- 666 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
PARA MI? AŞK MI?
Sanırım yaşam var olduğundan bu yana, özellikle felsefe bilim adını aldıktan sonra bu soru çok sorulur olmuştur.
Evlilik aşkı öldürür mü?
En çok kimi seviyorsun?
Issız bir adaya düşsen yanına alacağın üç şey nedir?
Don lastiği misali uzadıkça uzayacaktır bu sorular.
Neden üç şey, beş veya on değil. Neden illa sadece annemizi sevelim, komşumuzu da sevemez miyiz?
Yaşam o kadar sıradan ki, anlamamak için kendilerini zorluyor insanlar. Para, aşk, hırs birçok şey için sıradan olan yaşantıyı zigzaglarla dolduruyorlar.
Yüzyıllardır birileri gelip geçmiş bu topraklardan, kim bilir ne aşklar tükenip bitti, kim bilir ne hırslar geldi geçti. Bir koltuk kavgasına ayağımızı bastığımız topraklara kim bilir kaç kişinin kanı döküldü.
Annesini, babasını, kardeşini seven kaç kişi vardır şu toprağın altında.
Sıradan dünya, dümdüz aslında anlayabilene. Neden kendimize yokuş ya da inişler çıkarıyoruz?
Sıfır kilometre bir ara gibi çıkıyoruz hayat yoluna, kimin evladı olacağımız sorulmadan.
Anne sütünü em işte doyur karnını, emekle, yürü, koş, okula git, büyü, iş sahibi ol, ibadetini yap, yaşa, nefes aldığın kadar şükürle al, iyilik yap, seni ve etrafını mutlu edecek ne varsa yap.
Bir daha gelmeyeceğin bu dünyaya neden olumsuz enerji bırakasın.
Sorma işte para mı? Aşk mı? Diye.
Mutlu musun? Mutlu ediyor musun? Asıl soru bu.
Her varışın birinci adımı saygı, ikinci adımı sevgi.
Öyle mi yapsak, böyle mi diye, diye geçmedi mi bu hayat. Hayatın ya o tarafı var, ya bu tarafı diye öğrettiler insanlara. Hayatın o tarafı, bu tarafı, orta tarafı, yan tarafı, üst tarafı velhasıl her tarafı var hayatın.
Ya olmazsa deyip atıyoruz, ya oldu deyip hayat boyu gidecek zannediyoruz.
Sorgulamalarla hayatın son demine varıyoruz.
Sorgulama diğer dünyada, bu dünya toplama yeri. Güzellik ve iyilikleri toplama zamanındayız şimdi.
Sözün özü; “ Ne kadar çile varsa bu dünyada, kendimiz çıkardık başımıza”
YORUMLAR
Aslında kulağımıza sokulan ilk sorular bunlar 'daha çocukken başlar Anneni mi 'Babanı mı'? daha daha çok seviyorsun .ve ilerleyen yıllarda evlilik çocuk kariyer iş güç vs vs .uzayıp giden bir daha çoklar manzumesi tekrarlanıp durur.
Evlilik aşkı öldürmez biz izin vermediğimiz sürece.
tıpkı aşıkın paraya satılmayacağı gibi.
kendi çilemizi kendimiz yazmadığımız sürece her şey da iyi ola bilir biz istersek ..
sevgiler.
Sözün özü; “ Ne kadar çile varsa bu dünyada, kendimiz çıkardık başımıza”
Katılıyorum anahtar cümle bu. Henüz çocukluktan başlamadı mı ben onu sevmiyorum sen de sevme, ben onunla konuşmuyorum sen de samimi olma. Sonra büyüdük ve bu defa arkadaşların kendi düşüncelerine ortak edilmedik mi istemeden de olsa. Derken aşk girdi yaşamımıza, bu defa da benden başkasına bakma gülme konuşma sus ve karantinaya gir. Kısmen doğru olsa da aşk adına söylenenler, bu güvensizliği veren yine yasakları koyanlar değilmidir? karşımızda ki kişi eğer bizden biraz ileride ise, buna destek olmak yerine yasak koyup durudurmayı seçtikçe, bir arpa boyu yol alamıyoruz maalesef.
Baskısız , samimi, güvenli ve derin yaşanmalıdır hayat,.zira tekrarı yok
Güzel özetlenen bir yazıydı kalemize sağlık efendim.
poeme_şiir tarafından 10/29/2015 12:42:12 PM zamanında düzenlenmiştir.