- 496 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İzdüşümü
Çocukluğum, dut ağacının dibinde oynayarak geçti. Şimdi çocuk dendiğinde ilk aklıma Tavşanlı Termik Sitesindeki dut ağacımız gelir. Gençliğim, Hacı Hasan Dayımızın kiraz bahçesinde geçti. Delikanlı dendiğinde, aklıma ilk kardeşimle dalından kiraz yediğimiz o güzel bahçe gelir. Şimdi çocukluğumda ve gençliğimde hiç görmediğim ama hep özlediğim nar ağaçlarını seyrederek uyanıyorum. Bahçemdeki iki nar ağacı günümün neşesi.
Merak ettim, internetten araştırdım. Dut ağacı, sonsuz aşkın; Kiraz ağacı, ölüm ve yeniden doğuşun; nar ağacı, üretkenliğin simgesiymiş. Ne ilginçtir ki Allah aşkı çocukluğumda okuduğum Anadolu Evliyaları adlı kitap ile başladı yüreğimde. Gençliğimde hep ölüm ile yaşam arasında gezindim. Bedensel olarak hastalıklar hayatımın parçası gibiydi. Ruhsal olarak da aynı çırpıntılarda idim. Hep gel-git lerde geçti bu yıllar. Sonunda boğulmak üzere olduğum bu dalgalardan beni tutup çeken sevgili Keşşaf Hocamla karşılaştım. (Allah ondan razı olsun). Seçimimi yaptım. Bugün; şiirler, yazılar yazarak verimli olmaya çalışıyorum. Demek ki ağaçlar ve insan için temsil ettikleri değerler doğruymuş.
Bu tespitler bana ağaçların gelişimini düşündürdü. Mevsimler boyu yaşadıklarına döndüm bir an. Baktım; ilkbaharda büyüme derdinde idi ağaç, bencildi, topraktan, dibine akan sudan, hatta gübreden besleniyordu. Yazın büyüdü serpildi, gösteriş meraklısı oldu. Önce çiçeklerini sonra meyvelerini sergiledi. Sonbahar da dinginleşti. Yapraklarını döktü. Yalnızlaştı belki ama aslında rahatladı. Çabalamayla geçen ilkbahar ve yazdan sonra huzura ermişti. Kışın biraz üşüdü. Dışarıdaki soğuk hava, kar, fırtına onu Öz’üne döndürdü. Öz’ünden beslenmeye başladı.
Bahçeye tekrar baktım. İlkbahar ve yaz aylarında fazla gübrelenen ağaçlar Öz’ünden yeterince beslenememiş. Sıkı sıkı tutunmuşlar köklerine, topraktan medet umuyorlar. Yeniden doğuşa bel bağlayıp, ilkbaharlarına döndüler…
Dibine gübre değmemiş, hep kendine sunulan doğal kaynaklardan beslenen ağaçlar ise; yavaş yavaş dünyaya tutunan köklerini bırakmışlar. Öz’deki hakikat yolculuğuna çıkmışlar. Akşam güneşi ağır ağır yol alırken, kuruyan bedenlerinden gün ışığı daha bir parlak, daha bir canlı yansıyor evrene. Artık ilk bakışta gördüğüm bir ağaç değil. Ondan yansıyan gün ışığı...
Yarınlarda; en güzel ağaçların, insanların, canlıların yani yaratılanların Öz’ünde ( Yaradan’da) bütünleşebilmek dileğiyle izlenimlerimi sizlerle paylaşıyorum. Sevgiyle kalın.NN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.