçü/devrimcilik; Türkiye Cumhuriyeti toplumsal düzleminde, devrim/karşı devrim mücadelesi sürecine girilmişlik tepkisi olarak anlaşılmalıdır.
Bir (ak renkli) karşı devrim gerçeği vardır. Karşı devrim açıkça görülebilineceği gibi, ab ve abd destekli emperyalist politikaların işbirlikçiliğiyle işleri kotarmaktadır.
Türk ulus toplumsalı bakımından şimdiye kadar atılmış en ileri adım olan çizgiyi
(1923 uluslaşma devrimini) ayrıştırarak, parçalamak amacındadır. Demokrasilerin ulus toplumsalı parçalamak; onu geriye doğru işleterek feodal ve kabilecilik türü bir tuhaf toplumbilimsel tercihe hizmet etmek gibi bir amacı olamaz.
En çok farklılıklara saygı duyar, bunları da zamanla süperetnografyal ulusal kültür sentezine gidecek biçimde homojenize eder, etmelidir de...
Devrim Süreci ve Ülkenin Öznelden, Nesnele Reel bir Değerlendirmesi:
1923 Türk Aydınlanma Devrimi ne burjuvazi, ne proleter anlamında bir toplumbilimsel katmanlaşması olmaksızın, ’eşraf’ nitelenen, feodal tarım toplumu/ asker birlikteliği ile emperyalizme karşı bir ulusal kur(t)uluş savaşı vermiştir. (asker/eşraf/köylü)
Ülkenin şu anki hali, ’demokratik ve kültürel haklar’ maskesi altında bir sömürgeleştirme greçeği olgusundan başka bir durum arzetmemektedir. İnsanların grup/kamu çıkar çelişkisini göremiyor olması, karşı devrim ve sömürgeleştirmenin en büyük avnatajı olmakla birlikte, aynı zamanda baş çelişkisidir de !
Yapılması gerekli olan ise, kendilerini "ak" renkli olarak niteleyen, yaptıkları artık dayanılmaza varan bu sömürgeci emperyal mantığın ülkemizdeki işbirlikçilerden, tümden ve toptan süpürülecekleri sonuçlu olarak düşündüğüm. Al renkli bir -ye niden ulusal demokratik devrim - beklentisinden yana tavır alarak kurtulmak olmalıdır.
Demokratik ulusal devrimin amacı; mutlaka ve 1923 çizgisinden sapmadan, "ulusal sorun" safhasını aşmaya yardımcı olacak bir sosyo/ekonomik-kültürel yapıyı, ikame ve idame ettirecek sürece dönüştürmek olmalıdır.
Türk ulus/halk toplumsalının en büyük çelişkilerinin izdüşümü; temel çelişkide olsun, ana çelişkide olsun, yönetsel ve ekonomik açıdan bağımlılaştırıldığı, oligarşik yapıdaki -gayri Türklük- rengidir. Bunun en son kullanılan belirgin rengi ise "ak"tır !
Şartlar gereği, zamanımız Türk ulus/halk toplumsalında sınıflar, artık yatay ve dikey katmanlaşma anlamında iyiden iyiye keskinleşmiş ve belirginleşmiştir. Yatay ve dikey katmanlaşmaların getirdiği bu ayrışmalar, aşırı keskinleşen bu çelişkileri daha fazla taşıyabilecek gibi görünmemektedir.
Al renkli bir devrim artık kaçınılmazdır. Ak renkli karşı devrimin yerine gelecek olan ise; gerici/etnik/mandacı ve liberal maskeli gayri Türk unsurlardan ayıklanmış; yönetsel/ekonomik alanlarda toplumun çoğunluğunu oluşturanlarca gerçekleştirilmiş, antiemperyalist ve “istiklal-i tam” zihniyette bir -Türk siyasi yönetseli - kurmak olmalıdır.
