- 755 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
İktidar
Popo öylesine bağırdı ki oluşturduğu fırtına sayesinde klozetin kapağı sırtla duvar arasında dalgalanmaya başladı:
- Hayır. Ben demokratik haklarımdan yararlanmak istiyorum.
En yakın arkadaşı mesane kesesi onun öfkesini yatıştırmaya çalışırken dedi:
- Sakin ol dostum. Senin istediğin şey imkansız.
Bu sözü duyunca daha da sinirlenip zort zort bağırdı. Gümbürtü seslerinden vücudun içindeki bütün organlar titredi. Kendine gelince herkes merak içinde aşağıdan gelen seslere doğru yürüdü.
Poponun etrafında toplanan organlar birbirlerinden ne olduğunu sorup durdular. Ama oradaki olan kimsenin bir şeyden haberi yoktu. Sonunda bağırsaktan asılan mide sordu:
- Kardeşim ne oldu? Kim seni bu kadar öfkelendirdi?
- Ne mi oldu? Bir de bana soruyor! Hepinizi kınıyorum. Bütün gücümle bu adaletsizliğe, bu zorbalığa karşı bağırıyorum.
- Sıcak çorba aşkına, söyler misin neyin var senin?
- Ben bu yönetim sistemine karşıyım. Gözümüzü açtığımızdan beri hep beyin başımızın üstünde oldu. Artık ne zamana kadar iktidarını sürdürecek bu çatlak ihtiyar? Gelişmiş yerlerde olduğu gibi bizler de demokrasi yoluyla kendimize yeni bir lider seçmeliyiz.
- İyi de bu güne kadar hiç bir sıkıntı yaşamadık ki. Herkes de kendi durumundan memnundu.
- Ama ben değilim.
- Neden?
- Ey millet, yeter artık bu kadar haksızlık. Sizler hepiniz bütün kirli işlerinizi bana yaptırıyorsunuz. Yoruldum. Artık buna katlanamam. Anlıyor musunuz? Hep altta kalıp ezildim. Bu durum sona ermelidir. Neden o kendini beğenmiş herif her zaman o sıcak kafanın içinde oturuyorken zavallı ben soğuk klozetin üstünde oturup donayım? Benim de yeteneklerim var. Dünyayı değiştirecek kadar parlak fikirlere sahibim. Ben de şansımı denemek istiyorum. İktidara geçip vücudu yönetmek istiyorum. O çatlağın kaç parça olduğu bile belli değil. En azından benim iki pareliğim apaçık ortada.
Poponun bu sözlerine organlar hunharca güldüler. Bağırsağın gülmekten uzayıp kısalışı az kalsın onu ortadan ikiye ayıracaktı. Arkadaşı mesane kesesi bile kendisini tutamadı ve kahkahalarından dolayı içindeki titreyen taşlar tıkır tıkır kırıldılar.
Etraftaki kahkahalar popoyu o kadar kırmıştı ki artık konuşamıyordu. Organlar olup bitenleri bir şaka olarak değerlendirip yavaş yavaş dağıldılar ve onu kırılmış duygularıyla baş başa bıraktılar.
Millet ortalığı terkettikten sonra kendi dertlerine dalıp hemen yanaklarını klozetin omzuna koydu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. İçindeki öfke ve üzüntüsünü klozetin içine boşaltmak istiyordu ama aniden aklına parlak bir fikir geldi ve kendi kendine dedi:
“ Bana mı gülüyorsunuz şerefsizler? Gülün bakalım göreyim kokmuş sonunuzu sizi adi herifler. Size göstereceğim, son gülen iyi güler.
Gece yarısıydı. Herkes tatlı bir uykuya dalmıştı. Bir an aşağı bölgelerden gelen gök gürültüsüne benzeyen bir takım sesler onları yataklarından dışarı fırlattı.
Popo tekrar bağırmaya başlamıştı, hem de gecenin geç saatlerinde. Ama bu sefer sesini kesmiyordu. Her on beş dakikada bir yüksek seslerle organları rahatsız edip uyumalarını engelliyordu. Ertesi gün uyuyamayan organlar görevlerini düzgün yapamadılar. Mesane kesesi idrar saatlerini karıştırdı. Bütün gece kıvrılıp duran mide, besinleri sindirmekte zorlandı. Sabaha kadar uyanık kalan bağırsak hareketsiz kalmıştı ve midenin yarım yamalak sindirdiği besinlerin üzerinde çalışmayıp içinde biriktirmişti.
