- 953 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
PLATONİK AŞKIN ÇÖZÜMÜ
Aşkların en güçlüsü ve bir o kadar da iğrenç olanıdır platonik aşk.Hemen hemen herkese hayatı boyunca en az birkaç kez nasip olur bunu yaşamak...Kimi geçmişinde yaşadığı platonik aşkları tebessümle anımsar,kiminin ise canı bu anılar yüzünden hala yanmaktadır...Kimisi hala yaşamaktadır bu duyguyu,umutsuzca beklemektedir aşkının platonik değil gerçek olmasını...
Birine platonik olarak bağlandığınız,aşık olduğunuz zaman her yerde ve her zaman onu düşünürsünüz...En alakasız ve yersiz zamanlarda bile...Yarın vizeniz vardır,fakat siz önünüzdeki kağıda onun ismini karalamaktasınızdır...Çok önemli bir toplantıda konuşma yapacaksınızdır,ama siz konuşmanızın içeriğini değil,’o’nunda acaba izlemeye gelip gelmeyeceğini düşünürsünüz.
Gördüğünüz birçok kelime size o’nun ismini çağrışım yapar..Yolda duyduğunuz birçok ses sanki o’nun ismini fısıldıyordur kulağınıza...Çevrenizdeki her güzel varlığı o’nunla kıyaslarsınız ve tabi sizin için en güzel olan asla değişmeyecektir...
O’nu görmek ve hep yanında olmak istersiniz...Sizdeki bu görüşme isteğinin çeyreği bile o’nda yoktur..Bu durum sizi oldukça üzer ama bu sizi o’ndan soğutmaya değil tam tersine o’nu gözünüzde büyütmenize yarar.Çünkü o size soğuk davranmaktadır,o ulaşılmazdır,mükemmeldir,Allah’ın yaratırken en özen duyduğu varlıklardan biridir.Fakat siz sıradan birisinizdir,onu seven basit bir insan...Ona sevdiğinizi söyleyebilecek güveniniz bile yoktur kendinizde.Onun gibi bir varlığa siz nasıl olur da aşkınızı itiraf edersiniz ki...En iyisi haddinizi bilmek ve onu uzaktan sevmeye devam etmektir...İçinizdeki o vazgeçmediğiniz küçücük umudunuzla birlikte..
Belli bir zamandan sonra kendinize olan saygınızı da kaybedersiniz..Özgüveniniz yerle bir olur...Sürekli onun ismini sayıklarsınız...Tüm sosyal çevrenize ondan o kadar çok bahsedersiniz ki artık başka bir konu konuşmaz olursunuz...Hayatınız artık ondan ibarettir...
Onu görebilmenin verdiği heyecanla MSN’yi açarsınız.Onu göremezseniz çevrimdışı durumda pusuya yatarsınız.O girince de ’hemen ondan sonra girmiş olmayım,çakmasın’ diye düşünür,biraz daha beklersiniz.Sonra durumunuzu çevrimiçiye getirir ve ondan küçücük bir ’slm’ beklersiniz.Fakat o ’slm’ gelmeyecektir.Bir süre daha beklersiniz,sonra dayanamayıp siz slm verirsiniz ve kısa bir sohbet edersiniz,fakat bu konuşma asla sizi tatmin etmez.Çünkü bu konuşma hayal ettiğiniz gibi değildir ve olmayacaktır da...
Bazen kafayı çektiğinizde ya da biri size gaz verdiğinizde ona açılmaya niyetlenirsiniz...Karşınıza alırsınız onu fakat konuya giremezsiniz.Çünkü o gayet sakin ve soğuk davranışlar sergilemektedir.Birazcık yakınlık gösterse ’Seni Seviyorum’ cümlesi ağzınızdan dökülüverecektir ama olmuyordur işte...Onun için siz, sadece sıradan bir arkadaşsınızdır ve bu böyle olmaya devam edecektir ama siz bunu bilemezsiniz çünkü ona aşkınızı itiraf edip cevap almadığınız süre boyunca o içinizdeki umut, küçücük de olsa devam edecektir...
Bazen karşınıza almaya bile cesaretiniz yoktur...Msj atmak istersiniz.Msjı hazırlarsınız,fakat gönder tuşuna basamazsınız.Elinizin teri telefonun içine sızana kadar bu beyninizle çatışmanız sürer,fakat gönder’e basamazsınız,yine bir sonuca varamazsınız...
Bu süreç aylarca devam eder...Aylarca sosyal hayattan kopmuş,bunalım bir şekilde gezersiniz...Sadece nefes alabilen,konuşabilen ama düşünemeyen moron bir vücuda dönüşürsünüz...Çevrenizdeki insanlar bile artık sizin için endişelenmeyi bırakmıştır...’Üzme kendini,sana ondan iyisini buluruz’ diyen sesler bir bir kayboluyordur,insanlar sizden elini ayağını çekiyordur...
Belli bir zaman sonra kendinizde farklılık hissedersiniz...Artık siz de ondan soğumuşsunuzdur ve onu eskisi kadar düşünmüyorsunuzdur...Aradan bir süre daha geçer...Artık bilinçli düşünmeye başlarsınız tekrar,hayata dönersiniz adeta...ÇÜNKÜ artık siz ’o’na değil aslında kafanızda yarattığınız hayalinize aşık olduğunuzu farkedersiniz..O sadece sizin hayalinizin,kafanızda yarattığınız o mükemmel varlığın hayattaki yalancı bir yansımasıdır...İşte o an gözünüzde büyüttüğünüz o’nun, gerçek o’ndan ne kadar farklı olduğunu anlarsınız.Aslında sıradan olan siz değilsinizdir,platonik olarak sevdiğiniz o kişidir..Bunu farkedersiniz...Kendinizi toparlarsınız ve onla aranızda iletişimi tamamen koparmaya karar verirsiniz...Aylarca durmadan düşündüğünüz bu kişi,sizin sıradan bir arkadaşınız bile olmayı haketmiyordur çünkü...O sizin gibi birinin kıymetini bilemiyecek kadar zavallıdır aslında...Siz ondan değerlisinizdir,o sizin kısa bir süre hoşlandığınız gereksiz bir karakterdir sadece...
Siz onu silmeye karar verdiğiniz an, o garip bi şekilde size yakınlaşmaya çalışır..Çünkü aylarca ona gösterdiğiniz ilgi hoşuna gitmiştir ve bunun bitmesini istemiyordur belki de ...Belki de size soğuk davrandığı için pişman olmuştur,kim bilir...Ama sizin için bu da önemli değildir..İçinizdeki hayranlık artık yavaş yavaş nefrete dönüşmüştür ve bir zamandan sonra farkedersiniz ki onu hayatınızdan çıkarmaktan başka bi isteğiniz kalmamıştır...En kısa zamanda bu hayatınızdan çıkarma planını devreye sokar ve başarıyla uygularsınız...Ve işte o an hayatınızın birkaç ayını onun için nasıl gereksiz harcadığınızı anlarsınız...
Hayatta hiç kimseye haketmediği değeri vermeyin...Unutmayın,hayattaki en değerli varlık kendinizsinizdir...
Hepinize sevgilerimle..
İsmail PİŞER
comatose.blogcu.com