- 473 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EFENDİLER VE KÖLELER
Bir gün içinde yaşanacaklara kim inanabilirdi ki..
Sıradan bir çarşamba günüydü bütün öğrenciler yerlerini almış edebiyat dersi notlarını alıyorlardı hocaya yetişmeye çalışarak. Konu dizelerdi ölüm ile ilgili çeşitli şairlerin dizeleri işleniyordu bir yandan da hocanın gerginliği yansımıştı öğrencilere. Sanki bir anı kolluyormuş gibi bakıyordu arka sıradaki öğrencilere ve bakışları gitgide donuklaştı , tüm dikkatini şiirlere vermiş öğrencileri bir anda şaşırttı sınıfın kapısını açtı kapının ardında bekleyen maskeli adamları içeri alıp suskunluğunu bozdu hoca..
Hepsi silahlı , öğrenciler çığlık çığlığa sınıfın en arka sıralarında kümeleşmişler az önce yaşadıkları şoku anlamaya çalışırken akıllarından o dizeler geçiyordu ’’soğuk nefesiyle yokladı azrailim, bugünü karanlıktı güneşimin, sessizce sokuldu ecelim, hazırlan sıra senin dedi’’. Bu adamlar gözlerini kırpmadan bir insanın hayatına son verebilecek kadar şuursuzdular silahlarını öğrencilere tutmuşlar gücü kendilerinde görüyorlar. Bir insanın çaresizliği onlara büyük bir haz veriyordu maksatları ne? Sırada neler var? Bizlere ne yapacaklar? Genç kızların kafalarındaki bu sorular yüzlerinden okunuyordu bir çoğunun aklında ailesi vardı bazısının da hiçbir zaman gerçekleştiremeyeceği idealleri .. Saniyeler içinde bütün bunlar geçti akıllarından. Nasıl olduysa siren sesi duyuldu polisin sesi..Öğrencilerde bir umut , maskeli adamlar şaşkın arkalardaki bir öğrenci hızlı davranıp kapıyı açmayı beceriyor gençliğin verdiği çeviklikle ve koridorlarda koşuyor alt katta ki sanat tarihi görmekte olan sınıfa sığınıyor ve bağırarak ’’sakın dışarı çıkmayın rehin alındık’’ ..kızın arkasından diğer arkadaşları da geliyor ama bir terslik var adamlar kaçan öğrencilere müdahale etmiyor bir yandan da kızların akıllarında bu var ama can havli ile koşmaya ve o sınıftakilerle bir olmaya devam ediyorlar . Çok sonra anladılar bütün bunlar planlı yapılmış okulda o saatte dersi olan iki sınıf var biri kendi sınıfları diğeri ise bu sanat tarihi sınıfı . Adamlar planlamış meğer kızların diğer sınıfa kaçmalarına izin vermelerinin sebebi buymuş kendiliğinden toplandılar , işimizi kolaylaştırdılar dediler kendi aralarında . Sanat tarihi sınıfının hocası bu her şeyden habersiz şaşkınlığını üzerinden atamamış. Kısa bir süre sonra okulun bahçesinde siren sesleri çoğaldı helikopter sesi ve polis arabalarının korna sesleri yükselmeye başladı. Öğrenciler rahatlamış kurtulduklarını düşünürken bir yandan da bu maskeli adamların çok çabuk pes etmelerinden kuşkulandılar ama bütün bu kuşkularımız yaşadığımız şoktan dolayı diye kendilerini buna inandırdılar. Arabalara doluştu öğrenciler ve helikoptere , hatta bir kaçı araba ile helikopterin hangisinin güvenli olacağı konusunda kararsız kaldı ama her koşulda kurtulacaklardı bu araçların kendilerini bu adamlardan kurtaracağına inanarak rastgele bindiler . Helikopterde birbirine benzeyen onlarca kız üst üste yığılmıştı.Pilotu kadın olan helikopter hızla uzaklaştı okulun çevresinden.. Ve çok kısa bir süre sonra kadın pilotun sesi duyuldu ’’sakın korkmayın sizinle bir anlaşma yapacağım eğer aranızdan biri şu anda aşağıya atlamazsa hepinizi bu uçurumdan bir manevra ile aşağıya atacağım’’ bütün sevinçler yarım kalmış şu anda tek düşündükleri aralarından o kahramanın hangisi çıkacağı . Her zaman okulda da arkadaşlarına karşı fedakar olan jane boynunda ki haccı öptü ve kapıyı açıp aşağıya atladı. Öğrenciler hiçbir şey düşünemez halde aşağıya atlayan kızın havalanan eteğine takıldılar , gözleri teslim olmuş baktı ilk kez. Onlar artık savunmasızdı bir ölüm karşılığı bir çok yaşam kazanılmıştı. İçlerinden bazıları ister istemez bunun haksız sevincini yaşadı çünkü onlar yaşıyordu.
Helikopterden indiklerinde temeli derin bir şekilde kazılmış dağa paralel bir arsada buldular kendilerini diğer arabadaki öğrencilerde burada inmişti ki tanıdık yüzlerle karşılaştılar. Buraya kimsenin bilmediği bir şehir inşaa edilecek ve efendiliklerini buradaki insanlara göstereceklerdi. İlerleyen günlerde öğrenciler itaatkar birer köle olmuşlardı ve gözlerindeki korku yerini hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanan bakışlara bırakmıştı , onlar yaşadıklarını hiçbir zaman hiç kimseye anlatamayacaklardı hayat ne getirirse yaşamaya çalışacak ve görevlerini yerine getirmede kusursuz olacaklardı..Bir insanın kendisini ve halkını güvende hissetmesi için, içinde bulunduğu devlete olan sadakati; devletin kaba ve ahlaksız yanlarını çok iyi saklayabilme yeteneğiyle mümkün olduğunu geçte olsa öğrenmişlerdi..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.