Haberler beynin kulağına da gitti. Beyin, organları sakin olmaya davet etti. Olayın geçici olduğunu söyleyip işlerinin başına dönmelerini istedi. Ama ertesi gün aynı şeylerin yaşanması ortalığı fena karıştırdı. Durumları vahimleşmiş olan organlar kafanın çevresinde toplanıp beyinden olaya el atmasını talep ettiler.
Beyin hemen popoya bir elçi yolladı ve ondan yaptığı gece gürültülerini bırakmasını istedi. Ama popo bu işin hala devam edeceğini vurguladı ve yeni lider için seçim yapılmazsa geceleri aynı seslerden daha da beterini çıkaracağını söyledi. Poponun gönderdiği mesaj beyni endişelendirdi. Beyin kalp ile de görüştü ve yeni lider için seçim yapılmasına karar verildi.
Hemen karnın ortasında tam da göbeğin altında seçim sandığı kuruldu ve organlar oy kullanmak için sıraya dizildiler. Günün sonunda oylar sayıldı. Bir kişi hariç herkes beyne oy vermişti.
Her şey tekrardan eski haline döndü. Gece yarısı gürültülerden haber yoktu. Artık yeniden organlar görevlerini düzgün şekilde yapıyorlardı. Ama...
Ama üçüncü günün sabahı bağırsağı baygın hali de beynin önüne uzattılar.
Beyin şişmiş ve hemen hemen patlamakta olan bağırsağa bakıp sordu:
- Eyvah. Ne oldu sana?
Hasta bağırsak zorla kafasını yerden kaldırdı. Kısılmış bir sesle dedi:
- Efendim, geberiyorum. Şimdi patlayacağım. Popo seçim sonuçlarını kabul etmiyor. Yolu kapattı. İçimi boşaltmama izin vermiyor. Böyle giderse yarına kadar kesin patlarım. Efendim, ben kendimi düşünmüyorum. Patlarsam içimdeki pislikler bütün organları zehirleyecek. Lütfen çare yolunu bulun.
- Peki ne istiyor bu dik kafalının teki?
- Efendim, ikinci bir seçim istiyor.
- Yeniden seçim yapmakla hiç bir sıkıntımız yok ama görünüşe göre o herif kazanmazsa bu seçim de işe yaramayacak. Belli ki bu inatçı keçinin tek isteği iktidardı.
Korku kaosu vücudun dört bir yanını sarmıştı. Bütün organlar -beyin de dahil- bağırsağın patlaması ve herkesin zehirlenmesinden vahşete bürünmüşlerdi. Artık ikinci seçimi kabul edip iktidarı popoya vermekten başka çare kalmamıştı.
Sonunda popo ikinci seçimi sıçmama sayesinde kazandı. Beyinle yer değiştirip kafaya yerleşti. Beyin de vücudun alt kısmına geçti.
O andan itibaren kafadan bok gibi fikirler fışkırmaya, alttan da fikir gibi boklar çıkmaya başladı. Kafadan çıkan dışkılar tüm vücudu doldurdu. Organlar pislikler içinde yüzüyorlardı. Sadece bir kişinin fikirleri bu durumu düzeltebilirdi, ama ne yazık ki o fikirler klozete gidiyordu.
Muhammed Ahmedizade
İktidar Yazısına Yorum Yap
"İktidar" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Vay vay vay, vay ki vay!
Hicivin böylesi de nasıl güzel olurmuş, gördüm ve okudum işte.
Tek kelime harika, Ancak bu denli, mükemmel, hoş, acı ama gerçekçi kaleme alınır siyasetten bir hiciv.
Dokunmadan iğneleyerek, incitmeden sertçe vurarak. Tam göbekten oturmuş taş gediğine.
Saygıyla selamlarımı iletiyorum.
Benzerlerini okumak dileğiyle, esenlikle kalın.
muhammed1347
@muhammed1347
Sağ olun sevgili hocam. Çok teşekkür ederim.