- 381 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MAVİ TAVŞAN-10
...
Mavi tavşan kafeden içeri girer girmez gözleriyle bütün mekanı taramaya başladı. Sevimli çocuk gözlerini hiç kapıdan ayırmamıştı ve mavi tavşanı görür görmez ayağa kalktı. El salladı. Mavi tavşana doğru bir iki adım attı. O sırada mavi tavşan sevimli çocuğu görmüş gülümseyerek masaya doğru gidiyordu. Masaya geldiğinde sevimli çocuk elini uzattı. "Hoş geldin" dedi.
"Hoş buldum"
Tokalaştıktan sonra mavi tavşan oturana kadar sevimli çocukta oturmamıştı. Bu kadar kibarlığa gerek yoktu aslında mavi tavşan böyle önemsiz şeylere takılmazdı. Yerine oturur oturmaz
"Çok beklettim mi?" diye sordu mavi tavşan
"Hayır. Bende yeni gelmiştim zaten" dedi sevimli çocuk ama aslında yarım saattir sap gibi bekliyordu.
"Nasılsın?"
"İyiyim. Sen?"
"Garip" dedi sevimli çocuk utanmış bir halde.
"Nasıl garip? Kötü mü hissediyorsun kendini?"
"Hayır. Heyecan sanırım. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim o yüzden anlayamıyorum. O yüzden garip"
Sevimli çocuğun bu cevabı karşısında sadece gülümsedi mavi tavşan. O sırada garson gelmişti. Sade bir kahve istedi. Sevimli çocuk ise demli bir çay. Garson gittikten sonra kısa bir sessizlik oldu. Birbirlerine bakıp gülümsediler.
İlk buluşmalar her zaman en zorudur. Heyecan, çekingenlik, mutluluk, konu bulamama, utanma bütün duyguları yaşadılar. Ancak daha sonra ikisi de açıldı. Koyu bir muhabbete başladılar. Birbirleri hakkında neredeyse her şeyi sormuşlardı. Mavi tavşan, sevimli çocuğun her söylediğini aklına kazımıştı.
Gülüyorlar, şakalaşıyorlar, çikolatalar, bisküviler yiyorlardı.
Mavi tavşan telefonunun saatine baktı. Hava kararmıştı bile artık gitme vakti.
"Artık gitmem gerek"
"Evine kadar bırakayım" dedi sevimli çocuk ve mavi tavşanın cevap vermesini beklemeden kalktı. Sevimli çocuk hesabı ödedi ve kafeden çıktılar...
...
Durağa doğru giderlerken ikisi de sessizdi. Sevimli çocuk taksi durdurmak istedi ancak mavi tavşan engelleyerek minibüse bineceğini söyledi. Sevimli çocuk taksi konusunda ısrar ederken mavi tavşan durağa girmişti bile. Minibüse binmeden önce sevimli çocuğa doğru döndü ve gülümsedi.
"Görüşürüz. İyi akşamlar"
"Görüşürüz. Ararım seni" dedi sevimli çocuk. El sıkıştıktan sonra mavi tavşan minibüse bindi. Koltuğa oturup sevimli çocuğa baktı el salladı. Minibüs hareket etmiyordu. Birbirlerine bakıp kaldılar. Daha sonra mavi tavşan çantasında bir şey arıyormuş gibi yaptı bir yandan da sevimli çocuğa bakıyordu. Halen orada bekliyordu. Minibüs hareket ettiğinde tekrar el salladı ve son kez gülümsedi sevimli çocuk.
Eve geldiğinde hemen mutfağa gidip çay suyu koydu kendisine. O olurken üstünü değiştirdi daha sonra bir sigara yaktı. Mutfak masasının yanındaki sandalyeye oturmuştu. Kafasında bir sürü soru vardı. En önemlisi ise "Yeni bir başlangıca hazır mı?"
Artık yaşama amacı sevimli çocuk olur mu?
Yoksa bir amaç bulma içerisinde olduğu için mi bu kadar bağlı hissediyor kendisini sevimli çocuğa? Daha sonra ya birbirlerinden sıkılırlarsa yada eskisi gibi olmazlarsa o zaman geçen zamanlar heba olmaz mı? Boşa kürek çekecek zamanlar yok. Artık genç değil.
Çayını ve sigarasını alıp salona geçti. Müzik açtı ve koltuğa uzandı. Bugün gerçekten de çok yorulmuştu. Telefonu çaldı hemen açtı arayan sevimli çocuktu
“Efendim” dedi mavi tavşan heyecanlı bir sesle
“Alo. Nasıl, gidebildin mi eve?”
Sevimli çocuğun kendisinden daha sevimli bir sesi vardı.
“Evet. Ya sen? Fazla beklemedin değil mi?”
“Hayır, beklemedim ama daha yeni giriyorum eve”
Kısa bir sessizlikten sonra
“ Yine ararım seni. İyi geceler.” dedi sevimli çocuk
“Sana da iyi geceler.”
Telefonu kapattıktan sonra mavi tavşan, sevimli çocuğun sıcak sesini düşünüp "demek ki bir sorun yok" dedi kendi kendine. Kalkıp bir çay daha aldı biraz daha oturduktan sonra uyumak için odaya gitti. Yatağın çarşaflarını değiştirdi. Saatini kurdu ışığı kapattı ve yattı...
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.