- 500 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Düğün /Dernek/Borç/Orgi
Sekiz saatlik yolculuktan sonra sonunda Giresuna varabildim otobüsle gitseydim daha uzun süreceği kesin uçak derseniz aylardır lak lağı yapılan milyonlarca dolar para dökülen Ordu/ Giresun havalimanı olmuş sana orgi* ucuş yok sefer yok neyse konumuz bu değil konumuz çocukluk arkadaşımın düğünü.
Saat dört gibi girdim Giresuna eski halinden eser yok o çok mükemmel sahil yolu şehrin silüetini bozmuş durumda. Ki bu ülkede her zaman olduğu gibi merkez belediyesi muhalefet partisinden olduğu için karadenizin en az ödenek alan illerinden. Konumuz buda değil ama burda dursun.
Düğün nedir iki insanın hayatlarını birleştirmesini bütün hısım akraba konu komşuya haber veren müsamere. Muhtemelen dünyadaki her yüz kadından doksanının hayalidir gelinlik
Tabi kültürden kültüre örf değiştiği için düğün ve evlilik kavramını genelde incelemek yerine yerelde incelemek daha uygun ( tabiki örneklerle)
Yani Korede bir damat adayının düşünmesi gerekenlerle Türkiye’deki damadın düşünmesi gerekenler çok farklı.
Toplumumuzda yıllardır erkeğe yüklenen misyon para getirendir kusura bakmasın hanımlar şu an üniversite okumuş eğitimli kesimde bile erkeğin kazancı daha önemlidir.
Düğün damat için borç demektir fazla zengin yada yıllardır yemeden içmeden para biriktiren biri değilse
Gelin için hayatının en güzel günü yada en kötü günü olması arasında ince bir cizgi olan gün.
Aileler için takı hesabıdır yıllardır takılan altının paranın geri dönüşüdür.
Bu düğünlerde kim eğlenir pistten çekilmeyen çocuklar ve yemekli bir düğünse karnını doyuranlar
Bir ev kurmak kira dahi olsa beyaz eşyası düğünü derken en az 30-40 bine patlar ailebiraz havalı ise 100 bin tl bizim oğlan 60 bin harcamış ev peşinatı vb derken bitmedi tabiki evin geri kalan ödemesi derken on yılı ipotek edilmiş bir insan?
Bu insan hayata borçlu başladı bile bu yazının düğünün güzelliğinden falan bahsetmesi gerekti aslında ama kazın ayağı öyledeğil. Bakın sayın hamınlar eşlerinize yada eşiniz olmasını istediğiniz adamı o düğün stresi altında tek bırakmayın tamam düğün yapın ama yanında olun o kişinin tanesi 5 tl lik davetiye yerine 3 lüğü aldırın ne bilim gelinliğinizi en pahalı olandan seçmeyin gibi. Bundan daha ziyade psikolojik olarak bir adamın yanında durun gerekirse kimi konularda ailenizi karşınıza alıp daha uygununu seçin. Bu eşinizin size hayat boyu saygı duymasını sağlar.
Hayat müşterektir yok şunu kız tarafı bunu erkek tarafı alacak değil sen ve o ne alacak mümkünse ailelerinizi işe karıştırmayın...
Düşünün bunları borç olacaksada beraber yapın.
Borç yiğidin kamçısı değil zulmüdür
YORUMLAR
Sana çok hak veriyorum...
Evliliğin gönül bağı değil de, bir iş ilişkisi gibi değerlendirilmesine hep karşı olmuşumdur. İki insan hayatlarını birleştireceği zaman, özellikle anne babaların çocuklarından daha çok talepleri olmakta...
Şahsen bu konuda çok müsterihim. Nikah şekerlerimi , davetiyemi gelin çiçeğimi de bizzat kendim büyük bir zevk ile yaptım. Hem de imkansızlıktan falan değil, bu özel günümde hepsinin özel bir anlamı olmasını istediğim için.
Bir gün giyilip kenara konacak bir gelinliğin satın alınmasına da karşıyım Tabi bu anlamlı giysiyi ilk giyen olma arzusuna karşı değilim. Moda evleri isteyene, istediği gelinliği dikiyor. Onu bir kez giyip moda evine bıraktığınız takdirde, hem ilk giyen siz oluyorsunuz, hem istediğiniz modeli yaptırıyorsunuz, hem de çok daha uygun bir fiyatla . Ben de bunu yaptım yine kendi arzumla.
Ailelerin ele güne karşı başımız dik olsun diye ayak direttiği konular, daha sonra evlatlarının ayak bağı olabiliyor. Aile içinde büyük huzursuzluklara yol açtığı gibi bir süre sonra ayrılıkla bile noktalanabiliyor. Çok örneğini gördük.
Dişi kuş yuvayı, erkek kuş da o yuvanın bozulmaması için elinden geleni yapmalıdır. El - ele, yan yana yani. Ama evlilik bir iş ortaklığı gibi görülür, , ince hesaplar peşine düşünülürse devamı zordur, zor....
Billur T. Phelps tarafından 10/29/2015 8:08:26 PM zamanında düzenlenmiştir.
şu konuya bir açıklık getirelim. üniversite bitirmek, hatta efendime söyleyim master yapmak, professor olmak, çok iyi işlerde filan çalışmak insanın aydınlanması, zihninin açılması için gerekli bir yapı oluşturmuyor. biz de, okuyan kesim daha acımasız. bunun sebebi en sonda belirttiğiniz gibi kapital sevdası anne babaların evlatlarının var ettiği yeni hayatlar. bunu böyle söyleyince 'êfendim, o zaman parasız nasıl yaşanılsın, parasız da olmaz yani' diyorlar.
-e be ahmak, ben sana parasız yaşanılır mı dedim, lüks düşkünü, israftan kaçınmayan insanlardan bahsediyoruz.
yani.