3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1298
Okunma
Sizce neder elâlem ? Hep merak etmişimdir bu soru toplumumuzun kafasında nasıl yer edine bildi. Aman oğlum şunu yapma, elâlem neder sonra ? Aman kızım dikkat et; davranışlarına, konuştuklarına, yürüyüşüne,gülümsemene,giyimine... Sebebi ne peki? Eğer sebebi Müslümanlık ise hay hay başım gözüm üstüne. Fakat sebebi bu değil. Sebebi elâlem neder sonra ? Bırakın bu işleri kardeşim. Sizin bu elâlem diye tabir ettiğiniz topluluk kimdir, kimlerdendir? Varmı bunların bir geçmişi ? He madem böyle bir kesim var bizde tanışalım bu insanlarla. Tanışalım ki onlara karşı nasıl davranılması gerektiğini bizde öğrenelim. Hal ve hareketlerimize bizde gerektiğinden fazla özen gösterelim. Varsa böyle bir toplum, tanışalım da onların birbiriyle olan geçimlerini gözlemleyelim. Hayal kırıklığına uğratacaksam şimdiden kusuruma bakmayın. Maalesef sizin hayal ettiğiniz gibi Elâlem adını taşıyan, bulunmaz hint kumaşı gibi hiç bir topluma benzemeyen, yere göre sığdırılamayan bir toplum şuan dünyada yok. Peki neden böyle bir kurgu oluşturuldu toplum zihninde. Kanımca, ebeveynlerin çocuklar üzerinde şekillendirmek istedikleri kişilikleri, elâlem neder sorusuyla baskılandırarak, çocuğun kendi istedikleri biçimde büyümesini, olgunlaşmasını ve bu şekilde hayal ettikleri birey olmasını sağlamak. Bunu yaparken aslında çocuğun üzerindeki yaratmış oldukları baskıyı hiç düşünürler mi ? Tabi ki hayır. Çünkü onlarda yetiştirilirken elâlem neder baskısıyla yetişmişlerdi. Bunu artık bir gelenek ve görenek haline getiren ebeveynlerimiz maalesef evlatlarını iyi bir şekilde yetiştirmeyi hedeflerken aslında onlara ne kadar büyük bir zarar verdiklerinden hiç ama hiç haberdar değiller. Çocuğun asıl yapmak isteyipte sırf üzerinde bir takım baskılardan ve sorumluluklardan dolayı aslında yaşamının ne kadarda kısıtlandığını fark edebiliyor muyuz? Öyle ki daha küçük yaşta başlıyoruz onlara kısıtlamalarda bulunmaya. ’Anne falanca arkadaşımda kalabilir miyim?’ gibi masum bir soruyla gelen çocuğa anne veya babanın, olur mu öyle şey; elâlem neder sonra? gibi cümlelerde çocuklarını bir daha bu ve bunun gibi sorularla karşılarına gelmeyi nasılda engelliyoruz farkında olmadan. Her soru da hüsrana uğrayan, beklentilerine asla yanıt alamayan, soru sormayı veya izin istemeyi artık bir suçmuş gibi kabullenen bir nesil yetiştirdiğimizin farkına ne zaman varacağız ? Eğer bunların farkındaysak sizce de çözüm üretmeye çalışmanın, hiç olmazsa gayret göstermenin, değişime ve değiştirmeye açık olmanın zamanı gelmedi mi? O halde harekete geçmeli ve şimdiden bu geleneğe bir son vermeliyiz. Nasıl mı? Çocuklarımıza elâlem neder demek yerine onlara vermiş olduğumuz değeri, sevgiyi anlatmaya çalışırsak; onların zihinlerinde ’elâlem’ gibi bir topluluk yerine, toplum fertlerinin yapılmasını uygun görmedikleri davranışları farkına varmalarını sağlarsak işte o zaman bir farkın-dalık yaratmış oluruz. Ve işte o zaman bu çocukların gerçekten de kaygı-korku-endişe gibi duygular ile değilde, kendine güveni olan, yapması gerekenin farkına varan ve davranışlarını buna göre şekillendiren bireyler olmalarını sağlamış oluruz.
Bunu başardığımızda hem geçmişimizde ki yanlışları düzeltmiş olur hemde geleceğimize dair daha bilinçli, öz-güvenli ve daha insancıl bireyler yetiştirmiş oluruz.
Tüm bunların yanı sıra, bunu başarabilirsek elâlem neder sonra?
-ZinedkA