Geriye gidişlere dur demekle işe başlanabilir. Kemalist, 1923 Türk aydınlanmacı/devrimci çizgiyi korumadaki hassasiyetimiz, burada çok fazlaca bir önem kazanmaktadır.
Çizgiyi korumak için, emperyalist işbirlikçisi; etnik, dinci, mezhepçi, cemaatçi ve mandacı maskelilerin maskelerini düşürmek, anti empreyalist/ ulus/halk cephesi şeklinde örgütlenmek, demokratik bir tepki şeklinde -al renkli devrimin- gerçekleşme sürecini başlatabilecektir.
Sonuç olarak, soyut olanları şu önermelerle somuta çekebiliyorum :
- Türkiye Cumhuriyeti, emperyalistler ve işbirlikçileri eliyle sömürgeleştirilme karşı devriminin son aşamasına girmiştir.
- Sömürgeleştirmeye karşı: Al renkli bir -Türk ulusal demokratik devrimi- kaçınılmazdır.
-Devrim anti-emperyalist mantıkta, anti-Batıcı ve onun etnik, dinci/mezhepçi ve mandacı, en önemlisi ise ortak paydaları -gayri Türklük- olan işbirlikçilerine karşı olacaktır.
- Merkez-çevre ülkeler diyagramı ve rant teorisel gerçeğin yeni ve maskelenmiş en son adı; Küreselleşme ve Y.D.D.’dir.
- Devrim, içerik olarak; Türkiyeli ya da Türkilerin değil, Türklerin iktidara geldiği ve ülkeyi yönettiği: Anti-emperyalist, ulusalcı, devrimci, laik, halkçı, devletçi, aydınlanmacı ve Mustafa Kemal ATATÜRK emaneti "İstiklal-i tam" bir Türkiye Cumhuriyeti çizgisiden geriye gidişlere karşı, devrimci/Türkçü öz ve görüntü birlikteliğinde sonuçlanacaktır...
- Türk ulus/halk toplumsalı: Yeni emperyal kapitalist sömürgeciliğe, yeni ve devrimci-Türkçü özle yinelenmiş olarak direnecektir. Dinsel, sınıfsal ve ulusal sömürü örtüşmesi çelişkisine karşı olacak bu direnişiyle, diğer sömürgeleş(tiril)en dünya uluslarına bir kez daha örnek olacaktır.
Türk ulus toplumsalı, Emperyal-Kapitalizm ve onun -yerelci ve evrenselci, Türkiyeli veya Türki- oligarşik yapısı- şeklinde niteleyebildiğim tüm bu işbirlikçiler koalisyonuna karşı, mutlak kazanmak zorunda olduğu önlenemez ve engellenemez zaferle, bir kez daha "sömürülen ve mazlum uluslara" umut olacaktır.
M.Kemal ATATÜRK önderliğinde gerçekleştirilmiş olan, 1919-38 Türk Devrimi sürecinde; şerefsiz ve sömürgeci emperyalistlere atılan ve onların asla unutmadıkları tokat gibi!..
Göktürkmen
A.Kutlu Ayyüce
22.Temmuz.2008
YORUMLAR
Çok haklısınız, normal koşullarda öyle olmalı... Ama ülkenin haline bakıpta, hala islamo-romantizm yapmayıda doğru bulmuyorum. Ülkeye iyi bakın ! En müslümanlar yönetiyor tam 7 yıldır, en müslümanlar (!) Görmüyorsanız, sömürgecilere ve onun dinci işbirlikçilerine karşı benden kibar olmamı beklemeyin.
Saygılar, Bosnalı dostuma....
Göktürkmen tarafından 10/28/2009 9:57:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
fikir
ifade edilmeli
fikir suçlamak değildir.
fikir nazik olmayı gerektirir.
kimse kimseyi fikrinden sebep bu şekilde hitap etmemelidir.
