- 631 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
PAZAR GÜNLÜKLERİM 15
PAZAR GÜNLÜKLERİM -15-
"Mektup yazarken düşünüp taşınmak canımı sıkıyor filan diyorsun! mektup yazarken hiç düşünme, aklına geleni, içinden geleni yaz. hiç kuş öterken düşünür mü? hiç şair şiirini gönlüyle okurken kafasını yorar m? neyi ve niye düşünüp taşınıp yazacakmışsın? kalp düşünmez. sen bana kalbinle yaz. olur mu?"
Pirayesine yazmış Nazım bu satırları.
Pazar günlüğümü yazmaya başladım. Tutuldum kaldım. Dökemedim kelimelere yaşadıklarımı, hissettiklerimi. Sanırım, biraz ilgiden oldu bu. İlgi arttıkça, beğenilmesi için yazmaya çalıştığımı gördüm. Bu da bozdu beni tongue ifade simgesi
Kalbimle yazacağım ben de Nazım’ın dediği gibi. Yine...
Artık evim yakın, taksi ile gidip geliyorum pazara. Taksicilerle de ahbap olacağım smile ifade simgesi
-Abla ne yapacaksın bu kadar çiçeği? dedi bi tanesi. (Pazarcı kılığı yok ya, konduramıyorlar)
-İnşallah hepsini satacağım taksici kardeş.
-Aaaa, kendin mi yetiştiriyorsun bunları? Ne bunlar abla ya, hiç görmediğim şeyler.
-Evet, bir kısmını ben yetiştiriyorum. Sukkulent diyoruz bunlara. Kaktüs ailesinden. Aslında kaktüs de bir sukkulent.
Neyine lazımsa, sölüyom bunu ama..Olsun, bir nevi genel kültür. Taksici arkadaşlarına hava atar belki, yeri gelince wink ifade simgesi
Geçen hafta dönüşte denk geldiğim taksicinin eşi de meraklıymış kaktüse. Bak o ilgilendi gerçekten. Hatta inerken bir saksı hediye verdim ona, eşine götürmesi için.
Mısırcının yanında çalışan, ama bir süredir gelmeyen Murat, başlamış gene. Gülüştük birbirimizi görünce.
-Nerdesin ya Murat, sen olmayınca tadı olmuyor.
-Dinlendim abla biraz, Sebahattin Abi yine çağırınca gideyim dedim.
Lahana satıyor.
Elinde listesi gelen Beyler, listeden gözünü ayırmadan okuyarak pacman ifade simgesi
-Turşuluk lahana verirmisin?
ya da,
-Yemeklik , sarmalık lahana istiyorum. diyor..
Murat bana bakıyor, kalkıyorum yerimden bakıyorum lahanalara tek tek, yumuşak olanlar sarmalık, sert olanlar, yemeklik ve turşuluk...
Öğrendi Murat da artık smile ifade simgesi E bu da bir genel kültür...
Ah, Emine de, turunu tamamlamış, önündeki kocaman cepli önlüğe, yeni limonları almak için geldi.
-Oşgeldin abla, özlettin kendini.
-Hoşbulduk Emine. Ben de özledim valla. Geldim artık. Nasılsın, ne var ne yok?
-Nolsun be Abla, ep aynı.
-Nasıl eşin?
-İlaçlarını saklıyom abla, içmeyince iyi gibi. Psikolojik ilaçlar. İçince epten kafayı yiyo adam. Saat başı uyanıyo, yatağı karıncalar mı ne basıyomuş. E ben çalışırım gündüz. O uyanınca ben de uyanıyom. Yoruluyom be ablam.
-Sorsaydın doktoruna be Emine.
-Sordum ablam, söyledim. Ama inanmıyo doktor. Kullanması lazımmış o ilaçları. Ama epten fena olur kullanınca. Napayım, kendimizi de düşünüyom. Uykuda falan boğazımı sıkıvercek diye, ödüm patlıyo.
-Hay Allah...
-Oğlan desen , fena. Okula gitmiyo. Bizim maallede çocuk yetiştirmek zor be abla. Küçük çocukların elinde bile sigara. Bi de bonzai denen bişi var. Kızıyom ona, oku diyom. Benim gibi limoncu mu olcan diyom. Anlamıyo abla.
Dinliyorum öyle. Her kesimde, her yaşta, kadın olmak zor zanaat.
-Gel bir fotoğraf çektirelim beraber.
-A be abla, söyleyeydin, güzel giyinirdim smile ifade simgesi
-Sen her halinle güzelsin be Eminecim.
Lahana alan müşteri, gülüyor benim sözlerime.
Poz veriyoruz Murat’a.
-Meşhur olacaksın Emine..
Hatta oldu bile ama, haberi yok.
Hava bir kapıyor bir açıyor.
Güneş kızdırdığında Murat;
-Bak abla, şemsiyeyi açcam şimdi, güneş gitcek.
-Açma o zaman, yakmıyor nasılsa.
-Ama lahanalar kötü olur, güneşte.
Şöyle bir bakındı etrafına..
-Bizim şemsiye nerde yaaa?
-Koca şemsiye nere gidecek ya, indirdiniz mi arabadan?
-İndirdik abla ya, eminim. Burdaydı.
Biraz bakındıktan sonra, komşu tezgahın şemsiyesi tanıdık geldi ona. Gidip sordu, onunmuş.
Açtık koca şemsiyeyi, binbir zahmetle.
Beş dakika geçmedi, güneş gitti.
-Ya abla, ben bi tek ölceğimi bilmiyom..
Bu arada işler de iyi gidiyor. Geçen hafta Ankara ve İstanbul’dan gelen müşterilerim vardı. Çok gururlandım kendimle doğrusu.
Bazen yorulduğumu hissediyorum. Hafta arası 08/18, cumartesi günleri 08/15 çalışıyorum. Akşamları bitki dikiyorum, saksı değişimi yapıyor, fotoğraf çekiyorum, ya da kargo hazırlıyorum. Pazar günleri de, tezgahımın başındayım.
Kendime ayıracak vaktim neredeyse hiç yok. Mavi gözlümle kaçamak yapıp, sinemaya tiyatroya gidiyoruz ara sıra ama, yetmiyor. Gece 22.00 olduğunda pilim bitiyor.
İsyan ediyorum, kahrediyorum, kin ve nefret bürüyor içimi. Telkinlerde bulunuyorum kendime hep, öyle zamanlarda. ’Sağlıklısın, dünya güzeli, iyi huylu, sağlıklı bir evlada sahipsin. Yapma....onu düşün hiç olmazsa’ diyorum. Geçiyor.
Bir de işte böyle pazara çıktıkca, adımı ordan burdan, internetten duyup gelenler, ayaklarımı yerden kesiyor. Seviyorum kendimi o zaman.
En çok da sizi smile ifade simgesi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.