- 1058 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
TÜRKÜ&AĞIT-ALLAH'A YÜRÜDÜ
ALLAHA YÜRÜDÜ
Daha on beşinde gencecik yaşta
Kar, tipi, fırtına, ayazda, kışta
Kafkas Dağlarında, Sarıkamış’ta
Allah’a yürüdü aslan Mehmetçik
Doksan bin şehitti yol arkadaşı
Kimi piyadeydi, kimi binbaşı
Duman bürünürken dağların başı
Allah’a yürüdü aslan Mehmetçik
Bulutlar ağlasa gözyaşı yetmez
Yüzyıllar yas tutsa bu acı bitmez
Bu vatan uğruna kim şehit gitmez
Allah’a yürüdü aslan Mehmetçik
Rus hududu geçti sabırlar taştı
Eli silah tutan askere koştu
Buz gibi yollarda toprağa düştü
Allah’a yürüdü aslan Mehmetçik
Türküyü(Ağıt) aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz.
www.youtube.com/watch?v=tF8-i8FAp0c
ALLAHA YÜRÜDÜ
SÖZ: Emrullah Bedir
MÜZİK&YORUM: Gülbahar Yekenkurul
***
YORUMLAR
Atanıza rahmet, ömrünüz uzun olsun, değerli dost.
Aşık Veysel rahmetlinin hastasıyım.
Çok güzel bir mâkâle. Beğeni ile her satırını dikkatle ve severek okudum. Bilmediklerimi öğrendim.
Şükranlarım sizedir.
Yalnız şu:
...
Ankara İran Şahı’nı karşılamaya hazırlanıyordu. Şehrin görüntüsü düzenleniyor, hırpani kıyafetli kimselerin görünmesine izin verilmiyordu. Köylü kıyafeti nedeniyle Ulus çarşısında dolaşması ve destanlaştırdığı Gazi’nin huzuruna çıkması mümkün olmaz. Bu olayı “Köylülük bir, cahillik iki, körlük üç.” diyerek üzüntüyle dile getirir soranlara. Öylesin zor bir durumdu ki köyüne dönmek için bir tiren bileti alacak parası bile yoktur.
........
taş gibi oturdu yüreğime. Vay be, Allah'ın bildiği, tüm âlemin gördüğü gerçekleri,
Şâh'tan saklamak neyin nesi...? Sanki Şâh, bu bilgiyi edinme olanağına sahip değildi veya bilmiyordu. Kaldı ki; Şâh'ın gezip gördüğü yerlere, bırakın Veysel'in gitmesini, adını bile duymamıştır rahmetli.
Nur içinde yatsın!!!!!!
550 MV ile cumhuru, kırkla çarpıp seksene katlayacak kadar alimdi merhum.
Ergenlik çağına bile gelmeden, gözlerini kaybetmiş olsa da, özellikle kadının güzelliğini, doğanın güzelliğini ve insan meziyetlerini ne kadar da teferruâtlı hissetmiş, çalmış ve söylemiş...!
Okuma yazma bilmemesine rağmen, toplumun durumunu nasıl da hissetmiş.
Şimdi hepimizde internet bile varken, biz bihaberiz.
Biz, bakar gözle bile burnumuzun ucundaki insanları farkedemezken..
Hele de yoksulu, düşkünü ve garibi..
Haa, demek ki, asıl görme gözlerle değil, kalple ve duyarlılıkla olurmuş.
Toplumsal çarpıklıkların ne zaman başladığını siz düşünün.
Eski şiirlerimden bir kıta da, bu yorumumun kısası olsun:
Bakar Kör-Tahsilli Cahil (1000 Bir Gece Meselleri)
Görmekteyken âmâyız,
Kör olduk; kalp, göz asıl!
İlim ayağımızda,
Câhil kaldık velhâsıl!
(KederliCe)
Esenlikle kalın, sevgi dolu kalın, Yaratanla kalın.
Saygı ve selamlar