Kendi yazdıkları dışındaki fikirlere yorum hakkı hakkı tanımayan, sözde demokra(t)si havarisi (!) dinci/gerici/kripto faşolara ithaf edilmiştir.
bu nasıl sesleniş
seslenişlerin en zariflerinden birini hediye ediyorum size
Birazdan Gün Doğacak
'Nuri Pakdil'e'
Beton duvarlar arasında bir çiçek açtı
Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın
Saçlarınız ızdırap denizinde bir tutam başak
Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana
O inanmışlar çağının.
Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer
Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde
Karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz
Soluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger.
Gün doğar rüzgar eser bulut dolanır
Rahmet şarkısı söyler yağmurlar
Alnınız en soylu isyandır demir külçelere
Gürültü susar ses donar sevgi tohumu patlar
Sessiz bir bombadır konuşur derinlerde.
Ey bizim sabır yüklü toprağımızın kutsal ağacı
Sen bize hayatsın umutsun mezarlar kadar derin
Bizi tutan bir şey varsa dirilten o sensin
Üzerinde uyuduğumuz yavru kuşların tüy renkli sıcaklığı.
Ey damarlarımızda donan buz yüzlü heykeller beldesinden
Yıkıntılar sonrası sığındığım şefkat anası
Ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden rüzgar
Ey alemi donatan ışık toprağa can veren el.
Gün olur toprak uyanır uyanır böcekler
Sarı bozkır titrer çıplak dağlar yeşerir gök yıkanır kirli
dumanlardan
Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler
Yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından.
Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu
Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu.
(Güzlek,1966)
Erdem Beyazit
.
Türk ulus toplumsalı, Emperyal-Kapitalizm ve onun -yerelci ve evrenselci, Türkiyeli veya Türki- oligarşik yapısı- şeklinde niteleyebildiğim tüm bu işbirlikçiler koalisyonuna karşı, mutlak kazanmak zorunda olduğu önlenemez ve engellenemez zaferle, bir kez daha "mazlum uluslara" umut olacaktır.
öz ve söz..
saygılar şöyle bir uğramştım..
sınırlı zekamla derken kendi zekamı kastettim.bu bir...ikincisi de kendi yazdıklarınız içinde başkalarını kırıcı hiç birşey yok mu...işte yaşadığımız en büyük problem bu...kendimizden başka hiç kimseye hoşgörülü olamıyoruz ve hak veremiyoruz...
ayrıca niyetim kesinlikle sizi kırmak değil doğru bulmadığım konuları belirmek ve biraz da tepkimi dile getirmekti.bunu bilmenizi isterim.....
m.eren78 tarafından 7/24/2008 10:51:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Göktürkmen,sınırlı zekamla yazınızdan anladığım kadarıyla Osmanlı'nın dinsiz halini tarif etmişsiniz.Çünkü Osmanlı'nın anlattıklarınızdan tek farkı müslüman olması ve gücünü Allah'ın dinine hizmet etme aşkından almasıydı.
Ayrıca hernekadar hazzetmeseniz de sırtını manevi değerlere dayamamış her girişim(bu sizin tabirinizle türk ulus toplumsalı dahi olsa)yarı yolda takılmaya mahkumdur.Çünkü er ya da geç şahsi menfaatler mutlaka bir yerde ön plana çıkacaktır.
Ayrıca anladığım kadarıyla türk ulus toplumsalı ifadesiyle Türk Milli Devleti demek istemişsiniz.Doğru mu...
m.eren78 tarafından 7/23/2008 12:27:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
Tesbitleriniz bütünüyle doğrudur, her harfine katılıyorum.Doğru fikirlerle yanlışa , hastalıklara teşhis konulduğu zaman , tedavisi de kolaylaşır; işte dertler gözönünde , çözüm yolu açık; ay aydınlık yol belli.Kutlarım sayın Göktürkmen!
Şaban Aktaş tarafından 7/23/2008 10:36:28 AM zamanında düzenlenmiştir.