- 5198 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
NASIL BULMAK İSTİYORSAN ÖYLE BIRAK!
’ Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak ! ’ Bilirsiniz, tuvalet mevzuunda söylenmiş meşhur bir atasözümüzdür. Gittiğimiz her yerde gözümüze sokarcasına kocaman bir yazıyla yazmışlardır. Aslında şunu demek istemişlerdir yazanlar : ’’Hani bize zahmet olmasın sizin pisliklerinizi temizlemek... Usturuplu işeyin, sağa sola sıçratmayın,alın elinize fırçayı, sifonu da çekmeyi unutmayın.’’
Bir de ’ Arızaladır, kullanmayınız.’ yazısına rastlarsınız. Arızalı falan değildir, girin rahatça görün işinizi. Yol geçen hanına dönmesin diye bulunan pratik ama bana göre modası geçmiş inandırıcı olmayan bir yazıdır bu. Şu ana kadar, bu yazıdaki gibi gerçekten de arızalı olanına rastlamadım.Paşalar gibi girdim içeri, işedim, sifonu çektim, çıktım. Hem de buralarda işemesi daha rahat oluyor, arızalı diye hiç kimse uğramıyor, ne güzel, şahsıma mahsus tuvalet gibi...
Misafirlikte durum nasıldır peki? Hiç bir ev sahibi tabii ki ne yazılı ne de sözlü böyle bir uyarıda bulunmaz. ’ Yasak hemşerim. Giremezsiniz. ’ diyemez ama, misafir, tuvalete girip de,ortalığı kirletecek diye ödü kopar. Kendi pisliğimiz yetmezmiş gibi, bir de bu misafir çıktı başımıza diye düşünür.Hele yatılıysa bu misafir, eyvahlar olsun, bir de tuvalet sırası bekle işin yoksa. Hele bir de duş falan alacaksa, kim ister ki duş kabinine girilmesini.Asil türk milleti yine de misafirperverdir, kıymetinizi bilin, uçakta kokpite girmek bile yasakken, siz adamların yatak odasına bile giriyorsunuz.Örneğin benim durumum, bakın anlatayım :
O kadar yol gitmişim, adresi bulana kadar kan ter içinde kalmışım, bir de yolda sıkışmam mı?
Adres... o da ayrı mevzuu. Adres elimde yazılı da, nedense bulamam evi bir türlü Sormadığım kişi kalmaz. Bilen de yanlış adresi tarif eder durur. ’ Şimdi, şu caddeyi takip et, ışıklardan sağa dön, soldaki ilk sokağa sap, oralarda bir yerde olmalı. ’ derler. Önce ışıkları ararım. Nerede ulan bu ışıklar? Sağa saparım, karıştı adres. Orada tekrar sorarım. Çok gitmişimdir, haydi olmadı, tekrar başa dön. Sanki labirente girmişim. Telefon açarım ev sahibine. ’ Yahu bulamadım ben bu evi. ’
’ Neredesin Murat? ’
Cevap veririm. ’ Vallahi bir market var, yanında da bir kasap. ’
Muhabbet böyle devam eder. Sonunda, şükür kavuşturana.
Hoş geldin beş gittin faslı hemen bitse de kendimi tuvalete atsam. Şöyle bir diyalog her zaman yaşanır bende :
’ Hoş geldin Murat. Çok mu aradın adresi?’
’ Hoş bulduk, ya sonra öpüşürüz, affedersiniz de benim lavaboya gitmem lazım.’
Ayıp olmasın diye, açıktan tuvalet demem de, lavabo derim.Evin içinde lavabo ararım. Onlar peşime takılırlar.Taa benle beraber tuvalete girecekler neredeyse.
Ezberledim artık : ’ Yok, siz zahmet etmeyin, ben yolu bulurum.’
Sanki adres sorar gibi, nereden bulacağım yolu? Dalarım yanlışlıkla yatak odasına falan.Ev sahibi gördüyse kesin acayip mahcup olduk.Nerede yahu bu tuvalet? Bir kaç odayı da görmüş olurum böylece. Hatta yanlışlıkla mutfağa falan da girerim.Sonra banyoya dalarım. Bayağı bir oda geçerim yani. Oh be sonunda buldum. O da ne? Sürpriz... Al işte, asri tuvalet. Yok mu ulan bunun klasiği, eski modeli? Hani klozetin üstüne çıkılmayacağını biliyorum, eşek değilim o kadar da, ben bu alafranga tuvaletlerde rahat edemem.Yani tuvaleti bulana kadar bayağı tutarım kendimi. Sonunda buldum. Ulan amma da sıkışmışım, fermuarı çekene kadar yarısı pantolonuma damladı. Neyse oldu. Suyun sesini açayım da, ayıp olmasın ele güne karşı.Hatta sifonu 2-3 kez çekerim. Belli olsun çektiğim diye.İnsanın kendi evi gibi olmuyor cancağızım.
O değil de aslında bulmak istediğimiz, nasıl bırakmışsak öyle bulabileceğimiz arkadaşlarımız, dostlarımız olmalı. Değişmişlerse biliniz ki, nedeni çoğu zaman bizleriz. Bir de, şu tuvalet temizliği alışkanlığını önce kendimiz edinelim, sonra da çocuklarımıza öğretelim. Pisuvara büyük çişini yapan kazık kadar adamlar var bu memlekette. Neyse, fazla derinlere inmeden konuyu sonlandırayım.
Sağlıcakla, sevgiyle kalınız.
Vecdi Murat SOYDAN
(Yaşanmamış Aşkların Şairi)
29 Ekim 2015-Isparta- 12:57
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.