Erguvan Mevsimi ve Çay
Sizde de öyle midir bilmem. Nedense, erguvan ve çay sözcükleri bana hep İstanbul’u çağrıştırır.Sonra, Boğaz’ın yamaçlarında çiçek açmış erguvanlar canlanır hayalimde. Dünyanın neresinde olursam olayım İstanbul’da bulurum kendimi. Elimdeki ince belli bardakla, asırlardır bir Leyla misali Boğaz sularına saçlarını sermiş zarif Kız Kulesi’ni özdeşleştiririm. Bu belki de İstanbul’u uzaktan sevmenin bir başka tezahürü, yahut çayın İstanbul’a İstanbul’un çaya yakıştığının sessiz belgeseli.
İstanbul’a cihangirlerin ve şairlerin tutkunluğunu anlamak için yedi tepeden birine çıkıp temaşa etmeye gerek yok İstanbul sözcüğünün tılsımı yeter İstanbul’a tutulmaya.İstanbul ki yedi tepesiyle yedi rengi uhdesinde bulunduran gök kuşağını kıskandıran yegane şehir. Bana sorarsanız bir taşına cümle Acem ülkesini feda eden Divan şairi Nedim ve
“Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü’yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.”diyen Yahya Kemal abartmış sayılmaz. İstanbul’un mecnunu olmak yaraşır insana. Bundan maada seçenek yok.Yedi rengin tılsımını haiz yedi tepeli şehre hayran olmak cihangirane ve şairane olduğu kadar ayrıcalıklı bir hâl diye düşünüyorum.
İstanbul, cümle güzellikleri bağrında taşıyan ve her çağda albenisini koruyan efsanevi dilber. Ona ne giyse yakışır lâkin, bunca hoyrat davranışı hak etmemiştir. Türk’e gönülden ram olan dilbere nicedir kötü davranıyoruz. Yine de o bize vefalı ve sadık. Bu davranışındaki büyüklük ve asalet de İstanbul’dan kaynaklanmaktadır. Biz kendimize hiç pay çıkarmayalım. Her şehrin rüyası vardır. İstanbul’un rüyasını hiçbir rüya bilgini tahmin ve tabir edemez. Onu bir nebze olsun şairlerin hayali elinden tutabilir. O da her şairin hayali değil. Bir Nedim, bir Yahya Kemal girebilir belki bu kategoriye.
Şimdi sizlere haddim olmayarak bir öneride bulunmak istiyorum. İstanbul’da huzur ve sükun mahreçli ağız tadıyla bir çay içmek için erguvan mevsimini iple çekmenize gerek yok. İstanbul’da Kız Kulesi iklimine dahil “Sahibü’l Çay Âsâf Osman Efendi” namıyla bilineN mütevazı ve özgün çay dükkanına yılı her mevsiminde uğraya bilirsiniz. Hem İstanbul özleminizi giderir hem de çaya teşne dudaklarınızı ödüllendirmiş olursunuz.
Ayrıca bu mekanda çayın envai makamlarda harmanlanmış türlerini musiki eşliğinde nuş etmenin ayrıcalığını yaşamanız da işin cabası olur. Siz çayınızı yudumlarken mekanın sultanı Sofya Hanım da sizE eşlik ve mihmandarlık eder.
Ankara,31.10.2105 İbrahim KİLİK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.