- 435 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilincin Batılı Olmaz
Bilincin Batılı Olmaz
Bilincin batılı olmaz! İnsan “Batıl” olduğunu bildiği şeyi barındırmaz! Ya batılı, “Hak” sanıyordur, bu da zaten “Bilinç” olarak değerlendirilmez, “Zan” olarak değerlendirilir! “Zandan kaçının” denir! Ya da inandığı şeyleri irdelemiyordur! “İnanç” kapsamında kalmıştır!
"İnancın batılı olur mu?" İnanç ile bilinç konusunda; biri var ise diğeri yoktur! Eskiler inanca, "Taklidi iman" , "Bilinç" haline de "Tahkiki iman" demişler! Ben, ikisini bu şekilde ayırmam ama “İnanç” ve “Bilinç” olarak ayırıyorum. İkisi aynı durumda olmaz! İkisinden biri vardır ortada! Bir şey, ya hakikidir ya taklittir! “Batıl inanç” ile “Batıl olmayan inanç” ikisi de "İnanç" kapsamındadır! Bilinç olsa zaten “İnanç” olmaz, “Bilinç” olur! Eskilerden; " Perde-i gaip açılsa imanım ziyadeleşmez!" sözü meşhurdur! Yani inanç, tamamen bilinç olmuş; perde açılsa dahi artmıyor çünkü inanç olarak kalan yok, hepsi bilinç olmuş. Eğreti inanç kapsamında bir şey kalmamış.
“Batıl inanç” ile “Batıl olmayan inanç” arasındaki ayrımı kim, nasıl belirleyecek? Bir batıl ya da batıl olmayan inanç, irdelendiğinde zaten “Bilinç” olacak! Bilincin de batılı olmaz! Batıl olsa bilinç olmaz! Burada “Vicdan” terazidir! Terazisi bozuk olan için “Bilinç” olmaz, “İnanç” olabilir! İrdelenmediğinde zaten bilinç de olmaz! “Batıl inanç”, irdelenmemiş inançların kapsamına dair söylenebilir! Bu durumda irdeleyenler, inanç kapsamında olanları, “Bilinç” kapsamına dönüştürecek! Batıl olanlar da bilinç olamadığı için elenecek! Yani ortada “Batıl inanç” da kalmayacak, “Batıl olmayan inanç” da kalmayacak! Sorgulanan ya elenecek ya da “Bilinç” olacak! Sorgulanmayanlar, “İnanç” kapsamında kalacak! Demek ki "Batıl inanç" denen, aslında sorgulanmamış tüm inanç kapsamı! Çünkü sorgulandığında ancak bilinç olabilir! Sorgulanma sonucunda kalanlar “Bilinç” olacağı için “Batıl inanç” diye tarif edilenler ya da “Batıl olmayan inanç” olarak tanımlananlar, sorgulama esnasında aynı durumda olacak!
Dikkat ederseniz toplumda "İnanç" kavgası görünür ama "Bilinç" kavgası olmaz! Bunun nedeni, inançların bilince geçirilmesi sırasında elenmesidir! Yanlışlar elenince de kavga nedeni olan ya da gereksiz durumlara neden olan "Batıl" diye adlandırılan kısım atılır!
Asıl sorun, inancın batıl ya da hak olarak ikiye ayrılması olduğunu düşünüyorum! Çünkü bu ayrım da bilince perde olacak! İnançlar, bilince dönerken irdeleneceği için “Batıl” kabul edilenler, irdeleniyor ve eleniyor! Bu kabul de kişiye veya toplumlara izafi olduğundan “Batıl” kabul edilmeyenlerin elenme şansı sıfır! Elenme şansının sıfır olması, bu kapsamdaki inançların "Bilinç” olmasına da engel oluyor! Yani “Batıl olmayan inanç”, olarak belirlenenler elenmediği için belirleyene izafi bir “İnanç” kapsamı oluşuyor ve bu kapsam, asla irdelenmiyor, gerek de görülmüyor! Başta "Hak" kabul edildiği için "İnanç" mertebesinde kalmak zorunda kalıyor! İrdelenmeyen "İnanç" da bilinç olamıyor! Eski tabir ile "Taklidi iman" ile "İnanç" sahası oluşuyor! Bilinç sahasına, sadece "Batıl" olarak başta kabul edilenler giremiyor! Diğerleri zaten irdelenmiyor!
Son tahlilde; inanma, bil! Bilincin batılı olmaz ama inancın batılı olabilir! “Taklit”, “Bilmek” değildir! “Öğrenmek” de “Bilinç” değildir! Öğrenilen ya da taklit edilenler, ancak insan vicdanında tartılınca “Bilinç” olur! “Vicdanın bozuk olması” konusu ayrıntılıdır! Kime göre, neye göre? Sorusu kaçınılmaz! Vicdan bir terazi; bu terazi de kişiye izafidir! Vicdanda değerlendirilip “Bilinç” olarak kişiye ait olanların tamamı, “Bilinç” kapsamındadır! İnsan için inanç alanında, “Batıl” olabilir ama “Bilinç” alanındakilerin, “Batıl” olması tamamen kişiye izafidir bu nedenle; kişinin bilincinin, kendinde “Batıl” kabul edilmesi mümkün değildir! Herkesin bilinci, farklı oluşacağı için insanlar arasında farklı bilinçler ve kabuller olacaktır! İşte tam da burada, “Hukuk”, haklar söz konusu! Bilinç alanında sorun esasen olmaz! Zaten sorun “İnanç” alanında çıkar! Evrenin de bilinci vardır, “Korunmuş levha”, işte vicdan bu bilinç ile direk etkileşim kurar! “İnanç alanı”, bu etkileşimi bloke edebilir! Sorgulanmayan inançların tamamı “İnanç alanında” hapis olur ve “Bilinç” oluşmaz! Vicdan, peşin kabuller yüzünden evren ile “Korunmuş levha” ile direk bağ kuramaz! İnsanlar arasında “Hak- batıl” izafiyetinde bir mücadelede kaçınılmaz olur! Konu kapsamlı olsa da vicdan, özgür olduğunda irdelenmemiş, sorgulanmamış inançların perdesi olmadığında anlaşılır!
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.