Bazı insanlar vardır, tek düze konuşurlar. Anlattıkları şeyler ne kadar enteresan olsa da anlatım şekilleri insanı sıkar, uykusunu getirir. Ben bir ara sizin öykülerde bu duyguyu yaşadım.

Son öykülerde ne olduysa oldu, bu kısır döngüyü kırdınız. Bu da sanırım, okurun algısını sürekli canlı tutan bir "ana tema" seçmenizle aşıldı. Başkaca da bir şey yapmanıza gerek yoktu zira anlatım zenginliği zaten hep vardı ve her zamanki gibi harikuladeydi.

Bu mükemmel öykü için söylenecek tek olumsuzluk, belki de geçişler arası belirsizlikten, bir kafa karışıklığı, bir; kim kimdi, kim ne dedi, zorlaması yaşamamızdı.

Anlatım, yaşamın; gözümüzden kaçan ama basit gibi algılamamıza ragmen hayli vurucu benzetmeleriyle süslenmiş. Bunu, basitliğin usta kalemin elinde vurucu olabileceğini, öyküyü bitirdiğimizde anlıyoruz ve itiraf etmeliyim ki; hayli ilham verici.

“Paris’te Son Tango”ya yaptığınız gönderme hayli zekice, finale yakışmış ve çok lezzetli kılmış.

Bir kez daha ve çok samimi duygularımla kutluyorum sizi.

BRAVOOO…



Not: Öykülerinizi neden sildiğinizi anlamadım?!


nitemtran tarafından 11/7/2015 1:15:26 AM zamanında düzenlenmiştir.

Eskiden vahşeti sadece filmlerde var diye düşünür rahatlardık.
Artık hayatımızın taa içinde olduğunu hepimiz biliyoruz.
Namussuz erkler.....

ne demeli bu fakir ülkelerin gerçeği sadece müslüman ülkelerin değil toplumu fakir ülkelerde kız çocuk her zaman erkekten daha kolay gözden çıkarılır. asıl sorun bu olaylara devletin dur dememesi. misal 14 yaşındaki çocuğa tecavüz eden adam mahkemede saygınlık indirimi alıyor. uzun çok uzun ve acı...

küçükken çok net hatırlıyorum, üç katlı apartmanın ikinci katında oturan doğulu bir aile vardı. kızlarını kendi istedikleri biriyle evlendirmeye çalışırlarken, sevdiğiyle kaçmıştı. bir hafta sonra haberini aldık. babaları kızı tam 27 yerinden bıçaklamış ve banyoda öldürmüşler kızı, her yer kan, her yer saçmış... ayrıntılar belki şehir efsanesidir ama orta maalesef kabus gibi bir gerçek var. o da öyle güzeldi ki...

yazı yer yer midemi kaldırdı.. neden hala bu kadar kötüyüz? neden bunlar sadece şehir efsanesi olarak kalmıyor, aklım almıyor.

Şeytan en çok hangisinin içinde daha etkindi acaba.. Sanığın mı, bu olayı masum görenlerin mi yoksa en nihayet beraatına karar verecek olan yargıçların mı..?

...hangimiz daha az suçlu idik?

yoksa suçlu ( ! ) " öldü " mü.(?)





evet, ortada bir cinayet var.birinin gençliğini katletmişler, birinin hayallerini, birinin geleceğini katletmişler,
birinin umudunu, birinin güzelliğini, birinin güzelliğini, birinin güzelliğini.......

bu çarpıklıklara kem gözle bakılmadıkça, bir güzelliğin ölümünün ağırlığı duyulmayacaktır elbet.








Selam ve saygı ile.
-vakitsiz-

Yıllardır kavga çıkarıyoruz. Bağırıyoruz ama kafalar hep aynı kafa.

Pişmanlıklar!!!!

Hele böyle organ ile beyin yer değiştirdiğinde, korkunç sonuçları kim değiştirebilir ki?

İçerik iç burktu ama kalem güzel yazdı...


Sevgiler,

yeni bir kelime daha öğrendim. öykü başlığına denk gelen bir sürü insan tanıyorum ve bunu karşılayan tek bir kelime olduğundan haberim yoktu.

neyse sonuçta ihtiyar kitabına uydurmuş gibi duruyor, pişmanlığı da o günah çıkartma kısmından ibaret, geçici. litigious vatandaşın öfkesi de öyle sanırım.